11 Nisan 2011 Pazartesi

Çıkarımız, ortak stratejide mi?

Çıkarımız, ortak stratejide mi?
Son günlerde okyanus ötesinden Türkiye’ye doğru bir övgü yarışı var. Eğer övgüde bir çoğalma varsa, başımıza bir şeyler örülüyor demektir.
Akşam gazetesinde STRATFOR'un kurucusu Friedman mülakat vermiş*. Onu okuyunca “vay be!” dedim, bizden habersiz hiçbir şey olmuyor ama başbakanın haberi dahi yok başucunuzdaki gelişmeler hakkında.
“Türkiye bölgesel güç ve bugün Libya'da hiçbir şey Türkiye'nin pozisyonu olmadan olmaz.” demekte. Bu cümleden yola çıkarsanız sizi yanlış yola çıkarır, çünkü gerçek öyle değildir. Başbakanın son aylar içinde zigzag çizmesine yol açan gelişmeleri yakından yaşadık… Bizim dışımızda alınan kararlar ve bizim dahi olmadığımız toplantı sonucunda yer yüzüne kucaklayan bombalar. Bir birine yakın ülkelerde yaşanan iktidar değişiklikleri ve bu değişikliklerin yarattığı kafalarda sorular. İktidar mı değişiyor, rejim mi, nasıl bir rol biçiliyor? Ürdün’de gösteriler var ama gösterilerin özeti yaşananların özeti gibi, rejim değişikliği değil, reform istiyoruz diyorlar. İktidar değişikliği isteyenler, uçuşa yasak bölge ilan ederek, iktidarı kendi güçleri ve denetiminde değiştirmeye başladılar bile.
Bu değişimlerin olduğu yerde NATO şemsiyesi altındayız ama yaşanan tek yönlü savaşta NATO bir bütün olarak yok. Friedman bile bunu elindeki istihbarat gücü ile görmüş, bize başka söz söylemek düşmez.
Friedman, İran ilişkileri bizim geleceğimizin belirleyeceğini ve İran ile aramızda mesafe koymamız gerektiği vurgulanıyor. İran gücü gereğinden fazla abartılarak, ileride oluşması olasılık olan savaş ya da işgal için zemin yaratılmaktadır. “Eğer İran'ın gücü önce Irak, sonra Suriye ve Lübnan'a yayılırsa, bu Türkiye için de İsrail için de tehlikeli.” demektedir. İran sanki bölgede ilk defa adım atıyor gibi algılatılmaktadır. Bu cümleden yol çıkarsanız eğer, İran sizin en büyük düşmanınız ve “çıkarlarınız (İsrail, ABD ile birlikte) var ve beraber çalışmak zorundasınız.” sözü tam bu noktada yerini buluyor.
Strateji ve istihbarat bilgileri toplayan firmalar veya kurumlar kamuoyu oluşturmak için araçtır. Bu amaçlarına yönelik her türlü propaganda aracını kullanmaktan geri durmazlar ve bu gibi kurumlar bizim bilgilerimizin üzerinde bilgi ile donanımlıdırlar. Atacakları adımlar daha önceden planlanmış ve alt yapısı sağlam kuruluşlardır.
“STRATFOR'da tüm dünyadan 500 kişi çalışıyor ve 269 bin üyemiz var. Bilgi toplamada ABD Dışişleri'nden daha iyiyiz.” demektedir Friedman kendi kurumunu tanıtırken. Demektir ki ülkemizde de bu kurum için çalışan gönüllüler / profesyoneller var. Kimler bunlar demeden duramadım.
“Türkiye, AB üyesi olmadığı için çok şanslı. … Ama zaten alınmayacaksınız. Sanırım en büyük şok AB sizi isterse yaşarsınız.” Büyüme hızımızın cari açık bölümü gözden uzak tutularak anlatılmaktadır. Eğer alt yapısı sağlama ekonomilerde büyüme hızı abartılarak ve daha da pohpohlanırsa felaket çanları çalıyor demektir, kontrollü büyümek ve sonuçlarını önceden tahmin etmek için ekonomilerde nefes almak zorundadır, yoksa bizim yarattığımız bir teknoloji ve sanayi büyümesi değildir. Eğer ekonomide bir kriz yaşanırsa bu krizin sonucu bizde yıkım olarak yansıyacak ve diğer ülkelere göre etkisi daha büyük olur. istikrarlı ve alt yapısı sağlam olanlar için yıkım tusinami ile ortaya çıkar. Bizde en ufak sallantı devrilmemize ve felç kalmamıza sebep olabilir.
Friedman elbette doğru şeylerde söylüyor cümlelerin arasında. Son günlerde yaşanan değişimler ve Libya’daki iç savaş sonuçta iktidar mücadelesi olduğunu sistemi ve rejimi değiştirecek boyutta olmadığı konusunda. “ortada rejim değişimi yok” demektedir kıvırmadan. Ama esas değişimin körfezde yaşandığının altını da çizmektedir. Şiiler ve Suudi rejiminin çıkar ve coğrafik çatışması konusunda. Sorun ve çatışma yaşanacaksa, körfez bölgesinde yaşanacağı vurgunsunu yapmaktadır. Bizim gündemimize düşmeyen Bahreyn gelişmeleri başka kaynaklar açısından büyüteç ile bakıldığı noktadır. Bahreyn’e yapılan Suudi desteği ve askerlerinin yol açtığı tahribat bizim medyada küçük bir haber olarak yansıdı.
İsmail Cem Özkan
* Şenay YILDIZ, 11 Nisan 2011 Pazartesi - Akşam Gazetesi

Hiç yorum yok: