12 Ağustos 2010 Perşembe

Boykot!

Boykot!

Evet ve hayır’lı bir referandumda boykot etmekte bir seçenektir. Elbette seçmeninizi sandığa götürmeyerek ile ne amaçladığınıza bağlıdır.

Boykot kararı en çok Kürt politikacılarını ve Kürtleri ilgilendiriyor, çünkü Kürtleri temsil eden parti boykot kararını almıştır. O yüzden boykot kararını alanların bir daha inceden hesap yapmasında fayda vardır, çünkü aldıkları karar en çok AKP tarafından yapılan referanduma katkı anlamını taşımaktadır. Çünkü Kürtlerin sandığa gitmemesi, oy aldıkları illerde AKP’nin hedeflediği kitleye ve seçmene ulaşmasına olanak sağlamaktadır.

Referandum sonuçları, sandıktan çıkacak oyalara göre belirlenecektir. Sandığa gitmeyenin yüzdesi hesaplama dışında kalacaktır. Bu durumda o bölgede en çok oy alan hangi parti olmuş oluyor? Diyarbakır ili için evet oranı %78 gibi rakama çıkıyor. Bu durumda sandığı boykot etmek hangi anlama geliyor? Dolaylı olarak AKP desteklenmiş olmuyor mu? Evet oylarının yüzdesi, boykotun etkili olacağı kabul edilen illerde fazla olacağı kamuoyu araştırmaları ortaya koymaktadır.

Yaşadığımız süreç, çatışmanın boyutlarının genişlediği döneme denk gelmektedir. AKP başkanı; “ne zaman atılım yapsak, ne zaman işler yolunda gitse, birileri bir şeyi kışkırtıyor, terör yükseliyor, Dörtyol olayları manidardır” diyebiliyor. Yaşanan sürecin hesabı sorulması isteniyorsa, AKP önerilerinin boşa düşürülmesi gereklidir. Bu sayede belki dokunulmazlıklara dokunacak bir anayasa değişimi için ortam hazırlanmış olur. Anayasa değişimi için yeni meclis kurulması için şans yaratılabilinir.

Fakat boykot denilince ayrı bir alternatifi ortaya koymak anlamındadır ve kendi tercihini ortaya koymaktır. Dikkate alınması gereken bir durumdur. AKP açılımının muhatabı olan bir taraf boykot kararı aldığında, sonuç olarak ne beklediğini de açıkça ortaya koymalıdır, çünkü anayasa değişikliği; ne ülkeye özgürlük getirecektir, ne de yeni açılıma olanak sunacaktır. Çatışmaları ve yaşanan süreç olduğu gibi devam edeceğini başbakanın sözlerine bakarak rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü demokrasi ve açılım diyen biri, bir yerde manidarlık arayacağına, manidar durumu boşa düşürecek politika üretmek ile yükümlüdür. Politika üretemediği için yaşanan sürece kendisince nedenler bulmaya devam etmektedir. Politikasızlığını bu manidar kelimesi içinde itiraf etmektedir.

Kürtler açısından referandumda evet çıkması hiçbir şey ifade etmeyecektir, ama hayır çıkması bir başka alternatif kapıların açılmasına neden olabilecektir, çünkü hayır çıkması erken genel seçimi kaçınılmaz kılacaktır. Var olan çıkmazlardan çıkmak için bir başka kapıların açılmasına sebep olabilecek değişimleri de yaşayabiliriz.

Hangi sonuç çıkarsa çıksın, ülke seçim sandığına er ya da geç gitmek ile yükümlüdür. Bugün alınan kararların, ilerideki sonuçları dikkate alınması açısından önemlidir.

Hayır demek her görüşün içinde olması anlamına gelir, her görüş kendisince hayır deme özgürlüğüne sahiptir, ama evet demek o özgürlüğü ortadan kaldırır, çünkü savundukları değişiklik ortadadır ve kişiden kişiye ve ideolojilere göre değişmez… Evet diyenler, AKP politikasına evet demiş oluyorlar, politikasızlıklarını baştan ilan etmiş konumdadırlar…

Hiç yorum yok: