3 Mart 2008 Pazartesi

Uluslar üstü devlete doğru…

Uluslar üstü devlete doğru…

Yerel seçimler üzerine bir tahmin yapıyordum, Mayıs ayında erken yerel seçimler olur demekteydim, bugün o düşüncemden ayrılma zamanı geldiğini düşünüyorum, çünkü son yurtdışı seferi sonrası yaşanan olaylar bu düşüncemden vazgeçmemi getirdi.

Kendisine güvenen başbakan, tüm kaleleri almayı hedeflemişken, evinden olma sorunu ile karşı karşıya kaldı. Son geri eve dönüş, AKP’nin büyük birader tarafından gözden çıkarıldığını düşünüyorum. Büyük birader bugün başka bir alternatif yaratma süreci içinde olduğunu ve tek başına iktidarın beklenmeyen sonuçlar ortaya çıkarabileceğini görmüş olmalı diye düşünüyorum. Kürt sorunu yeni bir kırılma noktası yaşamaktadır, bugün eski politikaların iflas ettiği ve yeni çıkış yolunun ortaya çıkması gerektiğini tarih bize söylemektedir. Yeni süreç nasıl gelişecek bilmiyorum, şimdiden tahminlerde bulunabilinir, fakat uzun süren çözümsüzlük tıkanma ile karşı karşıya gelmiştir. Ülke yeni sorunlar ile boğuşurken, eski sorunlarında çözümü ile karşı karşıya kalmıştır. Ertelenecek fazla bir zaman kalmamıştır. Ülkemizin önünde iki sorun durmaktadır, özgürlük ve demokrasi yolunda. Laiklik anlayışın çağdaş anlamda tanımlanması ve uygulanması ile türban ve Alevilik sorunun çözümü ile özgürlük yolunda adım atılabilinir. Kürt sorunu kendi kulvarını yeniden belirleme ile sonuçlanmıştır.

Yerel seçimler büyük bir sürpriz olmazsa zamanında yapılacaktır, çünkü bahar ayında yapılacak her hangi bir erken seçim iktidar partisinin büyük yenilgisi ile sonuçlanacaktır. Politikasızlık ve duruş sorunu bir noktada yolu bitmiştir. AKP gelecek konusunda politikasızdır, hırçın bir tavır içinde başına gelenleri anlamaya çalışmaktadır. 28 Şubat ayarlaması sonunda yeni bir ayarlama yapılmıştır. Bu yeni bir muhtıra olarak görülebilinir. Muhtırayı bizzat büyük birader tarafından verilmiştir. Küçük piyon politikacıların yorumları ise ayakları havada kalmıştır, yeni sürece uygun gelişmeler kısa zamanda oluşacaktır. Yerel yönetimlerin yeniden yapılanması ile sorunların aşılacağı yönünde politik söylemler artacaktır.

Bu yeni süreç içinde ülke değişim sürecini tamamlama yönünde bir ivme kazanacaktır ve ulus devlet kavramı dışında uluslar üstü devlet anlayışı yönünde eğilim güç kazanacaktır. Ülkemiz tek ulus devlet anlayışının hakim olduğu ütopyanın sonlanması ile karşı karşıyadır. Çok dilli, çok kültürlü, çok inançlı bir devlet anlayışı için yeni yapılanmaları savunanlar daha da güçlenmiştir. İyi değerlendirilirse, bu çatışmaların en az düzeyde olan bir süreçten geçebiliriz. Elbette direniş olacaktır, eski alışkanlıklarından ve nemalarından olmamak için direnen bir bürokratik yapı ile karşı karşıya olacağız, fakat bu direnişin gelmekte olanı engelleyebileceğini düşünmüyorum.

Ulus devlet yaymış olduğu pis kokulardan arıma zamanı gelmiştir. 1930 yıllarına kadar Fransa’da ve Büyük Britanya’da küçük çocuklar asla yıkanmazdı, zaman içinde banyo yapmak ve temizlenmenin önemi anlaşılmıştır. Sanayi devrimine kadar Avrupa devletlerinde kanalizasyon sistemi olmadığı için şehirler hep kokardı, şehir demek koku demek anlamına gelirdi, zaman içinde şehirler nasıl temizlendiyse, ulus devletlerde yaydığı kokudan kurtulacaktır. “Su” kokan şeyi temizleme arası olarak adlandırılıyorsa günümüzde, uluslar üstü devlet anlayışı da ulus devletini temizleme olarak adlandırılacaktır. Yeniden kirlenmemek için, banyo yapma alışkanlığı geliştirilmelidir!

3 Mart 2008

Hiç yorum yok: