Sosyalleşin!
Ülkemiz televizyon
kanallarından, gazetelerinden, radyolarından kısaca bize ulaşan her araçtan
bize bir şeyler anlatılıyor, söyleniyor ve o söylenenlere uygun bir şeyler yapmamız
yani tüketmemiz bekleniliyor. Tüketin derken, nasıl tüketeceğimiz, hangi amaca
uygun tüketeceğimiz de bize çaktırmadan söyleniyor, alışkanlıklarımızı
değiştirmemizi, dünya vatandaşı olmamızı, Amerika’daki bir sıradan vatandaş ile
aynı tepkiyi vermemizi bekleniliyor ve buna uygun olarak tüketim çılgınlığı
içinde; bizi, birer tüketici rakama dönüştürüyorlar.
Shopingfest
istatistikleri açıklanıyor, şu kadar kişi geldi, şu kadar harcama yaptı, o
dönemde mağazalarının kar oranı geçen seneye göre şu kadar arttı gibi…
Facebook, Twitter
gibi sosyal paylaşımlarda sosyal olun, bedava sörf edin diyerek ilanlar
duymuşsunuzdur.
Sosyal olun!
Nerede?
Sanal dünyada!
Paylaşın,
evliliklerinizi, günlük ilişkilerinizi, iş yaşamınızı, her şeyi bu yeni sosyal
alanda yaşayın!
Kopun, şehrin
sokaklarından!
Arkadaşlarınızla
mı buluşmak istiyorsunuz, faceden paylaş, duyan gelsin!
Sinemaya yalnız
mı gitmek istemiyorsunuz, twit atın size uygun biri mutlaka gelecektir!
Aşırı bir
istek var, bizim sosyal ilişkilerimizi sanal alemde oluşturulan platformlarda
yaşamamızı…
Bu kadar
ilgi ve bize bedava sunulan bir hizmet olduğunda hep kafam zonklar, neden,
neden diye sorular kafamın içinde dolanır.
Neden acaba,
bizi dünya insanı yapmaya çalışıyorlar?
Neden, bizler
dünyada hiç görmediğimiz topraklardaki insanlar ile aynı tepkiyi vermemizi
istiyorlar?
Neden, sosyal
alanda örgütlenemeye izin veriliyor ve oradan yapılan eylemler ile kime hizmet
ediliyor?
Sosyal medya
kontrollü alan olduğuna göre, o kontroller içinde hakkımızda nasıl bir dosya
tutuluyor ve o dosya içinde neler var?
Neden sürekli
tüketmemiz için reklam yapılıyor?
Neden, bizler
rakamlar ile anılır olduk?
Bugün gibin
bir hastaneye, devlet dairesine, herhangi bir telefon bayisine, sizden
isteyecekleri ilk şey TC Numarası. Neden isminizden önce numara isteniyor?
Hangi
etkinliklerde, ne tüketeceğimiz, ne kadar eğlenebileceğimiz bize neden dikte
ediliyor?
Dikkat ederseniz
son yıllarda eğlence denilince biri sahnede bir şeyler yapıp, bizde oturduğumuz
yerde alkış tutmak veya ayağa kalkıp ayakta kaldığımız alan içinde ellerimizi
oynatmamız anlaşılıyor. Eğlence neydi, nasıl eğlenirdi gerçekten anımsayan var
mı?
Geleneksel oyunlar
bile sanal dünyada programlanmış, hiç tanımadığımız kişiler ile, hiç görmeden
sadece kelimeler ile anlaşarak oyun oynamaya dönüşen ilişkiye neden sosyalleşme
adı veriliyor?
Kapitalist,
çıkarı olmadığı hiçbir şeyi hizmeti bedava vermeyeceğine göre, neden sosyal
medya içinde hareket edilmesi için bedava hizmet verilir?
Bütün bunlar
dünyada yaşanan bir çılgınlığın ürünüdür, o çılgınlık tüketin ve tüketici bütün
dünya ülkelerinde tek tip davranış geliştirsin diye, beynimize,
alışkanlıklarımıza, geleneğimize, göreneğimize karşı yapılan işlerdir.
Yok oluyoruz!
Yok olurken
de, hayaller, mücadelemiz, ütopyamız her şey buharlaşıyor…
Kendinizi koruyun
diyeceğim ama her yerden kuşatıldık, savunulacak alanlarımız durduğumuz nokta
değil artık!
Sanal dünyada
sosyalleşin!
Sizi yönlendirmek
isteyenler, istedikleri gibi yönlendirip kendilerine bahar yaşatıyorlar!
İsmail Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder