6 Nisan 2010 Salı

Kar hırsı…

Kar hırsı…

Kar hırsı, ortada ne inanç bırakır, ne de başka bir şey… Kar etmek için her şeyi göze alanın önünde hiçbir engel kalmaz!

Talep edilen malda, arz eksikliği doğduğunda, talep edilen malın taklitleri hemen ortaya çıkar ve orijinalinden ucuz olmamak kaydıyla satışa sunulur. Bu durum haksız kazanç hanesine yazılır. Son günlerde etlerde yaratılan haksız kazanç karşısında, “ucuz etin yahnisi…” gibi anlamsız bir cümle durum açıklanmak istenir ve ucuz et almayın, kuşkulanın denir. Pahalı olan etin dana eti olduğu vurgulanır ama kimse demez ki, pahalı olanın hangisi gerçekten dana eti orijinalidir, dana eti gibi gözüken başka et olup olmadığını nasıl anlayacağız? Bu ayrımı sıradan bir vatandaşın yapması kolay değildir, bunu anlayacak olan denetim mekanizması içinde olan yapılardır ve bunların kamuya vereceği bilgilerdir. Fahiş fiyata çıkan talep edilen mal, taklitleri de o fiyata satılmış olduğunda ne olacak? Bu hileyi yapanların hesap numarasına bol sıfırlar eklenmek dışında?

Malların toplum içinde hareketini kontrol eden devlet mekanizmaları vardır, fakat bu mekanizmaların günlük ihtiyaca karşılık verecek bir sosyal devlet anlayışından yoksundur. Sosyal devlet anlayışının çöp sepetine atılarak, yerine serbest piyasa adı altında yağma kültürünün oturtulması, bu gibi haksız kazançlarının da kapısını açmıştır.

Yağma kültürü, var olanın yağmalanması ve yerine yeni bir şeyi getirmemeyi ortaya çıkarır. Sadece tüketime ve kar amacına yöneliktir. Daha fazla tüketmek için toplum eğitimi, yapılandırması ona göre biçimlendirilir. Son yıllar içinde eğitim/sağlık sistemimizin çökmesi tesadüfi değildir. Sosyal devletin varlığını temsil eden kurumların teker teker elden çıkarılması ve yerine parası olanın, parası karşılığında hizmet aldığı bir dönemi yaşamaktayız. Üniversiteler, meslek elemanı yetiştiren kurumlara dönüştürüldü ve doğal olarak oradan alınan diplomaların meslek bilgisi gibi kabul edildiği ve çalışma hayatında içinde anlamlandırıldığına şahit olmaktayız. O diploma için gidilen yollar tamamı ile ticari hayatın bir parçası olmuştur, sektörel gelişime önem verilmiştir. Devlet dairelerinde işe girmenin bile sınav sistemine dahil edilmesi, bu ticari yolun daha da genişlediğini kanıtlamaktadır. Dershanelere gitmeyenin başarı şansının yok edildiği süreç, bilinç ile sosyal devletin yok edilmesi yolunda döşenmiş mayınlar olarak görebilirsiniz.

Kar amacına yönelik olarak yaşanan bu süreç içinde insanın sağlığı önemini kaybetmiştir. Para kazandıran her yol mubah sayılmaktadır. Kırmızı mercimeğin içine atılan kiremit kırıntısından, dana eti diye domuz etinin satılması, sınavda başarı için dershane veya özel okula gönderilmenin arasında fark yoktur. Bütün bu bir birinden bağımsız gelişmelerin temelinde kar hırsı yatmaktadır. Kar elde edebilmek için her türlü reklam aracı kullanılmaktadır. Rüşvet girdabının içinden akla hayale gelmeyen yollardan para kazanan yeni zenginlerin türemesi tesadüfi değildir. Halk krizin etkileri altında yok olurken, bankaların tarihlerinin en büyük kar marjinaline erişmesi tesadüfi değildir. Her şey ve her yol; kar elde etmek içindir. Kanser olmayan hastaya kanser tedavisi yapılması, böbrek taşının olmayanın böbreklerin iflas edildi diye alınması ve organ nakli artık sıradanlaşmıştır. Meslek odaları bu kar için yapılanların üstünü kapatmak için meslek dayanışması içinde olması da tesadüfi değildir.

Ucuz olanın her daim çakma olduğu anlayışı yanlıştır. Ucuz mal üretip, pahalı satanların kasasına daha fazla paranın akmasından başka bir anlam ifade etmeyebilir. Kontrol ve denetim mekanizmanın yok edilmesi, kar etmek için her yolu mubah görenlerin, memurların ‘iş bilirliliğini’ peşinen kabul edenlerin anlayışının hakim olduğu bir sistem içinde, bu yaşananlar doğaldır, çünkü her duruş daha fazla kar etmek üzerine kuruludur. Kar etme anlayışının hakim olduğu yerde; sosyal devlet olmaz, insanın değeri olmaz. Her şey para ile alınıp satılan metaya dönüştürülmesi kolaydır ve de doğallaştırılmıştır.

Kar hırsı, insanlığı ortadan kaldırırken, insanlığın yaratmış olduğu ve biriktirmiş olduğu tüm değerlerinde metaya dönüştürülerek tüketilmesini de yanında getirmiştir.

Hiç yorum yok: