20 Eylül 2010 Pazartesi

Dün, bugün seslendi…

Dün, bugün seslendi…

Akhtamar, 95 yıl sonra ibadete yılda bir kerede olsa açıldı. Umarım bu açılan kilise ve diğer kiliseler sürekli olarak ibadete açılır ve cemaati bu kiliselerden yararlanabilir.

Yok saymakla, yok etmekle bazı şeyler yok olmuyor, yanan küllerin altından yeniden yer yüzüne alev koru olarak çıkıyor.

Seslerin yok olduğu binalar, seslerine kavuşuyor, fakat ülke topraklarında sesleri olup da hiç binası olmayan inançlarda vardır. Onları sapkın, sapık vb gibi sıfatlar ile andık yıllar boyunca, yüzyıllar boyunca…

Anadolu Selçuklu devletinin son döneminde yaşanan büyük Alevi katliamından bugüne kadar Alevileri yok saydık, gördüklerimizi katlettik, göremediklerimize küfür dolu destanlar ürettik, karaladık, korkuttuk, sindirdik, kimliklerini saklamasını sağladık. Onların Cem evleri yok saydık, tarikat ocaklarını dağıttık, dağıtamadığımızı kontrol ettik, fakat cem’leri hep yaşadı, gizlide olsa, dağların arkasında, kimsenin geçmediği köylerde, gözlerden uzakta hep Cem’ler var oldu.

Akhtamar ibadete açıldı, ibadette devlet töreni eşliğinde yapıldı, ekranlardan yeryüzüne sunuldu, kutsandı, kutsadılar… Bir bayram havası içinde, yok sayılan ses; yeniden olduğu yerden yeryüzüne yayıldı.

Anadolu’nun kayıp sesleri, kendi mekanlarından ses vermek için mücadele ediyor. Bırakın mekan aramayı, önce sesin sahibinin tanınması için her türlü mücadele yöntemini denemekteler. Hakkında çıkan küfürleri aslının olmadığını ispat etmek için açıldılar, cem’lerin bir mum sönmesi değil, ışığın yanması olduğunu yaptıkları gösteriler ile yeryüzüne, küfür edenlere gösterdiler. Asılsız çıkan dedikodular, korkuların yersiz olduğunu haykırdılar ama devlet hala onları yok saymaya, yok etmeye ve asimilasyon politikası altında ezmeye çalışıyor. Devlet, kendisince değişik bahaneler bularak, yandaş çekerek yapmaya çalışıyor. Kimliğini saklayanlar, onlar gibi yaşamaya çalışırken, bilmeden onlar gibi oldular, yok sayılan sese; en büyük zararı belki bu onlar gibi yaşayanlardan geldi.

Akhtamar, ibadete açıldı. Öteki kiliseler, sinagoglar ve adını bilmediğim tüm ibadet yerleri cemaatlerinin katılımı ile açılsın. Açılmasından hiç zarar gelmez, insanlar neye, nasıl ibadet edeceklerinin tercihini kendileri belirlemelidir. Zorlama ile yapılan uygulamaların; ne kadar başarılı olduğu ortadadır. Tarikatların denetiminde, devlet ancak bugün yaşanan sürece kadar kendisini götürebilmiştir. Tek doğrunun, tek tarihin, tek dinin, tek mezhebin olduğu toplum çağdaş dünyanın beklentisini karşılamadığı ortaya çıkmıştır.

Değişim, yaşamın her alanında kendisini göstermektedir. Cemevleri’de bir gün, yasal zeminde ibadetini yapacak düzeyde devlet nezdinde tanınacaktır. Alevileri kırmak ile yok edilemedikleri, haklarında küfürler dolu hurafeler içinde dedikodu yapmanın yararlı sonuç getirmediği ortadadır. Alevileri; Maraş, Çorum ve Sivas katliamları ile sindiremedikleri de ortadadır.

Dün yok sayılanlar, bugün seslerini yeryüzüne yayıyorlar. Yok saymak ile yok olmadığı Akhtamar ile bir kere daha ortaya çıkmıştır. Özgürlük; toplumun tüm bireylerini, inançlarını, kültürlerini, dillerini kapsayacak şekilde olursa, o zaman bir arada yaşamının gerçek temelleri ortaya çıkar. Birinin baskısı ile; zorunlu yaşamak ancak bir süre devam eder ama bir süre sonra o zorbanın sırça köşkü yıkılır.

Dün, bugün ses buldu, yeryüzünü kısmen kucakladı. Gerçek kucaklama; ancak ve ancak diğer inançların, kültürlerin, dillerin de özgür olması ile mümkündür.

Hiç yorum yok: