22 Ağustos 2009 Cumartesi

Diyarbakır cezaevi kapanıyor!

Diyarbakır cezaevi kapanıyor!

Diyarbakır cezaevi kapanıyor, onun yerine okul değil, 12 Eylül müzesi olsun!

Diyarbakır cezaevi 12 Eylül sürecin en kanlı ve acının olduğu cezaevlerinden biriydi. O cezaevinde kaç kişi hayatını kaybetti, kaç kişi sakat kaldı, kaç kişinin geleceği elinden alındı?

Yukarıda sorduğum soruların hepsi müzede yanıt verilmeli ve o cezaevinde yaşananlar canlı belgeleri ile genç kuşağa sunulmalı ve orada yaşananlar gerçek anlamda anlaşılmalıdır. O cezaevinde kalanların oluşturmuş oldukları belgesel çalışmalar bulunmaktadır. Kitaplar, öyküler, şiirler ve duvara sinmiş kelimelerin olmadığı çığlıklar. O çığlıklara sebep olanların yüzlerinin sergileneceği bir müzeye dönüştürülmelidir. Yüzler karanlıkta ve tarihin sayfasında yok olmasın, acı çekeninde, acı vereninde yüzünün ortada olduğu bir müze olmalıdır. Görsel malzemeler ve filmler ile desteklenen modern bir müzeye dönüştürülmelidir.

Elbette, sadece Diyarbakır değil, Metris, Mamak ve diğer cezaevleri de müze için boşaltılmalı ve bir dönem ile yüzleşilmelidir. Elbette 12 Eylül sadece işkenceler ve idamlar ile anılmayacaktır. O dönemi bir bütün olarak kavrayan, modern müze anlayışına uygun olarak planlanan bir yaşayan arşiv konumuna dönüştürülmeli ve o dönemi araştırmak isteyen, anlamak isteyenlere açık bir mekan olmalıdır.

Diyarbakır cezaevi kapatılması güzel bir haberdir, fakat oranın yıkılması ve başka bir amaç yönünde kullanılması istemesi kötü bir haberdir. 12 Eylül’ün yaşayan bir tanığını ortadan kaldırılması istenmektedir. Bu tanığın sessizliğe gömülmesine karşı durmak gereklidir. Diyarbakır, duvarlarına sinmiş olan bütün gerçekleri ortaya serecek modern bir müzeye dönüştürülmelidir. Diyarbakır, bir dönemin yaşayan sembolüdür, o sembol yok edilmemelidir.

12 Eylül Müzesi için bir adım daha ileri! Diyarbakır Cezaevi 12 Eylül Müzesi olmalıdır.

Hiç yorum yok: