9 Ağustos 2009 Pazar

Genelkurmay başkanın eşi türban taksın!

Genelkurmay başkanın eşi türban taksın!

Ülkenin zirvesinde görev alan tüm devlet memurların eşleri türban takarsa, bu ülkeye özgürlük gelir!

Özgürlük kavramı da, göreceli kavramlar arasına girdi. Eskiden özgürlük, anlam olarak aşağı yukarı hepimiz için aynıydı ama son yıllarda özgürlük kavramı değişken olduğu ve özgürlük anlamı içinde bazı bölümleri cımbız ile çekerek, o çektiğimiz bölümlere yeni anlamlar yükleyerek, anlamın altını boşalttık ve yeniden tanımladık. Özgürlük kavramından ülkemizde, türbanın özgürce kamu alanında kullanılması anlaşılmaktadır. Eğer bir kamu alanında türban kullanılamıyorsa, orada özgürlükten söz edilemez.

Özgürlük, birilerin anladığı şekilde dillendirilirse, özgürlüğü savunan aydın oluyorsun, aksi halde despot ve geri kafalı olarak algılanmaya devam edilirsin. Türbanın özgürce kullanımını savunmak ilericilik oldu. Özgürlük, birilerin saçlarını örtmesidir! Aksi halde, ne Alevilerin, ne Kürtlerin, ne Lazların ne de başka bir kültürün kendisini ifade etmesi değildir. Avrupa’da bile özgürlük, türbana verilen alanlar ile ölçülür oldu. Birden bire özgürlük türban ile özdeşleşir oldu, bu gelişme sonucunda da demokrat, tolerans ve benzeri kavramlarda değişti. Bir arada yaşamanın ölçüsü oldu. Eğer türbanlı ile bir arada yaşamaya, haşama giyenler ile aynı plajda bulunmayı hoş görü ile yaklaşmıyorsan özgür değilsin, demokrat hiç değilsin! Çünkü bilinçaltında despotsun ve onların yaşam alanını yok ediyorsun!

Müslüman kadınlar plajlarda neden haşama giyerler?

Sorunun yanıtı aslında basittir, çünkü onun erkeği kadının vücudundan etkileniyor ve cinsel olarak uyanmaktadır. Erkekler kadınlara göre daha fazla şeylerden uyanmaktadır. O halde erkeğin uyanmasını engelleyici şartlar oluşturulmalıdır. Ondan dolayı, uyanan erkek, uyarıcı olan karısını haşama altına almaktadır, bu sayede kadının vücudu güneşten yoksun kalmaktadır. Kadının sağlığı erkeğin uyanmasından daha değersizdir. Erkeğin plajda hangi göz ile dolaştığını anlayamayız, çünkü erkek karısını diğer erkeklere karşı koruma altına alarak, kendisince namusunu korurken, uyarılmaya açık olarak plajda güneşlenmeye devam etmektedir. O, diğer kadınlara doğal olarak kafasının içinden geçtiği gibi bakmaktadır ve o bayanları kendisine göre kategorize etmektedir. Çünkü o kafa, kadın ya da kız şeklinde oyuncaklardan da uyandığını açık açık söylemektedir. O oyuncakların satışının durdurulmasını istemektedir. Özgürlük, onlara göre algılandığında, doğal olarak haklıdır talebinde! Kamu alanında türban özgür olsun diye imza atanlar, bu durumda sanırım o kafanın yanında yer alacaklardır. Çünkü özgürlük tanımlandın mı, o tanıma göre tavır konmalıdır.

Özgürlük alan tanımaz!

Ülkemiz kurulurken ve yeni dünyada yerini alırken, ulus devletinin özellikleri ile birlikte, çağdaş, hukukun üstün olduğu, aydınlık, laik bir Türkiye tasarlanmıştı. O tasarı için ulus devleti ideolojisi benimsenmişti. Ulus devleti, tarih sahnesine yerini almak için hızlı adımlar ile ilerlerken, yeni değerler ve yeni kavramlar günlük yaşam alanında yerlerini almaya başladı. Çağdaşlığın görünümü artık türbandır, çünkü bizler o kadar özgür ve hoşgörülü toplumuz ki, devletin zirvesini bile türbanlı eşleri olanlardan oluşturduk! Bir istisna durum var, genelkurmay başkanlarının eşleri! Onlar hala geçmişin izlerini taşımaktalar. O geçmiş, tarih sahnesinde yeri alınması isteniyorsa, genelkurmay başkanın eşi de türban takmalıdır ve gerçek anlamda özgür bir ülkenin profili, bir bütün olarak vitrinde yerini alsın! Genelkurmay başkanı, protokolde yeri olan profesyonel bir devlet memurudur. Profesyonellik gereği, yönetimin aldığı kararlara uymalı ve sorgulamadan görevini yapmalıdır. Aksi halde, genelkurmay başkanı, özgürlüğü savunmayan tutucu bir olur, bu da çağdaş, özgür Türkiye görünümüne aykırı bir durumdur.

Ülkemiz, çağdaş, hukuk devletinin bütün özelliklerini göstermektedir! Bu kavramlarda istenildiği gibi yorumlanmakta ve uygulanmaktadır. Devleti yönetenlere göre, uygulandığı yapmış oldukları açıklamalar ile beyan etmişlerdir. Onların beyanını doğru kabul etmek zorundayız, çünkü onlar bize göre daha çok bilendir. O bilgi kanalları, onlar için sonsuz olarak açık olduğundan, bizler sadece hissettiklerimiz ve gördüklerimiz ile yorum yapmaktayız!

Protokolün ön tarafını belirleyenler, ülkenin vitrindir ve bu vitrin dinler arası diyalog için önemlidir. Bir ülkenin Müslüman olup olmadığını anlamanız için, vitrinde bulunanların İslam gelenek ve göreneklerine ne kadar bağlı olduğunu gösterilmesi gereklidir. Bu görsel malzemede türbandır ve kendisini göstermektedir.

Gerçi, Suudi rejimi eşlerini hiçbir zaman vitrinde göstermezler ama onlar da geleneksel kıyafetleri üzerlerinde taşımaktan büyük gurur duyarlar. Bizim vitrindekiler hala ceket filan giymekteler, aslında onlarda geleneksel İslam kıyafetleri giymeliler ve bu sayede eşleri ile uyum göstermeliler. Markalı kıyafetler giyenler, yeni markaların yaratılmasında sebep olarak, özgür bir Türkiye vitrinini oluşturmaktadırlar.

Özgürlük, kamu alanında türbanın yer bulması ile sorun çözülmüş olacaktır! Bu sayede ülkemiz özgür ve çağdaş kafaların yönettiği bağımsız ülke konumuna gelecektir! Eğer bütün halk aynı tarzda giyer ve düşünürse, o ülke sınırları içinde özgürlük kavramı tartışma yaratmayacaktır. Özgürlük denildin mi, ne anlaşılması gerektiği bugün dikte edilirken, ileride özgürlük dendin mi, ne anlamamız gerektiğini bileceğiz! İmzalara gerek duymadan, onların özgür alanında, başka özgürlük kavramları tartışacağız, belki bazı kendisini bilmez aydınlar imza kampanyaları açacaktır. O belgeye imza atanlar ise, dönek, hain olarak anılacaktır. Bugün türbana özgürlük diye imza atanlar, üniversitelerde, gazete köşelerinde, ekran sohbet programlarında köşelerini kapmış olmaları, onların ne kadar özgürlüğe bağlı olduğunu kanıtlamıyor mu?

Özgürlüğü savunmayan demokrat dahi olamaz! Demokrat olmayanın vicdanı da olmaz! Vicdanı olmayandan kanser olmuş hükümlü veya mahkumların affını beklemekte anlamsızdır. Çünkü onların vicdanı tarikat şeyhlerinin rahat şekilde kendilerini ifade etmeleri için kapıları açık ve duyarlıdır, diğer şeyler onlar için onlara anlam ifade etmemektedir.

Hiç yorum yok: