Günlükler…
Günlükler kişisel tarihin birer kayıdıdır. İnsan yazı
yazmayı öğrendiği günden beri günlük tutar, tarihçelerin tuttuğu kayıtlar bilim
dünyası için önem kazanırken, kişisel kayıtların büyük bir bölümü ya yok olmuş
ya da yok sayılmıştır.
Sahaflara düşmeyen günlükler, çöplerdeki yerlerini ya da
gökyüzüne uçan yanmış yaprak kalıntıları halinde evrenin bir yerinde bulunmaya
devam ediyor.
Kişisel tarihin bir izdüşümüdür.
Günlüklerde duygular, anılar ve hayaller bulunur. Hayal kırıklıkları
ve sonu gelmeyen cümleler.
Günlüklerde öykülerde olduğu gibi bir başlangıç, gelişme ve
sonuç yoktur.
Günümüzün en çok kullanılan sosyal platform twitter
özelliğini gösterir. Yaz ve unut!
Günlüklerin geçmişini izleyenler kalbi kırık sevgililer ve
annelerdir. Bir de polislerdir, eğer bir olay olmuş ise…
Günlüklerde, yaşamın bir çok farklı bakış açısı ile karşılaşılmış
olsa da, sanki yaşam resmi söyleme göre bütün insanlar için aynı düzlemde devam
eden bir çizgi gibi gösterilir. Seksenler, doksanlar hep beraber yaşamış
olmamıza rağmen sanki o tarihlerde hiç yaşamamış gibi duygular içinde, o döneme
ait yorumları okuruz ve o yorumlarda kendimizi bulamamış olmamıza rağmen, genel
bir moda söylemi içinde, o dönemin beğenilerini kendi beğenilerimiz gibi kabul
eder gözükürüz.
Günlüklerde genelde acılar olmaz, umutlar olur. Acılar
yaşanırken bıraktığı iz derindir ama zaman içinde derin iz yerini; derin bir
sessizliğe ve unutulmaya bırakır. Geçmiş günler içinde yaşanmış duygusal fırtınaların
kahramanları, gelecek ve şimdiki yaşam içinde pek yerleri yoktur, çünkü şimdiki
zaman içinde yaşanan göreceli mutluğu parçalayıcı birer nifakı olarak görülür
ve kabul dahi edilemez.
Benden önceki yaşanan tufan yok olmuş, suların çekilmesi ile
birlikte dalgalar ile derin sular içinde kaybolmuştur.
Anılar zihinlerin bir yerinde canlanacağı günü beklerken,
günlüklerde ki sayfalar ya yırtılır ya da o satılar içinde kahramanları
isimleri üzeri karalanır. Tarihçiler ile
günlük tutanlar arasında ki en önemli fark bauda çıkar, çünkü tarihçiler hiçbir
zaman yaşanmış dönemin kahramanların üzerini karalamaz ama o kahramanın bugünkü
durumuna göre önemi küçümsenir ya da yok sayılabilecek yeni cümleler
kurulmasına neden olabilir.
Olayların olduğu sırada bugün önemli olan ama dün önemsiz
olan biri, resmi tarihçilerin yetenekli elleri ile bir anda önemli kılınır ve o
olmayan tarih içinde, bugün ki kahramanlara rol biçilir ve senaryosu baştan
yazılabilinir. Bunun ile ilgili bir çok örneğe, kolaj fotoğrafları ve resimleri
bugün dahi resmi tarih sayfaları içinde görebilirsiniz.
Günlüklere kolaj yapılamaz ama tarihe kolaj yapılabilir. O yüzden;
bir resmi tarih hep varlığını korur, bir de gerçek yaşanmışlıkların tarihi ve o
gerçek yaşanmışlıkların tarihi ise günlükler içinde kişisel tarihin ayrıntısında
gizli olarak durur.
Resmi tarihe itiraz her zaman sessizce ve derinden yapılır
ve o yapılan alan ise edebiyattır. Bir çok roman, öykü içinde resmi söyleme
sessizce itirazları görür ve hissedersiniz. Edebiyatı edebiyat yapan işte bu
sessiz itirazların sesinin bir nota düzlemi içinde okuyucuya sunulmasında
bulabilirsiniz.
İsmail Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder