Twitter roman!
Uzun yazıyı okuma alışkanlığımız gün geçtikçe azalıyor,
hatta günlük sohbetleri bile kısa mesajlara bırakıp, sanal ortamda paylaştığımız
kısa notlar üzerinden yapar hale geldik. Genç erkek ve kadınlarımızı yollarda
görüyorum, ellerinde bir makine ve sürekli ona bakarak ilerliyorlar,
bazılarının notları benim bilgisayarımın ekranına düşüyor, şu anda şu alışveriş
merkezindeyim, şunun ile kahve içiyorum gibi.
Yan yana geldiğimiz zaman bile uzun uzun sohbetlerin yerine
kısa ve anlık sözler dışında fazla söz söylemeden kendi sanal dünyamızın duvarına
bakmak için elimizdeki alete bakıyor ve oradan birilerine mesaj yazdığımızın
farkına bile varamıyoruz. Yan yana yürürken kahkahalara boğulan sokaklar
şimdilerde araba gürültüsüne tamamı ile kendisini bırakmış gibi.
Uzun bir yazı gördüğünde okuyan birinden bunu özetlemesini,
aksi halde ilgi alanın cevap alamadığı an yok olduğuna şahitlik ediyoruz. İlgi ve
dikkat eksiliği günümüz insanını öyle bir sarmış ki, kimse bu eksikliğin
farkına varacak kadar dikkatli değil.
Eskiden romanlar okunur, radyolarda arkası yarınlar
dinlendirdi. Şimdi filmi olmayan romanlar ele dahi alınmıyor, okulda okuyan
öğrencilere öğretmenleri ders dahi verseler, o romanın film haline gelmesini
bekleyen öğrencilere rastlayabilirsiniz. Okumak yerine izlemek, izlerken o
anlık bilince almak ve film biter bitmez unutulan bir vakit harcama aracına
dönüştü. O anlık heves edilen ve zevk alınan şey tüketildiği an yok
sayılabiliniyor. Hatta biraz zaman geçtiğinde izlemiş olduğu filmi baştan sona
kadar izleyip, bittiğinde bu filmi daha önce görmüştüm diyebiliyor.
Uzun uzun yazılar artık okunmuyor. Köşe yazıları bile
gazetelerde kısaldıkça kısalan ve kısa twitter notuna doğru dönüşüyor, çünkü
okuyucu uzun yazıyı okumadığı için köşe yazarını işlevi sayfada sadece alan
doldurmak olarak görülüyor. Eğer haberler pahalı olmazsa köşe yazarları hepten
gazetelerden uzaklaştırılır, şimdilik gazetelerde köşe yazarları haberlerden
daha ucuz olduğu için verimli gelebiliyor. Üstelik köşe yazısı dışında başka
işlevleri olduğu için gazetelerde uzun uzun yazan köşe yazarları hale varlığını
korumaya devam ediyor.
Şimdi aklınıza gelmiş olabilir, şiir kitapları bu durumda
satış rekorlarına ulaşmış olması gerek. Hayır, geçmişte de, bugünde ve yarın da
şiir kitapları satış rekoru kırmayacak, çünkü şiir bestseller kategorisi içinde
yer almıyor. Birgün birisi (yayıncı ya da toplum mühendisi) şiiri bestseller
kategorisine alırsa o zaman çok satanlar listesi içinde olabilir. En çok
tüketilen şiir kitap olarak satmıyor, çünkü şairin birkaç tane şiiri sanal
dünyada çok paylaşılan olmuş olsa da kitap olarak tüketilmez. Üstelik twitter
gibi kısa mesajlar (kısa bloglar) içinde en ideal konuşma metni olmasına
rağmen.
Romanları kısa olanı seçeceğiz. Zaten son günlerde
kitapevlerinde özetlenmiş roman baskıları görmeye başladım. Demek ki birileri
ihtiyaç duyuyor ki, bu özet romanlar raflardaki yerini aldı.
140 harf ile her şeyini anlatmaya çalışan bir nesil,
romanlarını da her sayfasında 140 harf olan kitaplar okuyacağını düşünüyorum. Fırsat
buldukça 140 harf okuyabilecek olan bir kuşak artık aramızda ve bizim ile
birlikte yaşamaya başladı. Belki bizler onlara uyum sağlayacağız.
Twitter roman yazılma zamanı gelip geçmiyor mu sizce?
Yine uzun yazdım, okunmayacak bu yazıda…
İsmail Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder