2 Şubat 2018 Cuma

Karmakarışık

Karmakarışık

Ray Cooney, öyküleri genellikle, yanlış anlamalara ve bunun sonucunda ortaya çıkan, içinden çıkılması güç, karışık durumlara dayanan bu tür. Ray Cooney oyunlarında çağımız İngiliz toplumunun toplumsal ve siyasal düzenine ve yerleşik ahlak anlayışına temelinden sarsıcı olmayan, daha çok iğneleyici ve rahatsız edici bir eleştirel bakışını buluruz. Aslında oyunun geçtiği dönem İngiliz toplumunun alışkanlıklarının yıkıldığı, ulus devletinin değişime uğradığı bir kırılma dönemine işaret etmektedir. Bu dönemde geçmişin eleştirileri bilerek öne çıkarılmıştır. Geçmişin eleştirisi, alışkanlıkların ve o alışkanlıkların yaratmış olduğu yanlış anlamalarında temelidir. Yeni bir topluma ve devlete ihtiyaç vardır ama bu devlet küresel sermayenin ihtiyacını karşılayan ve sermaye önünde olan tüm sınırların kalması gerektiğini belirten bir istem söz konusudur.

Geçmişin eleştirisi mizahın bir parçasıdır, iğneleyici bakış açısını kullanırken, rahatsız toplumu da rahatsız edici bir eleştirisi söz konusudur. Otel odasında iktidarda ki Muhafazakar Partinin bir bakanı ve muhalefette olan İşçi Partisinde çalışan bir sekreterin kaçamağı söz konusudur. İkisi de evlidir. İkisi de yanı şekilde riski göze almıştır. İkisi de dışarıdan bakıldığında İngiliz toplumun örnek kişileridir. İngiliz ahlakı bu kaçamağı hoş görmez, bugün dahi Avrupa’da bu tür ilişkilerde yakalananların istifa kurumu ile karşı karşıya gelir. Gerçi Teacher döneminden sonra bu ahlaki yapıda değişmiştir. Otel odasında önce bahşiş ile başlayan trafik, sonra rüşvete döner. Bir bakan rüşvet vermektedir, bakanın Özel Kalem Müdürü bu rüşvet çarkının içinde oluşan kaos ile birlikte bir parçası olacaktır. Sekreterin kocası ve onun tuttuğu özel dedektif, otel müdürü, Rus bir otel çalışanı, ki burada aslında Avrupa iş dünyasına da bir gönderme yapmaktadır, Özel Kalem Müdürü ve onun annesine bakan sağlık çalışanı… sahne komedisi, tempolu, beklenmeyen tepkiler ve kara mizahı ortaya çıkaran ortamların yaratılması ve söndürülmesi…

80'li yıllarda, Teacher döneminin bir bakanını otele yerleştirmiştir. (İzlediğimiz oyunda zaman ve ülke bilerek yok sayılmış, bu sayede evrensel bir komedi izlenimi veriyor ilk anda) İşçi Partisi'nin sekreterlerinden biriyle bir gecelik bir kaçamak yapmak üzere, bir otel odası tutan bakan, bu odada bir cesetle karşılaşınca içinden çıkılmaz duruma gelecek olay örgüsü de işlemeye başlar. Bakan ve sekreter, kaçamaklarının ortaya çıkmaması için cesedi yetkililere bildirmezler. Bakan, en güvenilir adamı olan, özel kalem müdüründen yardım ister ve ikisi birlikte bu cesedi, kimseye görünmeden ortadan kaldırmaya çalışırlar. Zamanla bu cesedin, sekreterin kocası tarafından tutulmuş bir özel dedektif olduğu ortaya çıkar. Üstelik kadının kocası da otelde, onların peşindedir. Daha sonra bakanın karısının da otele gelmesiyle işler iyice karışır. Dahası ceset aslında ölmemiş, yalnızca bayılmıştır ve bir süre sonra ayılarak, o da oyun içindeki yerini alır.

Bakan ve özel kalem müdürü birdenbire kendilerini ortasında buldukları bu beladan kurtulmaya çalışırken, bir yandan da otelin müdürüne, meraklı bir garsona, sekreterin kocasına, bakanın karısına ve en sonunda da dirilen cesede türlü açıklamalar yapmak zorunda kalırlar ve bu sırada söylenen yalanlar, oyun ilerledikçe karışıklığın dozunu giderek arttırır…

Oyunun sahne düzeni bir odadır ve odaya açılan kapılardan oluşmaktadır. Kapılardan biri dolaba açılır ki, oyunun odak noktası gibidir. Pencere yan odaya geçilen balkondur. Odanın ortasında bir koltuk vardır, koltuk aynı zamanda oyuncuların en çok kullanacağı bir alandır. Yeri geldiğinde bir psikiyatrisin koltuğu, yeri geldiğinde içli koltuk işlevini görür. Oyun boyunca sahne sabittir. Dekor gibi ışık da oyun boyunca sabittir. Oyunun akışı diyaloglardadır, diyaloglar olayın akışını hızlandırmakta ya da yeri geldiğinde sakinleştirmektedir. Oyuncular arasında ses uyumu sahne komedisinde önemlidir, çünkü her oyuncunun sesi karakterini belirleyen konumundadır. Oyuncuların en büyük destekçisi mimiklerdir. Ses, hareket ve mimikler seyirciye bir şeyleri hissettirmektedir, kısaca anlatılmayanı hissedin demektedir.

Haldun Dormen yönetiminde sahnelere tekrar kazandırılan oyunda henüz isimlendiremediğim bir sorunun varlığını hissettim, nedense oyun boyunca oyunun içinde bol bol kahkaha atmam gereken yerde bir şey beni bu isteminden alıkoydu. Bir şeyin eksik olduğunu oyun boyunca hissettim…  

Usta (Haldun Dormen) bugün dahi sahnelere çıkarken, aynı zaman diliminde bir oyunu da yönetmen olarak sahneye taşımıştır. Usta bir tiyatro emekçisinin bu oyununu eğlenmek için izleyin… Eğlenmekten başka biraz İngiliz toplumunun ahlak anlayışına yapılmış eleştiriyi görürsünüz. Bize dair bir şey ararsanız, kendinizi çok zorlamanız gerekmektedir… Belki bazı esprileri bize yontabilirsiniz… Karmakarışık olan toplumumuzun mizaha ihtiyacı vardır ve ne yazık ki bizde mizah, mizah yapanı sadece içeriye göndermek için bir araca döndürüldü. Hoşgörünün sıfırlandığı bir zamanda, zamanın ruhu tarifini yapan ve yapmaya çalışan sanatın dili mutlaka oluşacak ve yeşerecektir. Her kırılmanın ve değişim döneminde toplumun ruhu ve beklentisini mizah dillendirebilir, mizahın olmadığı yerde biat ve güçlü olanın arzusuna boyun eğmek vardır…

Bizim de mizahımız bir gün sahne için oyun üretecek kadar özgür alan bulacaktır… Şimdilik dünya yazarlarının dili ile kendimizin söyleyemediği sorunları duyma umudunu koruyoruz… 

İsmail Cem Özkan



Karmakarışık
Yazar: Ray Cooney
Çevirmen: Haldun Dormen, Kemal Uzun
Yönetmen: Haldun Dormen
Dekor Tasarımı: Savaş Çevirel
Kostüm Tasarımı: Mihriban Oran
Işık Tasarımı: Serhat Akın
Koreografi: Yeşim Alıç
Yönetmen Yardımcısı: Erkan Taşdöğen
Yönetmen Asistanı: Osman Tunca Soysal
Oyuncular: Erkan Taşdöğen, Fatih Kahraman, Rüyam Dirin, Özden Çiftçi, Ali Ersin Yenar, Ebru Demirdöven, Aral Seskir, Sinan Cem Çabuk, Cem Şahin, Suzan Sabancı
Sahne Amiri: Oktay Uçar
Kondüvit: Zeynep Reha Dağarslan
Işık Kumanda: Atakan Talaş
Dekor Sorumlusu: Murat Kubal, Selçuk Oltuözer
Aksesuar Sorumlusu: Barış Akbaş
Erkek Terzi: Ali Egeli
Kadın Terzi: Zeliha Özduran

Perukacı: Ramazan Akbaş

Hiç yorum yok: