20 Ekim 2009 Salı

Başbakan randevu erteletmeye çalışıyor!

Başbakan randevu erteletmeye çalışıyor!

Başbakan, başkanın vermiş olduğu çalışma randevusunu erteletmek için araya adam koymuş! Çünkü randevu verildiği gün ülkenin cumhuriyetin ilan edildiği günmüş. Elbette bunu başkan nereden bilsin? Belki, başkan randevu defterinde, uygun saatler içine uzaktaki ülkenin başbakanına randevu yazın demiştir, sekreterine. O kendi programına göre davranır, çünkü dünyanın hakimdir! Hakim olunca randevu defterinde yer bulmak zordur!

Sonradan görme olan bir çok zengin, randevu defterini hep dolu tutar, en samimi arkadaşı bile gelse, onu sekreterine yönlendirir ve en uygun zamanı kararlaştırmasını söyler. Çünkü o artık parası olan bir yerde bulunmaktadır. Paranın hakimi olan, her şeye karar verecek gücü kendisinde bulur. Parayla değil mi? Gerektiğinde satın alır, gerektiğinde görmezden gelir, gerekirse eğer yerine başkasını atayabilir.

Başbakan, başkandan gelen randevu karşısında ne yapacağını şaşırır, çünkü o gün ülkesi için önemli bir gündür, gerçi eski özelliğini ve heyecanını çoktan kaybetmiştir ama simgesel olarak hala bir anlam ifade etmektedir. O simgesel günde havayı ışıklar ile doldurur, sokaklar bayraklar ile süslenir, şehir merkezleri fener alayları geçişine şahitlik yapar. Başkandan gelen randevu o günü işaret eder!

Başbakan, başkandan gelen randevuyu iptal etmek için araya tanıdık aracıları koyar, başkanın olduğu ülkede ise, bu işi profesyonelce yapan insanlar olduğunu bilir, eskiden devlet yönetiminde yer almış ama şimdi danışmanlık ve lobi faaliyetini para karşılığında yapan profesyonellerden yardım alması gereklidir. Onlarında elbette bir değeri vardır. O değer o ülke için belki bir anlam ifade etmez ama başbakanın ait olduğu ülke için göze batan bir değerdir! Fakat bunun da bir yolu vardır, örtülü ödenek! Adı üzerinde örtülüdür, nereye gittiği belli olmayan ödenek!

Başbakan ülke içi sorunları yanında çevre ülkelerin sorunları ile de uğraşır, stratejik ortakların yer değiştirdiği bir dönemde, yerini almak istediği rolü çok iyi çalışmak zorundadır. O eskisine göre daha çok çaba göstermek ve başkanın gözüne girmek zorundadır. Verilmiş olan rolü en iyisini oynayacak ve en iyisi olduğunu kanıtlamak zorundadır, aksi halde bir daha o rolü oynayacak imkanı olmayacaktır. Ya yapacak devam edecektir ya da gözden düşecek ve bir daha gelmemek üzere tarihin sayfaları içinde yerini alacaktır.

Başbakan bu ikilemler arasında durmaktadır, büyük bir stresin altındadır, bir yandan kafasında gibi yaşamı topluma kabul ettirmek için uğraşıyor, öte taraftan yerini korumak için mücadele ediyor. Kendisini şakşaklayan bir çok liberal sayesinde kendisine güvenini sürekli sağlamlaştırmaktadır, onların vermiş olduğu destek ile yoluna devam etmektedir. Açıklayamadığı yol çizgisi üzerinde gitmektedir, çünkü yol çizgisinin nereye doğru kıvrıldığını kendisi de bilmemektedir. Bugüne kadar şansı ile bir çok kırılma noktasından kurtulmuştur, başkanın kendisine vermiş olduğu destek ve rol ile o noktalardan şansının da yardımıyla geçmesini bilmiştir. Gündem onu sıkıştırdığında bir olay olmakta ve o sıkışık ortamdan rahatlayarak çıkmaktadır. Başkanın sevdiği başbakandır ve o sevgiyi hak edecek her şeyi yapmaya devam etmektedir.

Başbakanı bekleyen yollar vardır, kendisine verilen rolü iyi yaparken, belki üzerine iyi olmak için fazladan rol biçmiş olabilir. O fazladan biçtiği rolü oynamak için yola çıkacaktır ama tam bu yolun son günü içinde başkan kendisini istişare yapmak için yanına çağırmıştır. O istişarede başkan kendisinden neler isteyecektir, kafası karışıktır, çünkü iç ve çevre sorunlar ile o kadar içli dışlı olmuştur ki, dünyada gelişen fırtınanın hangi boyutlarda büyüdüğünü farkında dahi değildir. O fırtına belki çok yakınında bazı rollerin sökülüp, yeniden biçim verileceğini öğrenmeye gidecektir. Başkan durduk yere ve acil olarak neden randevu versin? Duyulmuş ve görülmüş bir şey mi? Durduk yere başkan neden randevu verdi dersiniz?

Yaşadığımız günler masal günleri olmasın, çünkü bütün anlatılanlar ve yaşananlar bir masal hikayesinden çıkmış gibi. Anlatılan başkan ve başbakan hangi ülkede yaşar, ne yaparlar bilinmez! Gölgelerin ters döndüğü, suyun her daim aktığı yönün tersine aktığı günleri yaşıyoruz! Acaba dünya mı tersine döndü, biz mi başımızın üzerinde durmaya başladık?

Hiç yorum yok: