3 Eylül 2009 Perşembe

ahmet yıldız

Ahmet Yıldız çiçekler içinde, sonsuzluğa halkevlerinin genç nesilli eşliğinde yolculandı... O, inandığı gibi yaşadı ve inançları uğrunda mücadele etti. 12 Eylül darbecilerine karşın, ‘beni idam dahil bütün cezaları verebilirsiniz’ diyerek başını dik tutmasını bilmiştir. O; ‘halkevleri adına ne yapılmışsa benim bilgim dahilinde yapılmıştır!’ diyerek, tüm halkevcilerin suçlandığı suçları üstlenmiştir. Olumsuz koşularda önde ve başı dik durmasını bilerek, lideri olduğu kurumu, düşüncelerini ve yaptıklarını onurlu bir şekilde savunmuştur.

Karaca Ahmet mezarlığına uğramayı sevmiyorum, çünkü her uğrayışımda birilerini yolculuyorum. Cemil cemgil’in eşi Şirin’i yolculaşmıştık, bugün Ahmet Yıldız'ı... Onlar tarihin sayfalarında, onurlu yerlerini aldılar, fakat o onurlu duruşlarını, gelen ve bugünkü kuşaklara anlatmak gerek, korkmadan, çekinmeden... Çünkü, bugün yaratılan kuşak, geçmişinden kopuk bir gelecek kurmak ile uğraşıyor! Her türlü bilgi kirlenmesine açık, her yola açık konumdalar. Eğer tarih sadece yöneticilerin tarihi olmadığı anlatılmak isteniyorsa, bu onurlu insanların yaşamlarına kısada olsa bakmakta fayda vardır. Onların yaşamları ‘her şeye rağmen’ mücadele içinde geçmiştir. Onlar insanlığın onurudur...

Çiçekler içinde yat…

Hiç yorum yok: