4 Mart 2011 Cuma

8 Mart dünya emekçi kadınlar günü

8 Mart dünya emekçi kadınlar günü

Mart ayı gelince çatılarda hep miyav sesleri duyarız, eğer çatınız var ise ve kediler içinde yaşıyorsanız, kedilerin baharı karşılama şenliğine şahit olabilirsiniz. Canlanırlar, koşturmalar başlar ve meyvelerini en kısa zamanda görürsünüz. Doğanın bizden koparmadığı bir gerçek ile yan yana, iç içe yaşarız. Bahar geliyordur.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün anlamı ise; güzel günlerin geldiğini muştalayan gündür. O gün emekçi kadınlar kendi elleri ile dünyayı yaratacaklarını ve değiştireceklerini bilince çıkardıkları gündür. 8 Mart birlik, dayanışma günüdür. 8 Mart tarihinde kavga ile kazanılmış hakların günüdür. O gün kadınlar bir kere daha meydanlarda, çalışma alanlarında, evlerinde kadın olduklarını ve kadın olmaktan da övünç duyulması gerektiğini bilirler, çünkü onlar yaşamın baharıdırlar ve onlarsız ne yaz olur, ne de kış.
8 Mart emekçi kadınlar gününde de dünyamız yaşamış olduğu ekonomik siyasal krizden kurtulamadı, aslında yaşanan kriz sermayeye aittir ve sermayenin hareket alanın daralması ile ilgilidir. Dünya küçülmektedir, kavga daha da evrenselleşmektedir.
Kadınlar, bugün Pakistan’da da, İran’da da yalnız değildir. Recm cezasının uygulandığı İran’da kadınların mücadelesi sonucu recm edilecek kadın yaşama tutulmuştur, yaşamaktadır.
Ülkemiz topraklarında, son yıllarda artan emekçi kadınların çalışma hayatından uzaklaştırılması süreci devam etmektedir. Eşit işe eşit ücret hala alınmamaktadır, annelik hakları ve çocukların bakım süreleri hala tartışmalıdır. Çalışma yaşamı içinde kadın erkelere göre daha düşük ücret ve daha az çalışma alanına sahiptir. Bulundukları ve buldukları çalışma yaşamı içinde de taciz ve tecavüz tehdidi ile her an yüz yüze gelebilirler. Hatta bir çok kadın işinden olmamak, evine götüreceği bir dilim ekmeği kaybetmemek için boyun eğmekte, sessiz kalmaktadır. Merdiven altı üretimlerde, kaçak eleman çalıştırılmada kadın emeği, çocuk emeği daha çok sömürülmekte ve onlara sessiz kalmaları konusunda baskı uygulanmaktadır.
Kadın cinayetlerinde artış gözler önündedir, nasıl oluyor da bu çağda kadın cinayetleri artmaktadır? Aile meclisleri oturup kızlarını, kadını öldürme emri alabilmektedir? Aile hukuku toplum hukukundan üstün müdür? Evrensel haklar, kazanılmış haklar artık yok mudur? Kadın peçe altında, türban içinde sessiz kalması mı istenmektedir, kadın yaşamdan mı koparılmaktadır?
Kadın mücadelesi, bugün sorunlarının üzerine yeni sorunlar eklenmiş olarak dayanışmanın, birliğin daha da önem kazandığı süreci yaşamaktadır.
Kadın, bir reklam aracı, bir süs eşyası konumunda dolaştırılan bir nesne olmak yerine, özne olmak ve o özneyi kadın kimliği ile yaşamak mücadelesinde, özgür olmanın tek koşulu olan emeğine sahip olmak ve çalışmak zorunda olduğunu bilmektedir.
Kadın çalışma yaşamına katıldıkça ve eşit işe eşit ücret aldıkça ve eşit haklar sağlandıkça özgür olacaktır.
Kadın olmanın getirmiş olduğu pozitif ayrımcılık, çalışma hayatı içinde evrensel hukuk kuralları içinde yerini almalıdır.
Kadın emekçidir; işsiz olsa da emekçidir, evinde otursa da emekçidir. Kadının emeği ile dünya güzel günlere kavuşacaktır. Kadın emeği, dünyayı daha da güzel kılacaktır.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü tüm kadınlara kutlu olsun…

Hiç yorum yok: