17 Haziran 2010 Perşembe

Raf ömrü, kitabın ömrü mü?

Raf ömrü, kitabın ömrü mü?

Kitap kokusu vardı eskiden, kitap kokan dükkanların olduğu gibi. Kitap; mürekkep kokardı, kağıt kokardı. Elinize aldığınızda sizi sayfaların içine davet eden görünmeyen ses vardı. Bir gizem içinde kitaplar, rafların içinden size göz kırparlardı. Rafların üzerine tüneyen tozlar, pencereden içeriye doğru sızlan ışık altında dans ettiklerine şahit olurdunuz, çünkü kitaplar, o tozlar için konçerto çalıyordu!

Kitap; sayfalardan oluşur, sayfalar kağıttan. Kağıdın üzerindeki mürekkep ise nasıl oraya damladığı ile ilintilidir. Kitapların ciltleri eskiden ebru ile kaplanırdı, şimdilerde ebru sanat oldu!

Kitap, insanlığın birikimini ileri kuşaklara aktarma aracıdır, o yüzden kitap ulusların birikimini temsil eder. Bir ulus kendi dilinde ne kadar çok kitap basmış ise o kadar ileri olduğu kabul edilmiştir, fakat son teknoloji devrimi ile bu görüşte suya düşmüş görünüyor.

Kitap, eskiden bir ağırlığı olurdu, aydınların evlerinin duvarı kitaplar ile kaplıydı, şimdilerde ise duvar kağıdı kitabın yerini aldı.

Kitapları genel anlamda, sayfaların bir cilt içinde toplanan kağıt topluluğu olarak tanımlayabiliriz. Çünkü bir çok insan, bu ciltler ile kütüphanesini ve kendisinin ne kadar aydın ve birikimini ileri kuşaklara bırakacak kadar zengin olduğunu göstermek amacı ile kullanmıştır, içeriğine pek önem vermeden. Biz zamanlar ansiklopediler dolduruyordu kütüphaneleri, şimdi o görüntüler eski fotoğraflarda kaldı. Evinde kitabı olana okumuş, aydın diye bakılırdı bir zamanlar, şimdi evinde kitap olanın kütüphanesine bakan yok, hangi teknolojiyi ve aracı kullandığına bakılıyor daha çok. Kitaptan önce son çıkan laptop yani diz üstü bilgisayara bakılıyor!

Kitaba anlam veren ise içeriğidir, fakat son dönemlerde kitapların içeriği o kadar önemi kalmamıştır. Kitap, yapılan promosyonun etkisine göre tüketilen metaya dönüşmüştür. Domatesin, biberin satıldığı tezgahlara komşu tezgahlarda kitap satılır oldu. Kitabın kokusunu doldurduğu dükkanların yerini, satın alma hırsı olan dükkanların ışıklı dünyası aldı. Yayınevi, kitabını süpermarkette sattırabilmek için dağıtım firmaları ile pazarlığa girmiştir. O pazarlık sonucunda, kitabını alış veriş merkezlerinin içinde yer alan süpermarketlerde kendisine ait bir yer buldurmuştur. Süpermarketlerin raflarının bir ömrü vardır, o ömür tüketim aracının ne kadar süre ile rafta kalacağı ile ilgilidir. Tüketici o ömür içinde o malı alır ve kullanır, aksi halde zehirlenme durumu ile karşı karşıya kalabilir. Doğal olarak o raflarda sergilenen kitaplarında bir ömrü vardır, o ömür raf ömrüdür. Günümüzde raf ömrü demek, tüketimin olduğu zaman dilimini temsil eder. Zamanın hızlı aktığı bu zaman diliminde, rafların içinde yer işgal etmekte bir maliyet anlamına gelmektedir. Bu maliyet verimlilik anlayışına uygun olarak raftaki yerini yeni kitaba bırakmak zorundadır. Aksi halde, rafların sahibi karından zarar etme anlamına gelir ki, satmayan kitabın o raflarda işi olamaz, çünkü verimli değildir. Kitabın verimliği satışı ile ilgilidir, içeriği önemli değildir. Çok satan hangi tür kitap olduğunu görmek isterseniz, girin bir süpermarkete ve kitap reyonuna bakın, türlerine göre ayrılmış kitaplar, dergiler ve gazeteleri görebilirsiniz. Az satanların orada yeri yoktur.

Bestseller adı verilen kitaplar, rafların vazgeçilmezidir. Bu tip kitapların raf ömrü genelde üç ay ile sınırlıdır, çok şanslı olanlar altı ay kadar rafta kalır ve sonra geldikleri gürültünün tam tersi, ıssız bir şekilde ortadan kalkarlar. Bir dönem Bestseller olan bir kitabı daha sonra okumak isterseniz, onu bulmak için kitapevine veya süpermarkete gitmenize gerek yoktur, çünkü bulamazsınız, bulacağınız yer sahaflardır. Süpermarket raflarını kısa süre işgal eden ve çok satan kitapların ömrü arkasında yazmaz ama bir kısa dönem için uğruna sabah erken kalkılıp market önünde sıraya girilen kitaplar, gündemden düştüğü gün ellerden de düşer ve yenilerine bırakır kendisini. Bestseller demek; kısa sürede tüketilen demektir. Domatesin ömrü kadar belki ömrü vardır. O yüzden domateslere komşu rafta satılır!

Rafa bir ürün bıraktığınızda, o ürünün raf ömrü kapağında ya da yanında bir yerde yazar. O raf ömrü içinde tüketilmesi gereklidir. Kitapların üzerinde bir ömür yazmaz ama bir ömrü vardır. Popüler kitaplar, genelde raf ömrü olan kitaplardır. Bir bakmışsınız salgın gibi alınan bir kitap bir anda satışı biter ve gündemde herkesin konuştuğu kitap ortadan kalkabilir. Bir dönem korsanları bile çok satan kitapların raf ömrü dolduğunda, kimse bir daha o kitap hakkında konuşmaz, çünkü ömrü bitenin gideceği yer bellidir.

Her kitap doğal olarak bestseller olmaz, bazı kitaplar yıllarca değeri artar ve sürekli okunur. Yıllara vurduğunuzda çok satan kitaptan belki daha fazla basılmıştır ama kimse onun ne kadar basıldığına bakmaz, her kuşağın ve her dönemin okunan kitapları vardır ve onlar hep raflardaki yerini korur. Bu kitaplara örnek her kültürün kitabı vardır. Bizde de ona uygun “kült” kitaplar mevcuttur. Ahmed Arif’in bir kitabını kaç yayınevi bastı, ne kadar basıldığını kim bilir? Belki bir dönem en çok toplatılan kitaplar listesinde olduğu için polis bilebilir, ya da toplatma emrini veren hakimler, savcılar! Nazım Hikmet aynı konumdadır, hangi kitabı ne kadar basıldığını kim bilebilir? Oğuz Atay, Atilla İlhan, Orhan Veli, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Aziz Nesin… adını bir çırpıda sayacağımız yazarlarımızdır ve bu yazarlarımızın bir çok kitabını süpermarket raflarında aramayın, çünkü oralarda bulunmaz!

Süpermarketlerde raf ömrü olan yazarlar ve kitapları bellidir, gerçekten kimdi bu yazalar ve kitapları? Anımsayan var mı?

Eskiden kitap kokan dükkanlar vardı, bugün kitap kokusu sadece sahaflarda kaldı. O kokuyu almışların müdavim olduğu yerler, gün geçtikçe yalnızlaşmaktadır, çünkü dijital ortam araştırmayı, kitap koklamayı ve kitaba dayalı kaynak araştırmadan uzaklaştırmaktadır. Okuyarak bilgi birikimi yapmak yerine, ‘kopyala ve yapıştır’ kullanılan bilgi birikimine gidilmiştir. Tüketimin verimlilik hesabına göre yapıldığı çağımızda, kitapta bir meta olarak yerini almıştır. Meta olarak ele alındığı günden sonra kitap kapakları önem kazanmıştır ve daha da renklenmiştir ve ilgi çeker konuma gelmiştir. Ambalajı kitabın içeriğinden önemli olmuştur, tıpkı diğer tüketim maddelerinde olduğu gibi. Kısa süreli kullanılan ve tüketilen maddeler içinde artık kitaplarda yerini almıştır. Bu kitaplar, raflardaki yerinden göz kırparken, içeriye sızan ışık altında bugün tozlar dans etmiyor.

Raf ömrü kitabın gerçekten ömrü müdür? Bazıları için evet demek zorunda kalıyoruz maalesef…

Hiç yorum yok: