3 Mart 2012 Cumartesi

Münferit işler…

Münferit işler…
Adıyaman’da duvara işaretler kondu, olayı hemen çözen bir içişleri bakana sahibiz, ne mutlu bize! İçişleri bakanı şöyle buyurmuş; “bunlar münferit olaydır, yapanlar çocuktur.” Çocuklar Alevi olduğu bilinen vatandaşlarının evlerinin duvarına işaretler koymuş, korkacak bir şey yok. Çocuklar eğlenmiş işte!
Duvarlara işaret koyma yeni bir durum değildir, insanların yakalarına da işaret konulmuştu tarihin karanlık sayfalarında, duvarına da. Maraş, Çorum olayları bir işaret ile başlamıştır. Orada duvarlara işaret koyanların kim olduğu bugün dahi bilinmiyor, sanırım o dönemin içişleri bakanı da işaretleri araştırmak yerine sonucu ile ilgilenmiştir.
Nasıl oldu da duvara işaret bırakacak kadar bir ortam hazırlanıyor?
Suçu besleyen ortamın olduğu yerde her türden olay olur.
Trabzon, linç olayları ile bir dönem öne çıkan şehir olmuştu, nefret söylemi o kadar ileri gitmişti ki komşu illerde bir kasaba Diyarbakır’dan hibe olarak gelen itfaiye aracını bile ret etmişlerdi. Düşmandan dost olmaz, çocuklarımızın katilleri diyerek bir hınç ve öfke birimi yaptırılmıştı. Elbette bu durum sadece Trabzon için geçerli değildi, Balıkesir’in sahil kasabalarında, Muğla’nın şirin ilçelerinde de dinlediği türkünün dilinden dolayı bir çok insana saldırı olmuştu. Trabzon’da bildiri dağıtmak isteyen solcu gençlerin üzerine linç etmek için saldıranlar olmuştu, üstelik bu birkaç defa da tekrarlanmıştı. Linç için saldıranların arasından bir süre sonra Hrant’ın katili çıkmıştı ve o katil de bir çocuktu. Münferit bir durum olabilirdi eğer toplumsal tepki yüksek sesli gösterilmemiş olsaydı. Ona rağmen dava bir çok eksikliği ile birlikte ‘şimdilik’ sonlanmıştır. Hrant’ın katili (şimdilik bir çok kesimin kahramanı, meydanlarda ismi yüksek ses ile telaffuz edilen bir örnek çocuktur!) çocuk olduğu için çocuk mahkemesinde yargılandı ve beklenen cezayı almadı. O çocuğa kim silah vermişti, kim onun kafasına nefret duygusunu sokmuş ve beslemişti. Yakalandıktan sonra bayrak önünde verilen gurur dolu pozları kim çekmişti, kimler çektirmişti, kimler poz vermişti?
Münferit bir olay olarak “bazı olaylara” bakmak doğal karşılanıyor. Çocuklar yaptı, o yüzden hoş görelim anlayışı hakim ise, bugün cezaevlerini dolduran “taş atan çocuklar” olayına neden münferit bir durum diye bakmadık?
Taş atan çocuklara tecavüz edilmesine olanak sağlayanlar, ortam hazırlayanlar bugün yaşananları münferit olarak görmeye devam mı ediyor?
Cinsel tecavüze ve tacize uğrayan çocukların tedavi edilmesi yönünde bir çalışma yerine, başka bir cezaevine ve tek odalı hücrelere konması nasıl açıklanır? Tek başına kalan çocuk her türlü saldırıya açık olmuyor mu?
Yaralanan ve öldürülen bir insanın üzerinde suç ile ilgili deliller hep bulunur, elbette bulmak isteyenler için. Bu çocukların üzerinde de suç ile ilgili deliler göz ile görülecek bir yerde olmayabilir, çünkü üzerinden çok uzun zaman geçmiş olmasına rağmen, içlerinde, düşüncelerinin bir yerlerinde saklı deliller hep varlığını koruyacaktır. Onların yaşadıkları korku ve travmanın etkisini belki ömür boyu üzerlerinde taşıyacaklar. O travmanın etkisi kişiden kişiye değişmekle birlikte, çocukların kendi içlerine kapanma olarak yansıyacaktır. Yani çocuk yalnızlaşacaktır. O yalnızlaşan çocuğu toplum dışına ve sosyal ortamında soyutlayarak bir hücreye kapattığınıza, çocuğa suçlu duygusu aşılandırılır. Ve suçlu gibi algılanır. Aslında o çocuk suçlu değildir, kurbandır ama tek başına bir hücreye konan suçludur, çünkü tecrit edilmiştir. Yaşadığı travmanın daha da ağırlaşması anlamına gelir bu durum.
Bazı çocuklara hoşgörü ile bakanlar, bazı çocuklara suçlu olarak bakmaktadır. Bazı çocukları “suç geni” taşıyan canlı olarak görmekte ve onların tecrit edilmesi, yaşadıklarının görülmemesi için her türlü önlem almaya devam ettikleri, yaşanan son olay ile daha da ortaya çıkmıştır. Olay olalı çok uzun zaman olmasına rağmen, tesadüfen ortaya çıkmış, eğer o tesadüf olmasaydı suç yaşanmamış olarak kabul edilecek ve duvarlar arkasında saklı tutulmaya devam edilecekti. Kısaca yaşanmışlıkları münferit olarak görülecek ve dosya açılmadan kapanacaktır.
Bir olayı münferit görmek demek, olayı açmadan kapatmaktır. Kısaca olmamış gibi kabul etmektir. Olmamış gibi kabul edildikçe yeni katillerin ve linç ortamın zeminin yaratılması da kaçınılmazdır.
İsmail Cem Özkan

Hiç yorum yok: