23 Mayıs 2023 Salı

İstikrarlı muhalefet!

İstikrarlı muhalefet!

 

İktidar kirletir, o yüzden hep muhalefette kalalım anlayışı uzun yıllardır üzerimize yapışmış bir duygu. Sürekli muhalefette kalmakta üzerimize ölü toprağın taşınması anlamına geliyor, çünkü üretemeyen muhalefet durduğu yerde ölmeye mahkumdur…

 

Son yirmi yıldır ülkemizde yapılan tüm seçimlerde oluşan duygu hiç değişmiyor; “çaldılar, biliyoruz çaldıklarını, eğer isterlerse kanıtlarız” diyen muhalefet, ‘yenilgiyi’ kabul edip bir daha ki seçime kadar kaderine ‘razı’ olmuş şekilde bekliyor...

 

Çalındığını biliyorsanız hırsızı yakalayın diyeceğim de kimse başkasının hırsızını yakalama gibi niyeti yok, çünkü kendi hırsızı belki görünür olur korkusunu yaşıyor.

 

Son seçimde sandığa giderken “Millet İttifakı” sandık güvenliği, bilgi akışı konusunda her türlü olasılığı düşündükleri ve önlem aldıklarını ifade ettiler ama görünen o ki seçim sonrasında yaşananlara bakarak sözleri havada kalmış... Her seçimde olduğu gibi sandık güvenliği yine iktidara kalmış... Oyları sayan iktidar, oylanan iktidar, sandığın güvenliği iktidar, sonra muhalefet bu durumda kesin kazanacağına inanıyor!

 

İktidar başarısını taçlandırmak için muhalefet içinde de olta ucuna taktığı yandaşını ya da para ile kendi lehine çalışacak Truva atının içinde sakladığı taraftarını koymuştur.  Uyuyan hücrelerini seçim süreci içinde canlandırıp, muhalefete hamlesini kendi lehine yapacak ortam yaratmasını sağlamıştır. Bütün bunlar bilinmesine rağmen muhalefet partisi içinde iktidarın lehine çalışanlar bir bir teşhir edilecek mi, yoksa eskiden olduğu gibi "kol kırılır yen içinde kalır" mı denecek? Sorun yokmuş gibi davranıp Erdoğan koltukta kalsın da nasıl kalırsa kalsın mı denilecek?

 

Muhalefet partisi içinde Truva atı olanlar bu Truva rolünden de para kazanmış, kişisel hesaplarına ‘offshore’ de eklenmiş olabilir... Şimdi muhalefetin inandırıcı olması için öncelikle kendi içinde ‘offshore’ hesapları olanları açıklamaktır...

 

Halka umut dağıt, umudu umutsuzluğa döndür, ondan da para kazan süreci bitecek mi?

 

Ülkemiz bu seçimde ilk defa ikinci tura kaldı. İlk turda partiler “tereciye tere satıldı,” tere sevmeyenlere ulaşmadı...

 

Bu seçimde CHP daha da küçülmüş, hiç seçmeni olmayan partileri meclise taşımıştır... Solculara sağcıları, fetöcüleri seçtirmiştir...

 

Sol ve Alevi seçmeni tabanı olan partilerde dört eğilimi bir çatı altında buluşturan tüm siyasi çalışmaların boş olduğu gerçeği ile karşılaştık. Popülizm rüzgarı ile hareket edenler küçülmüş ve çevresini de küçültmüştür...

 

Türkiye’de faşist hareket son seçimde nüfusun %30'unu kucaklamış; devrimci, sol siyaset nüfusun yüzde birini bile kucaklayamadığı gerçeği ile yüzleştik...

 

Tarihi bilmeyen ondan ders çıkarmayanlar sadece kitle partilerin fedaisi olur, onun ötesinde hiçbir şey ifade etmez...

 

Bu seçimde de meclise giren tüm vekillerin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur, sadece onlar el kaldırıp indireceklerdir, vekil maaşı alıp, vekil emeklisi olmayı bekleyeceklerdir... Yeni sistemde mecliste bir vekil borsası oluşmayacaktır... Kısaca meclis iradesi yoktur, cumhurbaşkanı olarak kim seçilirse onun ihtiyacına cevap verecek kadar el meclis koltuğunda olacaktır...

 

Bu seçimde AKP çalışmadı, devlet olanağı ile her seçmenine ulaştı, çoğunluğu mecliste korudu. Hizbullah ya da Hüda Par'ın devletin bir parçası olduğu gerçeğini bir kere daha idrak ettik... Bu seçim yeraltı örgütlenmesinin görünür olmasını ve amacının daha büyük kitlelere ulaşmasına vesile oldu.

 

AKP’den ayrılan partilerin tabanının olmadığı, hatta parti teşkilatının da sandıkta oy atmadığı gerçeğini da bir kenara not edin... Saadet Partisi Yeniden Refah Partisinin gerisinde nal topladı, Milli Görüş “partisini” ilan etmiş oldu...

 

MHP, üzerinde bir cinayet olmasına rağmen tabanının bu cinayeti onayladığını gördük...

 

Bir ilçede, kasabada, bir şehirde sürekli olarak sağ kazanıyorsa, orada faşist partiler hakimse o yerleşim yerinde geçmişte büyük olasılıkla ya Ermeni, Rum, Yahudi ya da Alevi kıyımı olmuştur... Kısaca "onlar (katliama uğramışların akrabaları) gelecek elimizden toprağımızı alacak" korkusu o insanları sağın kucağına itmiştir ve orada bir "çıkar" korkusu yüzünden kalmıştır... Bir arada durmalarının sebebi ellerindeki toprağı kaybetme korkusudur, başlangıçta ideolojik bir duruş yoktur ama o korku zamanla ideolojik bir duruşla bütünleşip kemikleştiği için sürekli benzer partiler o bölgelerde kazanmaya devam ediyor.

 

Önümüzde ikinci tur var, bu turda muhalefet alışkanlığını devam ettirip istikrarını mı koruyacak yoksa değişim mi diyecek? Seçim sonucuna bakarak bu soruyu yanıtlayacağız.

 

İsmail Cem Özkan

 

Hiç yorum yok: