23 Nisan 2008 Çarşamba

23 Nisan

23 Nisan

Bugün yeni cumhuriyetin meclisinin açılış günü olarak algılarız. Fakat ilk meclis olarak kabul ettiğimiz zamanlarda ülkemizde cumhuriyet henüz yoktu. Üç yıl daha beklemek gerekliydi.

İlk mecliste okumuşların oranı yüksekmiş. Yabancı dil bilenlerin oranı % 60’ı buluyordu. Bugün meclisimize baktığımızda yabancı dil bilenlerin oranı ne kadardır? Bir milletvekili arkadaşımdan duymuştum, ilk meclis açıldığında parti grupları değişik çalışma grupları kurarlarmış. Avrupa Birliği ile ilgili birim için de dil bilen üyeler ararlarmışlar ve birkaç kişi dışında da bu işe gönüllü olan pek çıkmazmış. Dil biliyor hanesinde hepsinin bir yabancı dili var olduğu görülür ama konuşan ve yazan mebus sayısı çok azdır. Hatta Avrupa gezileri sırasında bir dil bilen Avrupalı meslektaşına (milletvekilliği meslek olarak kabul görmüştür artık, milletvekilliği diplomasını kim verir dersiniz?) ülkenin durumunu kendi penceresinden anlatır, yanında olan üyeler bu konuşmaya şahit olurlar ama içeriğini bilmezler. Avrupalı diplomat bir gazeteciye açıklama yaptığında haberleri olur, çünkü haber Türkçe yapılmıştır! Şahit oldukları olayı gazeteler aracılığı ile öğrenirler.

İlk meclis içinde muhalefet var mıydı diye sorabilirsiniz, çünkü henüz savaş koşulları var ve olağanüstü koşullarda meclis çalışıyor. Bizde iki de bir darbe sonucu meclis çalışamaz hale gelir ama o koşullarda meclis çalışır, çünkü o dönem olağanüstü koşullar olağan karşılanır. Mecliste kalpaklılar ile sarıklılar/ fesliler arasında sürtüşme hep olmuştur. Fes takanlar kalpak takanlara karşı kendi taktıklarını savunurlar. Fakat 2 Mahmut Fesi ülkemize ithal ettiğinde halk ve devlet erkanı o dönemde büyük bir direniş göstermişti. İkinci Mahmut’ta fesi Rumlardan ithal ettiği için az mı eleştirilmişti zamanında. Zorla ahaliye fesi taktırmıştı. Tarih yaşanır ve unutulur.

Oturum tutanaklarına bir bakın, fes Türk’ün ruhuna yerleşmiştir diyerek savunma yapılmış ve yaşasın fes, karşı tarafta yaşasın kalpak nidaları ile meclis birbirne girmiş. Günümüze yansımasına bir bakın ne olur, birileri türbanı dayatıyor ve yaşasın türban nidaları atıyor, meclise türban ile girince sloganlar yine atılıyor, kürsülerin kapakları müthiş sesler çıkarıyor. İlk meclisten günümüze yansıyanlara bakınca insan düşünüyor, neden bizim gündemimiz hep semboller üzerine dönmüştür?

İlk meclisin iki kanadını temsil eden elbette liderleri de vardı. Biri her şeye muhalefetlik yapan konumda, öteki iktidarını korumakla yükümlüdür. Ali Şükrü Bey ve Mustafa Kemal bizim tarihimizin vazgeçilmezleridir. İlk meclis tutanaklarında onların isimlerine çokça rastlarsınız. Biri tutucudur ve gelenekleri savunurken, öteki daha farklı yaklaşmaktadır. İki tarafta birbirini acımasızca eleştirir. Eleştiri o kadar ileri gider ki meclis salonunda yumruklaşmaya kadar varır. Sert tartışmalara şahit olanlar kendi pencerelerinden olayları anılarında anlatırlar.

Meclis’te Lozan müzakereleri ile ilgili tartışmalar sırasında 27 Mart 1923 tarihinde birden Ali Şükrü Bey ortadan kaybolur. Çünkü o diplomat olmayan İsmet İnönü'nün dışişleri konusunda yeterli altyapıya sahip olamadığı için Lozan'da başarısız olduğunu ifade ediyor ve savaşla kazanılan zaferlerin masa başında yok edildiğini belirtiyordu. Bunun üzerine Mustafa Kemal, "Memleketi zarardide ediyorsunuz, maksadınız nedir?" diyerek üstüne yürümüş. Bu olay bir kopuş olarak algılanır. Çünkü Ali Şükrü Bey kaybolmasından sonra dördüncü günü cesedi Çankaya’da sürülmüş bir tarlada bulunur. Öldürenin ise Topal Osman olduğu araştırmalar sonucunda ortaya çıkmış. Topal Osman’ı anlatmaya gerek var mı? (Mustafa Kemal'in muhafız kıtası komutanıdır ve bir çok kanlı eyleme karışmıştır. Bu olaydan sonra kendisi de öldürülecektir.

Eğer bu ölüm olayı olmasaydı, ölenler yaşasaydı, tarih nasıl dönerdi bilinmez ama ölenlerde öldürmek için fırsat kolladığını anılardan okumaktayız.

Tarih akışına devam etmiştir. Bugünlere geldik, bugünlerde tartıştığımız konulara bakarak ilk meclisimizi düşünebiliyor muyuz? 23 Nisan günü ilk meclisimize ve bugüne kısa bir bakalım dedim.

Hiç yorum yok: