3 Ağustos 2009 Pazartesi

Çalıştay üzerine…

Çalıştay üzerine…

AKP, son günlerde bir kavramı günlük yaşamın içine soktu. Çalıştay. Sorun olarak gördüğü her konu hakkında çalıştay düzenlemeye başladı. Çalıştay, ortak aklın yaratılması için kurulan bir zemin olarak tarif edilmektedir.

Çalıştay, çalışmalarına ikna edebileceği ya da kendisi gibi düşünenleri çağırarak, o konuda kendi düşüncesini kamuoyuna sanki genel kabul gören bir düşünceymiş gibi sunmayı amaçladığı toplantılardır. Bu toplantılardan elde edilen sonuç ile seçime gitmek ve sorunlardan yorulmuş, çıkış kapısı bulmakta zorlanan AKP iktidarının bir gündem değiştirme operasyonundan başka bir şey değildir. Bu toplantılardan demokratik çözüm çıkmayacağını bilmek için fala bakmaya gerek yoktur. AKP, iktidarı süresince demokrasi adına attığı adımlar ortadadır.

AKP, çalıştay adını verdiği toplantılarda sorunların üzerine gitme duruşu, seçimlerde kaybettiği semeni kazanmak ve yeni seçmeni kendi hanesinde görmek istediği alanlarda atmaktadır. Alevilerden istediği oyu alamayan AKP, kendisi gibi düşünen ya da ikna edilebilecekleri toplantıya çağırarak, ‘ilk demokrasi’ adımını atmıştır. Sormak gerek, iki dönem iktidar zamanı boyunca, neden adım atmadı da, şimdi atıyor? Geç olsunda, güç olmasın diyerek, o işten nemalananları buluşturuverdi bir otel salonunda. Oraya katılanlar, nasıl bir oyunun içinde olduklarını daha sonra açıkladılar ama artık imaj değişmiştir.

AKP iktidarının, en yumuşak karnı olan Kürt sorunu, çalıştay ile yeni bir açılıma kapı açacağı iddia edildi. Bu toplantı yeri, otel salonu değildi, emniyetin salonu olarak tespit edilmesi, acaba size neyi çağrıştırır? Davetliler arasında neden Kürtleri temsil edenler yok, bırakalım temsil etmeyi, Kürt yok! Emniyetin gözetimi altında yapılan toplantıdan ne çıktı dersiniz?

Alevi açılımı için otel salonun seçilmesi, öncelik sırasında ilk olmadığını ve AKP iktidarı için can alıcı olarak görülmediğini kanıtlamaktadır. Ele güne karşı gösterilmiş bir çalışma geniş katılım ile boş hayaller etrafında olmuştur. Fakat, Türkiye için kanayan büyük yara olarak Kürt sorunu olunca, toplantı yeri önem kazanmaktadır. O toplantı yerinde, bildik sözleri tekrarlayanlar, birde bakanın yüzüne karşı söz söylemekten öteye gitmeyen, biz bize sohbet olmuş olduğu yapılan açıklamalar ile öğreniyoruz. Bir adımdır ve bu adımın devam edeceği belirtilmiştir. Bugün, Kürt sorunundan gelinen noktadan geri dönüş olamayacaktır, eğer olağan üstü bir olaylar zinciri olmaz ise. Diyarbakır’a gidilerek yapılan realitenin kabul edilmesi, AB kapısının Diyarbakır’dan geçtiği vurguları yanında bu son yapılan toplantı ve açıklamalar ile Kürt sorunu nasıl çözülmesi istendiği konusunda ipuçları verilmiş olunuyor. Kürtlere rağmen, Kürtlersiz bir çözüm tartışılıyor, entelektüel düzeyde. ABD’de artık sıradanlaşmış bir beyin fırtınası toplantısı gibidir. Orada, bu toplantılar vakıflar aracılığı ile olur, bizde onun karikatürize edilmiş halini yaşamaktayız. Burada amaç, gelecek olan erken seçim olunca, işin görünümü daha da netleşmiş olmaktadır. AKP bu çalıştaylar ile erken genel seçime hazırlık yapmaktadır.

Soruna neşter vurmayı düşünenler, çalıştayı daha başka organize edebilirlerdi. Somut çözüm için tarafları karşılıklı sohbet ettirme olanağına ve diyalog kapılarının açılımına olanak sağlanabilinirdi. Fakat, Kürtleri temsil edenlere randevu dahi vermeyen bir iktidar, Kürt sorunu çözeceğim derken, taraflara değil, tabana seslenerek, oy avcılığı yapmaktadır. Kendi içinde bulunan Kürt milletvekillerine gözdağı veren, Kürt ve Arap işadamlarına medyada söz sahibi olanağını veren bu iktidar, sorun taraftarı olarak onları bile muhatap almamaktadır.

Önümüzdeki günlerde, büyük olasılıkla Ermeni konusunda da bir çalıştay düzenlenecektir. Senaryosu önceden yazılan sonuçlar, kamuoyuna ötekiler gibi açıklanacaktır. Başka konularda çalıştay düzenlenebilir, çalıştay düzenlemek o konuda somut çözüm olacağı anlamına gelmiyor. Daha önce yapılan toplantılar, kamuoyu araştırmaları nasıl raflara kaldırılıp tozlanması beklendiyse, bu çalışmalarda rafa kaldırılabilinir.

AKP bilinen yüzüne makyaj yapmak ve yeni imajlar elde etmeye çalışmaktadır. Demokrasi adına yaptığı, söylediği tüm adımlar kendi çıkarları yönünde kullanır konumdadır. ‘Odak noktası’ olan bir parti, değişmediğini yaptığı icraatlar ile gösterirken, söylem olarak yanına aldığı bir takım liberal aydınlar ile AB ve ABD’ye karşı maskesini korumaya devam etmektedir.

Hiç yorum yok: