14 Ocak 2012 Cumartesi

Kan, kan ile yıkanır mı?

Kan, kan ile yıkanır mı?
Geleneğimiz içine nereden geldi girdi bilemem ama kan davası diye bir kavram var. Bu kavram; kanı kan ile yıkamak olarak adlandırılır. Bir tarafın soyu tükenene kadar devam eden bir süreçmiş, daha sonra devletin çözüm yolları gelmiş ve mahkum edilmiş insanlar. Mahkum edilen cezası sona erince, rakibi olan aile ferdi tarafından hemen öldürülürmüş, elbette evde cezayı en az alabilecek kişi tarafından. Kanı kan ile yıkamak kavramına çocuklara gelmiş sıra, çocukları katil yapmış gelenek…
Çocuklar cezaevinde büyümüşler, çıkınca yine bir çocuk tarafından öldürülmüş. Bir girdap olmuş, kanı kan ile yıkamak. İnsanlık tarihi birikimi içinde; kan davasının çözüm olmadığı kafalara yer ettikten sonra, kanı kan ile yıkamak yerine başka çözüm yolları bulunmuş, çünkü kan, kan ile yıkandıkça kan deryası olmuş yeryüzü.
Hınçlar, öç almalar kuşaklara aktarılmış, çünkü kanı kan ile yıkamak için hınç ile beslemişler insanları, çocukları.
Öç almak, hınç duymak kanı kan ile yıkamanın eğitim bölümü olmuş, çünkü öç alma ile güdülenen insan (çocuk) hiç düşünmeden bıçağı, silahı öldüreceği kişinin üzerine çevirirmiş, çünkü eğitim ile katil yetiştirilmiş yıllar boyu… Toplum geleneği/ göreneği denilen şey; okul olmadan verilen eğitimdir bir anlamda… İnsanı biçimlendirmektir.
Kanı kan ile yıkamak demek, bir arada yaşamamak demektir. Kan, birlikte düşünmeyi yok eder, birlikte eğlenmeyi ortadan kaldırır. Kan, kan ile yıkandığı yerde dram, ağıt vardır. Eğlenceleri bile ağıt türküleri eşliğinde olur.
Günümüzde hınç alma güdüsü kan ile beslenirken, bir yanda da devlet olma gereği yasal zeminde hukuk kuralları içine alındı. Bireyler arasında kavga yerini, daha büyük ve kitlesel olarak toprağı kan ile sulamak için çatışmalar yaratıldı, uygulandı. Birinci ve ikinci dünya savaşları insanlığın kan tutulması yaşadığı yıllardır.
Kan tutulması demek, insanın beyninin bir şeye odaklanması ve onu gerçekleştirmesi için güdülenmesidir. Hiçbir şeyi düşünemez, hissedemez, ölmek ve öldürmek dışında bir şeyi düşünemez, ne doğa vardır ne de diğer insanlar.
Devlet, hınç besler ve büyütür mü?
Eğitim müfredatına bakınca evet demek zorunda kalıyorum. Evet, devlet toprakları üzerinde yaşayan farklı inanç ve kültürden olanlara karşı hıncı beslemekte ve yeni katillerin oluşması için ortam hazırlamaktadır. Faili meçhul cinayetler ve çözülmemiş, ceza almamış cinayetlerin fazlalığı bunu kanıtlar.
Devlet, kanı kan ile yıkamaya devam ediyor…
Kan davası biçim ve boyut yanında özneleri de değiştirmiş halde, daha kitlesel olarak yaşamaya ve var olmaya devam ediyor.
Kan, kan ile yıkanınca kan temizlenmez, yeni kanlı zeminlerin oluşmasını hazırlar. Doğal olarak yeni katillerin kahraman gibi ortalıkta dolaşmasını sağlar.
İsmail Cem Özkan

Hiç yorum yok: