22 Ocak 2010 Cuma

her yer direniş!


Bugün başbakan işçileri azarlamış, haddinizi bilin diyerek!
Bende hemen Özal dönemi canlandı, o da, 12 Eylül sonrası ilk büyük grev Netaş grevine karşı bu sözlere yakın sözler etmişti. Otomobil İş Sendikası önderliğinde yapılan grevi kırmak için her türlü yolu denemiş ve başaramamıştı. Özal işverenler sendikası temsilcisi gibi davranmıştı, onlar adına pazarlık yapmıştı. Grev başarı ile sonuçlandı. O sonuç büyük yürüyüşü yarattı, bugün tekel işçilerine birikimin devretti. Her eylem bir öncekinin birikimi üzerine oturur.
12 Eylül işçilerin birliğini yok etmek için her türlü çabayı sarf etmiştir, kendilerince önlemler almıştır ama işçiler tarihlerinden biliyorlar ki, birlik, dayanışma için örgütlülük şarttır ve bu bilinç ile alınan önlemleri teker teker yıkmaya devam ediyorlar. Tek başlarına olmuş olsalardı, bugünkü gibi sesleri çıkamayacaktı, kaderlerine mahkum olacaklardı. Ecevit hükümeti sırasında kasasını atan küçük işletmeci bugün nerededir?
İşçi sınıfının direnişi, dayanışmanın büyümesi ile ilgilidir. Bugün Tekel işçisi yalnız değildir, umarım ki, diğer grevdeki ve direnen işçilerde yalnız olmadıklarını bilsinler.
Yaşasın işçi sınıfının bilinci ile yapılan dayanışma...
Direnen işçilere bir bardak sıcak çayı sunun ve bunu sınıf dayanışması adına yapın… Çünkü bugün sıcak bürolarda oturanlar, yakında kapı önünde olmayacaklarını kimse garanti etmez. İşçinin beyaz yakalısı olmaz, emeği ile geçene her kişi işçidir…
İşçiler hadlerini ve haklarını biliyorlar, haddini bilmeyenler onlara o sözü söyleyenlerdir. Çünkü o sözü geçmişte de söyleyenlerin ne eserleri ne de kendileri gündemde dahi yokturlar. İşçi sınıfı vardır, sınıfsız toplum yaratılana kadar da varlıklarını koruyacaklardır.

Hiç yorum yok: