21 Mart 2009 Cumartesi

Yüreğini koy!

Yüreğini koy!

Yüreğini koy sloganını bir siyasi parti seçim çalışması olarak kullanmaktadır. Sadece yüreğini koyanlar, beyinlerini koyamıyor demektir, çünkü beynini koyan yüreğini değil, akıl ile yol alır. Yüreğini koyanlar ise, duygusaldır, hemen bir kıvılcımda patlamaya hazırdır.

Bir kıvılcımın ateşlediği sonuçları geçmişte gördük. Çorum, Maraş, Sivas bunlara örnektir. Son yıllarda gelişen Trabzon’daki linç girişim hareketleri, papaza karşı yapılan eylemde Antep’de işlenen vahşi cinayette, yüreğini, inancını ortaya koyanların eseridir.

Yürek kondu mu, göz görmez, hedefe varmaktır amaç. Hedef için her şeyi mubah görür, önüne çıktığına inandığı hedefleri ve engelleri yok etmek için her yol denenir. Bu duygusal bir seldir. Bu selin sonuçları ise Hitler Almanya’sında kendisini tüm çıplaklığı ile ortaya koymuştur. Orada da duygu ile hareket edildi, o yüzden kitaplar yakıldı, çünkü kitaplar beyne hitap ederdi. Kendilerine gösterilen ötekileri hep homojen gördüler ve onların içinde ayırım yapmadan yok ettiler. Ötekileri savunan kendi gibi vatandaşını da, vatan haini gördü ya sev ya da terk et dedi, etmeyenleri ise o toplama kamplarında, onlar ile aynı sonucu paylaştırmaktan çekinmedi.

Yürek ortaya kondu mu, yasalar da ona göre yapılır, yüreği koyanların yasası evrensel olmaz. O yüzden kendilerini meşru görenler, evrensel hukuk kuralları içinde suçlu olabilirler. Yugoslavya’nın parçalaması sırasında kimler yürekleri ortaya koymadı ki?

Yürek ortaya kondun mu, aynı kendi yüreği gibi çarpmayan yürekler düşman gözükür. Düşman ise, adı üstünde yok edilmesi doğal olan şeydir!

Yüreğini ortaya koyanlar Bahçelievler’de beş genci boğazlayıp öldürmeyi marifet ve kahramanlık olarak algıladılar. Öğrenci yurdundan aşağıya atılan gencin arkasından güldüler, çünkü o genç onlar gibi değildi. Kafalarının içindeki düşmana çalışan bir ajandı beklide.

Yüreğini ortaya koyanlar, bir bayrak yakıldı söylentisi üzerine, bir şehri ateşe vermeyi göze alanlardır. Olayı anlamadan, doğrulamadan bir söylenti ile önüne gelene saldırandır. Yürek ortaya kondu mu, önündeki gerçekleri görmez, yüreğin gerçekliği daha önemlidir. 6 – 7 Eylül olayları gözünüzde canlanıyor değil mi?

Kim tarafından çıkarıldığı belli olmayan bir söylenti ile sırf kendisi gibi yaşamadığı için komşusunu boğazlayandır. Maraş bir söylenti ile ateşe semah durmadı mı?

Sivas, bir anma etkinliği kıyıma dönüşürken, çığlıklar yüreklerden geliyordu. Cehennemin ateşini gördükleri için tanrıya dua edenlerin sesleri, o gün binaların duvarına kazınmıştı. Yüreğini ortaya koyanlar, geçmişin hesabını akıl ile yapamazlar, yürekler ve sezgiler her şeyi açıklar!

Aklını koyanlar bir arada yaşamı nasıl geliştirebileceğini düşünür. Ötekini iteklemeden olduğu gibi kabul etmeyi, dönüştürmeden dost elini uzattığında, dönüşümün iki taraftan da yürekten olduğunu akıllı insanlar hisseder. Eğer birini kendine benzetmek için zorluyorsan, orada yürek konmuş demektir.

Sandığa yüreklerini değil, akıllarını koymalıdır insanlar, çünkü gelecek için yürekten çok akla ihtiyacımız var. Bugüne kadar hep yürek ortaya kondu. Ergenekon’dan bu topraklara kadar hep yürekler konularak eylemler, savaşlar, fetihler yapıldı. Bugünkü yaşam standardımız ortadadır, akıl ile yol alanların yaşam seviyesi de.

Eğer elinde imkanın var ise, yüreğin ile birlikte aklını koy ortaya ve küçük söylentilere karşı hep ihtiyatlı davran, çünkü sadece yürek ile çıkılan yol, genelde hayal kırıklığını beraberinde taşımıştır.

Bugün ‘yüreğini koy!’ diye sloganı seçenler, 12 Eylül ile yüzleştiklerinde hayal kırıklıklarını saklayamamışlardır. Onlar vatan için kan dökmüşlerdi, ilk idam edilenlerden oldular. İşkencelerden geçtiler. Bu vatan içindi her şey ama vatan için yüreğini ortaya koyanların acıları, çığlıkları ve hayal kırıklıkları zindanların duvarlarında saklı olarak durmaktadır.

Sadece yüreğini koymak demek, fedai olmayı peşinen kabul etmek demektir. Bir başkasının çıkarı için vücudunu ateşe döndürmek demektir. O başkasının ilerideki yaşamını bilmeden, kendini yok etmek demektir.

Burada sadece bir parti için söylediğimi düşündünüz değil mi, hayır sadece onlar için söylemiyorum, çünkü sadece yüreğini koyanların üstelerine aldıkları kimlik (etiket) o kadar önemli değildir, sonuç önemlidir. Yüreği ile hareket edenlerin yaşamları ortadadır, onları yönlendirenlerinde…

Ülken için, yüreğinin yanına aklını koy!

Hiç yorum yok: