5 Mart 2010 Cuma

Otorite adına hareket edenler…

Otorite adına hareket edenler…

“Suudi Arabistan’da din polisi Mekke’deki bir okulda çıkan yangından kurtulmaya çalışan 15 genç kızı, giyimlerinin din kurallarına uygun olmadığı gerekçesiyle dışarı çıkarmadı. Diri diri yanmalarına sebep oldu.” 2002 yılında gerçekleşen olay gazetelerde bu şekilde yer almış.

Otorite ve otoritenin kurlarını yerine getirmek için görev yapanlar otoritenin düşünmediği kadar boyutta felaketlere neden olabilir. Hitler bile vahşetin boyutlarını tam olarak bilmezdi, fakat onun adına emir veren ve emirleri yerine getirenler onun adına vahşetin her boyutunu karanlık sayfalara, yanan kitapların külleri üzerine yazdılar.

Otoritenin neyi amaçladığını tam olarak açıklanamaz, ama yaşananlar otoritenin yönünü belirler. Sözler ile otoritenin hangi istemler içinde olduğu sorgulanamaz, çünkü belirleyici olan sözler değildir, yaptıkları hareketler ve eylemlerdir. Eylemler, sözün önünde olması nedeniyle, suç taşıyıp taşımadıkları ceza yasasında yerini almıştır. Sözler ise eyleme dönüşmediği sürece yasalarda dokunulmazlığını korur. Elbette diktatörlerin oluşturmuş olduğu ceza yaslarında, sözlerde suç kabul edilmiş ve o yasalar, diktatörler ve onların oluşturmuş olduğu yasalarda yerini almıştır ve almaya da devam etmektedir. Demokrasi kavramı içinde bu yasaların olduğu yerlerde, eksik demokrasiden veya güdümlü demokrasiden bahsedebiliriz. Eksik olan demokrasiyi, gerçek demokrasi gibi algılayıp savunulması da geri kalmış toplumlarda olağan karşılanmaktadır, çünkü kuyunun içinden dünyaya bakan biri, bakış alanı kadar dünya yorumlar ve algılar. O geri kalmış ülkenin aydınında bakış açısı buna uygundur.

Dünyanın teknoloji ve ulaşım ile küçülmesiyle birlikte, dil bilenlerin ve diğer kültürlerin yaşamının içine girerek, ötekinin dilinin ve yaşamının öğrenilmesinin artması ile birlikte, kuyulardan dışarıya çıkanlar, olayları ve olguları daha geniş bakarak yorumlarken, daha büyük bir dünyanın üzerinde yaşadığımızın farkına da varıyoruz. O farkına varış ise, bizim tarih algılayışımızı kökten değişmesine, hatta geçmiş ile çatışmamıza sebep olmaktadır. Tarihin yeniden yazıldığı dönemde, değişik tarih yazımlarının karşılıklı etkileşimi üzerine oturmaktadır. Tek doğrunun hakim olduğu dünya yıkılmaktadır. Tek doğruya sahip olan otorite düşüncesi ve yaşamı da kaçınılmaz olarak yıkılacaktır, elbette bu yıkılma süreci içinde zaman içinde geri gidişler ve savunma duvarlarının arkasında bir süre yaşanabilinir.

Devletler, ait oldukları ideoloji ve sistemleri içinde gelişmeleri kontrol etmek ve kontrolünü global olarak yapmak için yapılanmaktadır. Teknolojinin yaratmış olduğu açılıma karşı sistem, bir şekilde duvar örmeye çalışmaktadır. Devletler, kendi verdiği özgürlükler ve hareket alanı içinde sistem çalışmasına izin veriliyor. Sınırların ortadan kalktığı, firmaların yaratmış olduğu yeni sınırların örüldüğü bir dünyada, teknoloji, firmaların izin verdiği ve yaydığı oranda insanlık faydalanma tehlikesi altındadır. İnsanlık teknolojinin hızlı gelişimi içinde zamanını kaybetmiştir. Kar hırsı ile birlikte yağma kültürü her alana sinmiş, insanlığın bütün birikimini yok sayan yeni bir yaşam bütün kültürlerin öznelliğine rağmen yayılmaktadır. Hukuk evrenselleşmektedir, teknoloji evrenselleşmiştir, fakat henüz o teknolojiden faydalanma konusundaki eşitsizlik devam etmektedir. Tıpkı hukukta olduğu gibi…

Suudi Arabistan’da yaşanan bu vahşet otoritenin hangi boyutta uygulanabildiğini göstermesi açısından önemlidir. Otorite adına genç kızlar, kıyafetleri uygun değil diyerek öldürülmüştür. Töreler gereği taşlanarak öldüren rejimlerde vardır. Bizim gibi ülkelerde aile mahkemelerinin aldığı kararlar hala ceza indiriminde yerini korumaktadır. Evrensel hukuk kuraları hakim olmuş olsaydı ülkemizde darbe yapanlar yargılanmış olurdu. Olmayan demokrasimizin savunması yaptığını söyleyenler, demokrasimizi daha ileriye taşıyacağını söyleyenler, hala dokunulmazlık zırhı arkasına sığınıyorsa, o demokrasi eksik demokrasi, savunulan ve arzu edilen demokraside eksik demokrasi olduğunu söylemek abartı olmaz sanırım.

Hiç yorum yok: