30 Mayıs 2012 Çarşamba

Sezaryen ile nüfus planlamak!


Sezaryen ile nüfus planlamak!

Sezaryen nüfus planlanmasında kullanılan bir araç olabilir mi, eğer oluyorsa sezaryen yapan hastanelerin hepsi o nüfus planlama yapanların maşası konumundadır. Kısaca birleri hastaneleri yönetiyor anlamını taşır. Hastaneleri ülkenin nüfusu konusunda yönetebilecek ve yönlendirebilecek güç nereden gelmektedir ve kimlerdir? Bu konuda iddiayı ortaya atan başbakan olunca elbette elinde veriler vardır, o verileri kamuoyuna açıklamak zorundadır. Medikal Park vb gibi özel hastanelerde yapılan n sezaryen oranı ne kadardır, bu hastanelerin ortakları kamuoyuna şeffaf olarak açıklanmalıdır.
Uzun yıllardır kalkınmışlık ile nüfus arasında bir ilişkinin var olduğu bilinmektedir, ekonomik ve yaşam standardı olarak kalkınmış ülkelerde nüfus artışı geri bıraktırılmış ülkelerdeki nüfus orana göre çok düşük hatta nüfus azalıyor anlamına gelen açıklamalar ve istatistiki veriler mevcuttur. Demek ki yaşam kalitesi yükselen yerlerde nüfus artışı kalite ile ters orantılıdır. Ülkemizde nüfusun azalma eğrisi göstermesi yaşam standardının arttığı bilgisi ile karşılaşabiliriz, fakat bizdeki azalma eğiliminin yaşam kalitesinin armasından değil, birileri tarafından bize uygulatılan sezaryen ile olduğu açıklaması ile öğrenmiş olduk. Biz öyle bir ülkeyiz ki, birlerin hep gözü bizim ülkenin toprağında, yer altı ve yer üstü zenginliğinde. Nüfusumuzu azaltarak ordumuzu küçültecekler, kaliteli işsizlerimizi azaltacak ve sonra gelip zahmetsiz bir şekilde ülkemize el koyacaklar ve bizlerde bu sefer patronu ve bayrağı değişmiş bir ülkede yaşıyor olacağız. Bu anlayış gerçek ile ne kadar bağlantısı var?
Ülke nüfusunun büyük olması ülkeyi büyük yapmadığını, yapamayacağını yaşadığımız dünya ülkelerine bakarak görebiliriz. Büyüklük kavramı görecelidir, büyüklükten ne anlamlar yüklendiğine bakmak gerek diyorsanız o başka!
Nüfus büyüklüğü işyeri sayısının artması anlamına mı geliyor, yani üretimde artış. O zaman nüfusu yüksek olan ülkelerde işsizlik sorunu olmaması gerek, ama bizim ülkemizde işsizlik kronik hastalık olarak varlığını sürekli koruyor. İşsizliğin bu kadar yüksek olduğu ülkede elbette devlet eli ile kumar oynatılan bayilerin önü hep kalabalık olur.
Tüketim çılgınlığını ve nüfusa göre planlamak için ise, elbette tüketilen şeylerin genelde yerli malı olmadığı bir gerçek olduğuna göre, ülke içinde var olan birikiminde hızlı bir şekilde başka yere hortumlanması anlamına gelmiyor mu?
Nüfus kalabalık olunca ordusunda ölmeye hazır erlerin çok olması anlamına mı geliyor, günümüzde savaşlarda artık göğüs göğse savaşa yer yok, insansız uçaklar ile istediği yere nokta atış yapan silahlar var. Askerinde fazlalığı bir anlam ifade etmiyor. Etmiş olsaydı İsrail Arap savaşında orantısız güçte galip gelenler belli olurdu. Demek ki ordu içinde bir anlam ifade etmiyor. Peki bir politikacı neden çok nüfus ister?
Bu soruya politikacının ihtiyacına bakarak yanıt arayabiliriz!
Politikacı seçmen sayısına bakar. Çoğunluğun azınlığı ezdiği sisteme demokrasi diyen politikacı kendisine biat edebilecek genç seçmen sayısının fazla olması sayesinde kendisine rakip olanların üzerine yasal yollardan genç sivil güçlerini kullanarak baskı kurma aracı olarak kullanacaktır. Yakın tarihimizde gençlerin bir silah olarak kullanıldığını şahitlik ettik. Demek ki politikacı için genç neslin çok olması başka anlamlar içerir.
Sezaryen bir ülkenin nüfus planlanmasında kullanılan bir araçsa o zaman o aracı kimlerin ne amaçla kullandığını açıklamak gereklidir. Sezaryenler hastanelerde olduğuna göre, o hastaneleri yöneten yasalar ve kuralları düzenleyenler bu nüfus planlamasından ne kadar sorumludur?
İsmail Cem Özkan

Hiç yorum yok: