6 Kasım 2011 Pazar

Dini bayramlar gelince…



Dini bayramlar gelince…

Dini bayramlar gelince dinden beslenen vakıflar, dernekler vb. gibi yapılanmalar halkın dini duygularından yararlanmak için kampanyalar düzenlerler.
Vakıflar, dernekler, adına ne ad verirlerse versinler var olan örgütlenmeler; insanlık tarihi kadar eski bir geleneği modern söylemler eşliğinde sürdürmeye devam ediyorlar. Eskiden kapı kapı dolanılırken, şimdilerde meydanlarda çadır kurup, alanlara, yollara tanıtıcı bez afişler asıp, duvarlara, otobüs içlerine kadar her yerde isimlerinin görüleceği, hesap numaralarının alenen ilan edildiği çarpıcı grafik çalışmaları ile halkın o masum duygularından yararlanan çalışmalara rastlarsınız ve gelenek biçim değiştirerek devam eder.
Kurban bayramı içinde aynı anlayış içinde olanlar, birbirleri rekabet halinde; sokakları afişler ile donatmış, ekranlar aracılığı ile yardım toplama yarışı içindeler…
Yaptıkları eylemler ile dikkat çeken vakıflar, halka kendilerini desteklemelerini, büyümeleri için yardım toplamaya devam ediyorlar. Vakıflar birbirinden ayıran küçük ayrıntıları öne çıkararak “aslında yok birbirimizden farkımız ama biz şuyuz” demeye devam ediyorlar.
Son yıllarda birbirine benzer biçimde çalışan vakıf, dernek sayısı artması şaşırtıcı değildir. Bu kurumların merkezlerinin lüks içinde ve profesyonel çalışma koşullarına uygun mekanlarda olması şaşırtıcı değildir. Profesyonel çalışanları ile daha disiplinli ve sürekliliği olan amaçları doğrultusunda faaliyet gösteren bu kurumlar, halkın yapmayı düşündüğü ve düşündürtüldüğü yardımlara göz dikmiştir, yapılan propagandalar da bu bütçenin paylaşımı üzerinedir.
Sokaklarda aynı amacı, aynı hedefi ve aynı kesme seslenen propaganda çalışmaları ile kendilerini öne çıkarmak yarışı içindeler. “Bize yapacağınız yardım; en hayırlısı!” diyerek sokakların kan gölüne döndürülmesi yerine, “sizin adınıza keseceğimiz kurban ile en fakire en doğru şekilde biz ulaştırırız!” demekteler.
Hedef kitleye ulaşmak içinde her türlü masraftan kaçınmazlar. Bağışlar ile “Allah için” bir şey yapmış olursunuz derken, Kilislerde günah çıkarmak için verilen paralar ile bir anlamda eş anlam yüklenmiş olmaktalar. Gerçi uygulanış ve amacı farklı olsa da biçim olarak benzerliği dikkat çekicidir.
Zekat, birileri için geçim kaynağı, propaganda aracı ve örgütlenme için maddi destek anlamına gelmektedir. Toplanan zekat parasının hangi amaçlar ile nerelerde kullanıldığı sorgulanamaz, bu vakıfların, derneklerin mal varlığı ve yaptıkları eylemler kamuoyu önünde tartışılmaya ve denetime açılmaz. (Yurt dışında açılmış davalarında pek önemi yoktur. Orada verilmiş kararlar onların iç işidir. Ülkemizde benzer ismi taşıyan ve benzer işleri yapanların amaçlarını sorgulamak bugünkü anlayış içinde pek önemi yoktur. Onlar hayırlı işleri yapmaya devam ediyorlar ve desteklenmesi gereken ve projelerde ortak çalışılması gereken kamu yararına kurum özelliklerini korumaya devam ederler. Vergi gibi konularda ödüllendirilmeye devam edilir.)
Zekat için her bayramda bir rakam belirlenir, bu rakamı propaganda araçlarında kullananlara yardım edenler elbette biliyordur, paranın önemli bir bölümü bu kurumların yapılanması ve kampanya için kullanıldığını.
Dini bayramlar, din duyguları istismar edenlerin meydanlara çıkıp açıktan yasal olarak (bana göre) halkı kandırdıkları günlerdir… Kandırıyorlar, çünkü toplanan paralar; kampanya ve büro masrafları içinde buharlaşmasını kimse duyamaz, göremez ama hisseder.
Devlet mekanizmasının denetimi ve bilgisi dahilinde yapılan bu açıktan yardım toplama faaliyetleri, verilen sözlerin ne kadarını yerine getirildiği konusunda denetim mekanizmasının olmadığı bir sistem içinde yaşamaktayız. Dini duyguları istismar ederek örgütlenen, yardım adı altındaki bu kuruluşları ulusal ve uluslararası boyutlarda değişik projelerde devlet ya da devletler ile birlikte yer alması ve orada yaptıkları faaliyetlerin gözler önünde olmaması ayrı bir handikap olarak ortada durmaktadır. Değişik ülkelerde faaliyet gösteren vakıfların ajanlık faaliyeti ile suçlanmaları tesadüfi değildir, onların yaptıkları projeler ve içlerinde oldukları ilişkiler ile sorgulanması gereklidir.
Dini bayramlar gelince sokaklar, ekranlar, yaşamın her alanında bu yardım kuruluşların kampanyaları ile karşılaşabilirsiniz. Bağımsız denetim kuruluşu tarafından denetlenmeyen bu kuruluşların varlığı ve yaptıkları tartışma konusu olmaya hep devam edecektir.
İsmail Cem Özkan

Hiç yorum yok: