20 Haziran 2009 Cumartesi

AKP, Kürt sorunu çözmek istiyor mu?

AKP, Kürt sorunu çözmek istiyor mu?

Sol liberal aydınlarımıza bakılırsa çözecek, elini şu ordu bir bağlamasa. Bir de derin devlet var, AKP iktidarını aşağıya atmak için mücadele veriyor. AKP, bu sorunları ortadan kaldırdığı gün, ne Kürt sorunu kalır, ne başka sorunlar!

AKP, Kürt soruna bakış açısını Abant toplantılarında F. Gülen cemaati ile birlikte seslendirmektedir. Bir de seçimlerin öncesinde TRT 6 ile açılımını sürdürmüştü, Kürtçenin çok konuşulduğu illerde Kürtçe bez afişler astırmıştır. Merkezi bir Kürtçe afiş çalışması yoktur, daha çok yerel çalışma içinde bulunmuştur. Bu göstermektedir ki, sorunu yerel olarak görüyor ve orada iktidarı ele geçirdin mi, sorunu kendisine göre çözmüş sayacaktır. Onların iktidarı döneminde hizmette sınır olmayacaktı. Fakat evdeki hesap, Diyarbakır’dan döndü. İstediği kalenin surları yüksek çıktı, kendisi duvara tosladı. Evdeki bulgurdan da oldu, bu arada.

Var olan siyasi partiler sorunu yerel gördükleri için, sorunu tam olarak tarif edememekteler ve bu yerellik bağlamı içinde çözmeye çalışmaktalar. Yerellik içinde sorun daha da karmaşıklaşmakta ve geçmişin parçalanma korkusu ‘Elveda Rumeli’ gibi üzerimize oturmaktadır. Elveda Rumeli’nden sonra ‘Elveda Kürdistan’ denmek istenmemektedir!

AKP Kürt sorununa çözüm bulmak ile yükümlüdür, fakat bu yükümlüğünü hep ‘yarına’ atmaktadır ve bu sayede hiçbir zaman yarınlar tükenmeyecektir. Ekran üzerinde yapmış olduğu açılımı, kağıt üzerinde yapamamaktadır. Çünkü geçmişte almış olduğu kararlar ve sözler, önünde bir bağ olarak durmaktadır. İçinde barındırdığı, 12 Eylül zihniyeti taşıyan Türk ırkçılarının, atacağı her adımda, çelme takma ihtimali vardır. AKP ümmetçi bir parti konumdadır, ANAP’dan dolaylı olarak aldığı zihniyeti içinde barındırmaktadır. Sorun tek boyutlu değildir ve tek boyutlu olmayınca, çok bilinmeyenli denklemde, satranç oyuncusunun zihniyeti ve öngörüsü gereklidir. Fakat bu öngörü onlarda yoktur. Her türlü uluslararası istem, içteki adımların sanal ve ekran üzerinde atılmasına olanak vermektedir, diğer adımı atacak ne cesareti vardır, ne de olanağı!

AKP, bugün Kürt sorununa gerekli neşteri atacak hukuki düzenekten yoksundur. Hukuki anlamda düzenleme yapabilmesi için hukukun yeniden yorumlanması ve değiştirilmesi gereklidir. Buda köklü bir değişimi temsil etmektedir. Anayasayı köklü değiştirecek milli irade henüz yoktur, yaratılması içinde mücadele edilememektedir, çünkü AKP öncelikleri içinde bu düzenleme ön sıralarda yerini almış değildir. AKP kurmayları kasalarını doldurmaktan, çocuklarının geleceğini garantiye almak için uğraşmaktan ülkenin gerçek gündeminden uzak, sanal ve ekran gündemler ile zamanı doldurmakta ve sanal olarak bir kahramanlık yaratılmak istenmektedir. Göstermelik olarak yapılan açılımlar, günlük yaşamın içinde bir nebzede olsa, umut bırakmış olmasına rağmen, kısa zaman içinde bu umudunda tükenmesi ile karşı karşıya kalmış durumdayız. Resmi devlet anlayışı içinde düşünülemeyecek olan sanal açılım, toplum içindeki çatışmalara biraz durgunluk kazandırır gibi olmasına rağmen, birkaç ilde Kürt görünümlü ve Kürtlere karşı saldırıların olması sanal olarak şişirilen balonun çabuk sönmesine sebep olmuştur. Ekranda özgürce türkü söyleyen AKP’li milletvekilleri, kendi kültürünün eşit düzeyde gelişimi için açılımlar yapamamakta, parti başkanın ağzından çıkacak kelimeye bakmaktadır. Başkanı ise, olaya daha pragmatik bakmakta, kendisine uygun olduğunda, adım atmaktadır. Kürt kökenli milletvekilleri, Kürt sorununu parti başkanlarının inisiyatifine bırakmışlar ve bu konuda başkanın vereceği görevlendirmeyi beklemektedirler. Bu durumda Kürt sorunun çözümünü daha da zorlaştırmakta, muhatap olduğunu söylediği siyasi rakibini yok etmek için her türlü manevrayı yapmaktan da geri durmamaktadırlar.

Kısaca AKP, Kürt sorunu dışarıdan itekleme ile küçük adımlar ile ilerlemektedir ve dışarıdan gelen yönelimler yönünde ürkek adımlar atmaktadır.

AKP var olan düzenin değişimini gerçek anlamda isteyip istemediğini kendisine dahi sormamaktadır, gündem ve öncelikleri içinde Kürt sorunun kısa vadede AKP için ön sıralarda yer almadığını son attığı adımlar ile kendisini göstermiştir.

Cumhurbaşkanı ve AKP başkanı kaçırılmaması gereken olanaklardan bahsettikleri sırada Kürtleri temsil ettiğini söyleyen sivil kitle örgütlerine yönelik operasyonlar yapmaktan geri durmamıştır. Kitlesel tutuklamalar, AKP iktidarından habersiz yapılamaz, bu durumda AKP kafasındaki çözüm yolu daha açık ortaya çıkmaktadır. Kürt sorunu muhatapsız ve dış güçlerin belirlediği rota içinde çözülmeye çalışılmaktadır. Kaçırılmaması gereken fırsatlar, kime göre ne anlam ifade ettiği muğlak olarak ortada durmaktadır.

AKP’nin bu konuda açılımı, özgürlükler ve hukuk konusundaki bakış açısı ile orantılıdır. Bakış açısı belli olan bir partiden, ileri ve sonuç alıcı adım beklemek biraz saflık olarak ortada durmaktadır. Var olan partiler (iktidara yakın) içinde, yinede en iyi konumda olanda AKP olduğunu söylemeden geçemeyeceğim, çünkü en azından inkar etmiyorlar! Gerçi iktidara gelenler, Süleyman Demirel’in son başbakan olmasından beri, realite olarak tanımaktadırlar, ama realite sorunun çözümü için adım atmamaktadırlar.

Hiç yorum yok: