21 Nisan 2008 Pazartesi

Çiçekler ne zaman dünyayı kucakladı?

Çiçekler ne zaman dünyayı kucakladı?

Dünya ilk oluştuğunda bugünkü gibi değildi, en azından bilim adamlarının bize söylediği gerçek bugünkünden çok farklı olduğudur. Önce ateş vardı, sonra su sonra kara oldu! Belki kara ile su yer değiştirdi! Ateş başlangıçta var olduğu gerçeği yerkürenin ortasında sönmekte olan lavlardan çıkarılabiliniyor!

Eskiden dünyanın değişik yerlerinde bugünkünden daha fazla aktif yanardağ varmış, püskürttükleri lavlar yerkürenin karasını oluşturmuş. Su ve ateş birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Siyah bir yerkürenin maviye dönüşmesi ve dünyayı güzelliklerin kucaklaması uzun bir zaman almış ve dünyayı en son saran şeyin çiçekler olduğu kabul edilir.

“Dünyayı güzellik kurtaracak bir insanı sevmekle başlar her şey!” demiş yazar. Dünyayı kurtaracak güzellik ise insan değildir, çünkü insan sadece tüketmektedir ve doğayı kategorize etmek ile uğraşıyor. Her şeyi denetim altına almak için biçimlendiriyor, yönlendiriyor, olmaz ise kendisine göre yeni türler yaratıyor. İnsan sevgisi, doğa sevgisi değildir ve bir insanı sevmek ile de dünyanın kurutulacağını artık düşünmüyorum. İnsanı doğanın bir parçası olarak görmeden ve doğa ile barışmadan dünya kurtulamaz!

Bizler çiçekleri romantik birer nesne olarak görüyoruz. Evimizde saksıda, balkonumuzda bir avuç toprakta beslediğimiz, canımız sıkıldığında konuştuğumuz canlılar olarak algılıyoruz. Doğada yaşayan ve doğa dengesi içine önemli bir varlık olan çiçekleri de doğadan kopardık. Onlar börtü ve böcekten uzak ve yapay görünümleri altında canlılar olarak biçimlendirdik. Seralarda yetiştirdiğimiz gülleri ve bitkileri insanın hizmetine birer sanayi aracı olarak sürdük. Onlar ticari birer varlıktırlar ve her ticari araç gibi müşterinin isteğine göre biçimlendirilebilinirler. Müşteri için her renkte gül üretilir. Müşteri için laleler üretilir ve sokaklarda kısa bir sürede yaşasalar da büyük paralar karşılığında bahçelerde boy gösterir ve festivaller yapılır. Doğadan kopmuş ve doğa ile alakası olmayan insan için doğadan koparılmış canlılar tıpkı insanlar gibi betonlarla çevrili alanlarda hapsedilir.

Şehirde yaşayanlara bir bakalım, hangisi doğal?

Dünyayı, çiçekler yaşanır kıldılar. Diğer canlılar çiçekler ile birlikte renkler ile tanıştılar. Dünyada ki renkler çiçekler sayesinde bir anlam kazandılar. Bugün renkleri tanıyorsak, çiçekler sayesindedir. Çiçekler ile duygularımızı ifade ettik. Çiçekler ile baharın geldiğini öğrendik. Çiçekler ile birlikte yılın bereketli olup olmadığını tahmin ettik. Şimdi zaman kavramı içinde çiçek yoktur. Çiçek sadece bir süs aracı olmuştur ve son dönemde bakımları pahalı olduğundan olsa gerek plastik çiçeklerle de o ihtiyacımızı giderir olduk!

Parklara ve bahçelere yapma heykelcikler konuyor, onların etrafında da çiçek demetleri. Her biri belli bir hizada ve belli bir renk armonisi içinde, peyzaj mimarlarının zevklerine göre düzenlenmiş. Çiçekler doğada bile artık eski çeşitliliğini kaybetmiş. Son yıllar içinde kaç çiçek türü dünyadan tamamı ile yok oldu?

İnsan doğaya hakim olurken, kaç canlı türü ortadan kalktı?

Çiçekler olmasaydı arılar olur muydu? Arılar olmasaydı çiçekler! Hiç şehir yaşamı içinde arı gördünüz mü? Arıların olduğu yerde ayılar, ayıların olduğu yerde orman. Peki, bizim ülkemizde eskiden ceylanların yaşadığını, Asya tipi aslanların olduğunu düşünebiliyor musunuz?
Hacıbektaş-ı Veli’nin kucağında aslan ve ceylan resmini gördüğünüzde ne düşünürsünüz?

Dünyayı güzellik kurtaracak! İnsanın anladığı güzellik ise dünyayı yok edecektir!

Hiç yorum yok: