30 Mart 2012 Cuma

Neden şehir isimlerini değiştirmiyorsunuz?

Neden şehir isimlerini değiştirmiyorsunuz?

Üniversite adlarına bir bakar mısınız, bir bölümü halen siyasette aktif olanların isimleri. Üniversite bu durumda ne anlamda kullanılmış oluyor?
Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi adındaki Kayseri eki kaldırılmış, sadece cumhurbaşkanı ismi olmuş.
Rize Tayip Erdoğan Üniversitesi kurulacaktı, ne oldu kuruldu mu acaba? Kurulduğunda büyük olasılıkla Rize ismi kalkacaktır. Ya da kurulurken iki defa senatoyu topla karar al demeden direkt yeni ismi ile devlet üniversitesi öğrenim hayatına katılacaktır. Siyasette aktif olanların isimleri bu sayede öğrenim dünyasına girerken, öğrenim dünyası da siyasetin bir propaganda aracı olmuş oluyor.
Abdullah Gül Üniversitesi bir yıl içinde kaç öğrenci mezun ediyor? Bu öğrenciler iş başvurusu yaparken diplomalarını gösterecekler. Diplomada ne yazacak; Abdullah Gül! Bu sayede iş dünyası içinde de Abdullah Gül ismi yerini almış olacaktır.
Yurtdışından öğrenci geldiğinde ve stajını yapıp ülkesine döndüğünde Abdullah Gül ismi o ülkenin içinde de kullanılacaktır. Bu sayede isim yaşamın her alanında kullanıma açılmış olacak ve para vermeden devlet olanakları ile hazır propaganda aracı olacaktır. Gelecek kuşak büyük olasılıkla Abdullah Gül ismini unutacaktır, bu üniversite sayesinde, diplomalarda geçen ismine bakarak merak edecek ve Abdullah Gül ve AKP hakkında bilgi alacaktır. Elbette bu bilgi içinde Abdullah Gül’ün hiç yargılanmadan zaman aşımına uğramış davası olmayacaktır.
Üniversitelerin isimlerine politik insanların adlarının verilmesi yetişecek kuşağın hangi eğilimde olması gerektiği konusunda da dikte etmek durumu da kendiliğinde ve doğal koşullar içinde olmaktadır. (olacaktır demek isterdim ama artık olmuştur) Abdullah Gül Üniversitesinde çalışacak öğretim elemanlarından, o okulda mezun olacakların siyasi tercihleri hangi yönde olabilir?
(Bu konuda Süleyman Demirel Üniversitesi deneyiminden öğrenebiliriz ama bu konuda yapılmış bir araştırtmaya rastlamadım, Isparta’nın siyasi eğilimi ve verdiği oylar her seçim döneminde benzer sonuçlar vermesinden eğilimin ne olduğu görebiliriz.)
Statlara verilen isimler, spor merkezlerine verilen isimler yanında şimdilerde moda olarak üniversitelere verilen isimlerde yerini almıştır.
Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi adında ki Kayseri neden çıkarıldı dersiniz?
Bu sorunun cevabı; yakında şehir isimlerinde yapılacak yeni düzenleme ile ortaya çıkar diye düşünüyorum! Çünkü iki defa tekrar edemez bir isim!
Kayseri’nin adını Abdullah Gül, Rize’nin adını Recep Tayyip Erdoğan olarak değiştirin olsun bitsin! Başka şehirlerde başka isimler verilsin! Örneğin bu sırlarda pek asker gibi saldırgan gördüğüm gazeteci, yorucu şimdilerde AKP politika saflarında milletvekili olan Mehmet Metiner ismini de seçmenlerinin olduğu ile verilsin! Bu kadar saldırgan olmanın ödülü artık verilsin!
Bu arada politikacılar adına gazete açmak, dergi çıkarmak, tv kanaları kurmak da gereklidir. Çünkü isimleri bu kadar marka olanların çalışma, yaşam alanın her parçasında da marka isimleri olmalıdır ki, her an onları görelim, düşünelim, gurur ile onların diplomalarını, görüşlerini, kartvizitlerini taşıyalım! Otobüs duraklarında isimleri olsun, onlar adına otomobiller üretilsin, uçaklarımız olsun, trenlerimizin vagonlarına teker teker aktif politikacıların isimleri verilsin. Onlar adına filimler çekilsin, onlar adına kitaplar yazılsın, onlar adına şiirler üretilsin. Yarışmalar yapılsın, kışla isimleri, okul isimleri, hatta meslek isimleri de olsun. Ay isimler, haftanın isimleri, saatlerin isimleri, bayramların isimleri de olsun… Olmaz demeyin, bir Türki devlette bunlar oluyor, neden bizde olmasın!
İsmine bu kadar hayran olanların egoları tatmin edilsin, süper egoları için ne yapılması gerekiyorsa devlet olanakları ile yapılsın.
Hastalıkların adı muhalif olanların isimleri verilsin, sağlık veren ilaçlara iktidarda olanların isimleri pek yarışır.
İsimler ile oynanmaya başlandın mı, artık sonu yoktur.
gelenekte olan destanlar, masallar, öyküler, yeniden yorumlansın, içlerine bugün aktif siyaset yaşamı içinde olanlar dahil edilsin, ders kitaplarının içine bu destanlar alınsın, bu sayede çocuklarımız her sabah okudukları marşlardan kurtulsun, “varlığım Türk varlığına armağan olsun” saçmalığın yerini, varlığım başka şeylere hediye olsuna dönderilsin. Büyük komutan ve siyasetçi Cengizhan yardımcı bugün yaşayan politikacıların biri ile yedi göbekten akraba olsun. Hadi o kadar uzağa gitmeyelim, yakın tarihten bir imparatorun akrabası olsun…
Rakamlara da isimler verilmelidir, saat kaç dediklerinde Abdullah Gül’ü Tayip geçiyor dediğimizde anlayalım, bir birlik bütünlük olsun… Olmuşken hepsi olsun…
Dağa, taşa, üniversiteye, stadyumlara, isimler yazmak yetemez, daha fazla alana yazmak gerek, daha daha hatta uzaya…
Mutlaka yazılmalıdır…
Bir de tarihe savaş kahramanı, büyük fetihçi, kurtarıcı olarak da yazılmalıdır...
Mutlaka yazılmalıdır, yoksa gelecek kuşak nasıl anımsar bugünkü ismini çok sevenleri?
Belediye başkanları her fırsatta kendi isimlerini ve imzalarını duvarlarda asılan afişlere yazdırma yarışına ne zaman girmişlerdi, pek anımsamıyorum ama bazı belediye başkanları işi abartmış her fırsatta her ilanda, her davette, her açıklamada kendi fotoğraflarını (en iyi fotoğrafçılara çekilmiş artistlik (artistler yanarlında sönük kalır) fotolarını) yayınlatıyorlar. Belediye başkanı yayınlatırda, ülkenin en üst kurumuna yönetici olmuş seçilmiş yaptırmaz mı, elbette yaptırır, hakkıdır!
İsmail Cem Özkan

Hiç yorum yok: