9 Şubat 2010 Salı

Gazete başlıklarını dinliyorum!

Gazete başlıklarını dinliyorum!

Sabah gazeteleri dinliyorum, gözlerim uyku sersemliği içinde! Bilincimin ne kadar açık olduğunu ise, dikkat kesildiğim haberlerden öğreniyorum! Her ne kadar kulaklarım ile duymuş, ekrandan gazete görüntüsüne bakmış olsam da, öğlen saatlerinde kağıt üzerinde de gazeteyi görmem yüzünden, dikkatimi tamamı ile oraya da yönlendiremiyorum!

Sabah gazete okuma yerine, gazete dinler konuma geldim. Gazeteler, köşe yazarları okunuyor. Her kanal kendisine göre köşe yazarını okuyor, kendi grubunun gazetesinin başyazarı, onlarında ilk okuduğu yazardır. İçeriği önemli değildir, kural konmuş, okunur! Adam saçmalamış, saçmalamış önemli değildir, ondan sonra gelen o grubun yorumcuları da, o yazardan alıntı yapar konuma gelmişler.

Gazeteler okunuyor, köşe yazarları okunuyor, daha sonra Ankara temsilcilerinden gündeme ait görüşler alınıyor. Ortak yön ise, görüş bildiren, kendi düşüncesini ve yorumunu ortaya koyarken, politikacılara ve gündem belirleyenlere akıl veriyor konumda olmalarıdır. Ben onun yerinde olsa diye başlayan cümleler. Onun yerinde değilsin be adam, sen gazetecisin ve haberi gazeteci gibi yorumla diye bağırıyorum ama camdan öte tarafa gitmiyor. Ne kadar çok akıllı gazetecimiz varmış! Gazetecilere verin ülkeyi, dümdüz yaparlar!

Gazeteci, gazeteci olmaktan çıktıktan sonra ne hallere düştü? Yorumcu, sonra namlunun ucundan bakan embedded konuma gelmiş. Katil, hedef aldığı yöne nasıl namlusunu dönderirse, gazeteyi silah olarak gören işadamları da, gazeteciyi de namlu gibi hedefe rahatlıkla döndürebilmektedir! Gazeteci, iş takibine alıştı, çünkü patronu gazeteci değil, iş adamı. Patron için, gazetenin kar etmesi veya yüksek verdiği maaşı hak ettirmek için, gazetecisine görev verebilmekte ve ihale peşinden koşturabilmektedir.

Bazı gazeteciler, patronlarından aldığı maaşı düşük bulup, yaptığı haberlerden para talep edebilmektedir. Haberlerin içinde, bir tarafa övme ve göklere çıkarma varsa, düşünüyorum ki, oradan bu gazeteci nemalanmış ya da haber merkezinden biri haberi değiştirerek, o nemalanmıştır! Gazeteci haber kaynağından olaylara bakar olmuş konumdadır. Bağımsızlık, ‘işini bilenlerin’ çoğalması ile ortadan kalkmıştır.

Sabah haberlerinde, mizah var, ders verir gibi konuşmalar var, bir de izleyicisini aptal görenler var. Her konuda bilgi sahipleri ki, her sabah o engin bilgilerini bizim ile paylaşırlar. Bize yorum yapma hakkını bile çok görürler, çünkü en doğruyu, en iyi şekilde anlatanlar onlardır. Onlar hem ilericidir, hem muhafazakardır, hem Kemalist’tir, hem demokrattır, hem liberaldir hem diye devam eden sonsuz sıfatları içinde barındırırlar. Gündeme de uygun kimlik takarlar, şartlara uygun tavır alırlar ve hep orada kalırlar.

İşini bilen gazeteci, dış gezilerini de devlete yüklerler. Haber peşinden gider gibi devlet büyüklerine yapışılar, yapışamazlarsa zorla davet ettirirler kendilerini, nüfusları ona yeter! Boş götürdükleri bavullarını, dolu getirirler! Haberleşmeyi gazeteye yüklerler, her türlü fatura haber için şişirilmiştir. Yurt dışından eşe dosta kart gönderme yerine, bir alo demek daha keskindir. Alooo ben şuradan arıyorum demenin keyfi başkadır. Devlet büyükleri kaçamak yapmazlarsa, gazeteci çevreyi görme bahanesi ile kaçamak yapar! Her kaçamağın macerası da öteki geziye kadar, iş arkadaşlarına ballandıra ballandıra anlatılır! Alış verişi haber masrafı olarak gösterir, her şey kağıt üzerinden kazanılır.

Gazeteci kağıt üzerine yazdıkları ile hayatına biçim verir! Bir de dijital ekrana! Teknoloji gazetecinin elinden kağıdı aldı, daktiloyu müzeye kaldırdı, klavye üzerinden düşüncesini yazar konuma soktu. Şimdi klavyede kalkıyor, ekrana dokunarak yazılacak!

Bazı gazete yöneticileri ise, hayatlarında binemedikleri arabalara, ulaşım araçlarına bu farklarını iyi kullanarak binerler. Deneme sürüşü gibi, her gün araba değiştiren yayın yönetmenlerine bizim basın içinde görülmeye başladı! (elbette bazı medya patronları ve yöneticileri de araba değiştirir gibi yatağına aldığını değişmektedir. Genç, güzel ya da yakışıklı, fantezisine yanıt verenler, ekran önüne çıkmayı hak etmiş olurlar!) gazeteci dediğin işini bilen, kuşanan ve çapkın olarak yaşayandır! Gazeteci çapkın olmazsa, o çılgın haberleri nasıl ortaya çıkaracaktır! Gazeteci gereğinde çok bağıran, gereğinde yumruk atan kahramandır. Gazeteci toplumu değiştiren dönüştüren görülmez kahramandır! Süperman gazeteci değil miydi?

Bizim süperman gazetecilerimizi her daim tartışma programlarında görüyorum! Gazetecilik gerçekten neydi, göreniniz var mı? Eşi dostu sayesinde bir yere gelenler, şimdi o koltuklarından olmamak için kendilerini ulaşamaz kıldılar, bu sayede farklı olduklarını ve akıllı olduklarını tüm izlercilere göstermiş oluyorlar! Arada biz nasıl adam oluruz gibi soru sorarlar, adam olmadıklarını bildikleri için ama onlar o adam olmayan kesimin içine kendilerini koymazlar! Kim koyar ki kendisini, batan gemide ilk denize düşen konumuna? Bütün gazeteciler süperman değil ama bazıları süperman olduğunu sanıyor! Arada görüyorum, telefon kulübesi arayan gazeteciyi!

Gazetecilikte dış görümünde önem kazandı, bilgi değil, saçını arkaya atabilenler ekranın gözdesi, birinci sayfanın müdavim röportaj ustası olabiliyor! Gazeteci mankenler, poz verenler çoğalması tesadüfi mi dersiniz? Önce gazeteci, sonra poz veren!

Gazeteci işini bilendir! Akıl veren, işini bilecek değil mi? Basın ilkeleri vardı değil mi bir zamanlar?

Hiç yorum yok: