20 Ekim 2009 Salı

Domuz gribi!

Domuz gribi

Domuz gribi, diğer griplerin devamı gibidir. Kuş gribi, domuz gribi sonrası bir de at gribi ortaya çıkmış… Bu griplerin hiç birinden korkmuyorum ama bir de eğer köpek gribi çıkarsa ortaya o zaman işte tırstığım gün olacağını şimdiden ilan ediyorum.

Köpekler, hayatımızın vazgeçilmezi olması, son yılların bize ait şehirciliğin içinde yer almaktadır. Dünyanın hiçbir gelişmiş şehrinde bu kadar köpeği yan yana görme imkanız yoktur! Görseniz görseniz, tasması elinde gezdiren insanları ve köpekleri görürsünüz. Bizim köpeklerimiz küpe takar, dünyada başka ülkede var mı bu kadar gelişmişlik? Cins ayrımı yapmadan küpe takılı! Küpeli köpeklerimiz şehirlerimizin vazgeçilmezidir, o küpeli köpekler gündüzleri miskin miskin sokağın ortasında rahat rahat yatarken, gecelerin efendisi olabiliyorlar. Gece boyunca boş sokakların korkulu efendileri olabilmektedirler. Hiç gece saat 3 civarında, - hani bazıları için sabah demek daha doğru olur, - o zaman dilimi içinde boş sokaklar ve caddelerde yürüdünüz mü? Sizin önünüze o saatte tiner çeken çocuk çıkmaz! Sizin önünüze başka bir şey çıkmaz, sadece hırlayan ve havlayan köpekler belirir! Öyle bir iki tane değil, grup grup gelmekteler! Havlayan, hırlayan köpeklerin sesini eğer uykunuz kaçmışsa evinizden dinleyebilirsiniz! Ne kedi sesi duyarsınız, ne de başka bir ses, köpekler sokakların efendisi olmuştur!

Bu kadar köpeğin kontrol dışı gezmesi, kulaklarına takılı olan kısırlaştırma sembolü ne ifade etmektedir? Ey şehirli insan! Bu köpek çoğalamaz, çünkü onun üreme organını işlevsiz bıraktık! O zamanı geldiğinde kendiliğinden ölecek! Ölene kadar çöpler ondan sorulacak, sabaha kadar sokakların sessizliğini o bozacak! denmektedir.

Gecenin karanlığının içindeki köpekler eğer grip olmuş olsalar, ki zaman zaman oluyorlar ve bu gripleri insanlara geçmiş olsa ne olacak? İşte o anın durumunu ne görmek, ne de düşünmek istiyorum!

Sokaklarda köpeklerin durumu yanında, bir de evde işkence gören köpekler var, ki onlar köpek gibi havlama hakları bile elinden alınmış cariye konumundadırlar! Bu DNA’ları değiştirilmiş köpekler, sokaklarda sahiplerinin gözetimi altında dolaşmaya çalışıyorlar, çalışıyorlar çünkü, onların özgürce hareket edebilecek bir şehir yapılanmamız yok! Şehirlerimizin ne kaldırımı insan göre düşünülmüş ne de diğer canlılara göre düşünülmüştür! Şehirler, kullanılan araçların hareket edebileceği kadar düşünülmüş ve onların park alanları olarak yağmalanması gereken yerler olarak düşünülmediğini de görmekteyiz! Yaşadığımız şehirlerin büyük bir bölümü, ne için inşaat edildiği belli olmayan bir yapılanma içindedir. Yağmalanmanın izlerini taşıyan ve yağma kültürünü çıplak olarak sergileyen alt yapısı olmayan yaşam alanlarıdır. Bu yaşam alanında insanlar kendisi serbest hareket edemezken, bir de evlerinde köpek besliyorlar ve bu köpekleri gezdirmeye çıkarıyorlar. Ellerinde plastik eldiven ile dolaşan bir çok insan görmekteyim! Güya sokaklar çok temizmiş gibi köpeğin pisliğini temizlemeye çalışan batı hayranı hayvan dostu (!) hayvan besleyenler gördüm! Öyle dost ki, o hayvanın yaşam alanını ve özelliklerini ortadan kaldırmış, kendi arzusu gibi hareket eden ve etmez ise cezalandıran biri konumunu korumaktadır. Dost dediğin, kendisine benzetir dostunu!

Şehirlerde ne kadar köpek nüfusu yaşar? Bu konuda istatistik olduğunu bilmiyorum ama her sokakta başıboş köpeğe rastlamak mümkündür. İstanbul’un en işlek caddesinde bile, yolun ortasına kıvrılmış yatan köpeğe rastlamak mümkündür.

Köpeklerin şehir içinde ki nüfusu azalacağına gün geçtikçe artıyor gibi geliyor bana, hani onların üreme şansları yoktu? Nasıl oluyor da gün geçtikçe oturduğum sokakta köpek nüfusu artmaktadır? Kedileri anladım, kediyi besleyen çok ama ya köpekler?

Sokak köpeklerine tasma takıp koşturan çocuklar görmekteyim, gün boyunca tasma ile gezdiren çocuk akşam olunca tasmasını çıkarıp sokağa bırakmaktadır. O köpekleri birer koku aracı olarak kullandığını gördüm! Sokakların eskiden fedaileri olurdu, şimdi sokak köpekleri olan çeteler görüyorum!

Köpeklerin gerçek yaşam alanları sokaklar mıdır? Evler midir? Yoksa doğada onların yaşayacağı bir alan mı yok? Köpekler normalde nerede yaşaması daha uygundur? Köylerde şehirleşince artık çoban köpeği de ortadan kalkmaktadır? Ne olacak köpeklerin durumu? Hayvancılığı ortadan kaldırmaktayız, köylülüğü ortadan kaldırdık gibi, tarımı öldürdük, doğal olarak orada insan ile yaşayan hayvanların ya da canlılarında soyunu kurttuk gibi! Hani eskiden at ya da eşek eti sucuktan bahsederdik, şimdi duyuyor musunuz eşek etinden yapılan sucuk lafını! Eşek bile yaşamımızdan çıkıp gitti! Şimdi atlar sadece yarış alanlarında görür olduk! Üzerinden para kazandığımız hayvanları, yaşam alanımız içinde yaşama şansı vermekteyiz! Sokak köpeklerinin üzerinden acaba birileri para kazanmış olsaydı, o köpekler sokaklarda kalır mıydı?

Üzerinden para kazanılan köpekler büyük rakamlar ile satılmaya alınmaya devam ediliyor ama benim kafamı hep sokak köpekleri kurcalıyor, bu köpekler nasıl oldu da sokağa düştü? Hani kaldırım serçeleri vardı, etini pazarlayan kadınlar? Hatta üzerine romanlar, piyesler yazıldı, ama sokak köpekleri üzerine yazılmış bir piyes ya da roman var mıdır?

Domuz gribinden, kuş gribinden korkmam ama köpek gribi olursa o zaman korkaram balam korkaraaaam!

Hiç yorum yok: