6 Temmuz 2010 Salı

Sansür

Sansür

Sansür, yasakla ile başlar. Bir şeyi doğru görmüyorsanız, sizin tek doğrularınız içinde değilse, onu yok etmek istersiniz. Bu yok etme isteği öncelikle kendisini sansür ile gösterir. Sansür, sadece devletin yaptığı bir şey değildir, devletin vermiş olduğu eğitimden geçen her bir bireyin yaptığı bir harekettir.

Devlet, kendi bireyini yaratmak için her türlü baskı aracını kullanmıştır. En önemli baskı aracı okullardır. Okullarda verilen tek tip eğitim sayesinde, toplum homojen olması için en önemli araç kullanmıştır. Eğer toplum homojen olmamakta direniyorsa o zaman kolluk kuvvetleri araya girer, fakat kolluk kuvvetinin de yapacakları bellidir, onun başaramadığını medya sayesinde yapmaya çalışılır. Medyada yasakların öteki adı; sansürdür.

Bireyin özgür iradesi dışında gerçekleşir sansürler ve yasaklamalar. Bireyin özgür iradesi, devlet sistemi içinde yok sayılmıştır ve sayılacaktır. Çünkü devlet; adı üzerinde bir baskı aracıdır ve bu baskı aracı görevini erkin gücüne göre değerlendirir. Devlet var olduğu sürece ve devletin bakışı içinde tek doğru kavramı geçerli olduğu sürece, açık ve çıplak olarak baskılar olacaktır ve medya üzerinde sansürler olması doğal karşılanacaktır.

Global haberleşme ağları üzerinde devletler sansür uygulamaya çalışıyor. Doğal olarak, bu firmaların varlığı ulus devleti kavramın ortadan kaldırıyor, çünkü bu siteler karşılaştırmalı bilgilerin paylaşmasını beraberinde getiriyor. Bilgilerin farklı doğruları ve bakış açısını taşıması elbette toplumu homojen görmek isteyen devletleri ve devlet yöneticilerini rahatsız ediyor. Çünkü onların tek doğrularının, tek doğru olmadığını tüm çıplaklığı ile ortaya serilmesi anlamını beraberinde getiriyor…

Ülkemizde iki sansür olay gündeme geldi. YouTube ve versiyonları, bir de bunların dışında arama motoru Google. YouTube yasağını bildiğiniz gibi IP numaraların değişimi ile delinmiş olduğunu ülkenin başbakanı bile açıkladı. Fakat arama motorunda olanlar başka türlü devam ediyor. Son günlerde bir bilgi aramasına girdiniz mi? İngilizce bir kelime girilmiş olsa dahi, size sadece Türkçe sayfalarda o İngilizce kelimelerin karşılığını buluyorsunuz, Amerika veya başka ülkede olan sayfalara ulaşamıyorsunuz. Sansür kavramını en iyi açıklayan bir gerçeklik ile karşı karşıyayız. Ulaştırma bakanı ne demişti, bu gibi web sayfaları devlet ile mücadele etmeye çalışıyorlar, onlara devletin ne olduğunu gösterelim! Erişimi engelle, erişimin nerelere ulaşacağına karar ver… Devlet mi büyük, bir iki kendisini bilmezlerin oluşturduğu siteler mi? Arama motorunun erişim alanını daraltılmış halini bugünlerde sessizce yaşamaya başladık. Görüntüsel olarak bir arama motoru var ama evreni devletin sınırları ile belirlenmiş durumdadır.

Bu sınırlama elbette bilgilere direk olarak ulaşmayı engellemiyor, fakat arama motorunun sunmuş olduğu olanağı da yok ediyor. Hiç farkına varmadığınız bir sitede, tesadüfen ulaşacağınız bir bilgiyi baştan yok ediyor. Bilinç ile arama yapmayı zorunlu kılıyor. Yani bir kütüphaneye giriyorsunuz ve ancak bildiğiniz bir kitaba ulaşabilirsiniz, bilmediğiniz kitap elinizin altında dahi olsa, ulaşma şansınız çok azdır, size biri yönlendirmediği sürece… Arama motoru içindeki indekslerin büyük bir bölümün yok etmişsiniz ve size ancak bu indekslerdeki bilgilere ulaşabilirsiniz denmektedir. Sansür, kelimelerin üzerinin karalandığı dönemi çoktan geçti, şimdi indeksleri de biçimlendiriyor…

Hiç yorum yok: