14 Kasım 2008 Cuma

Krizi fırsata çevirenler…

Krizi fırsata çevirenler…

Mayami (Miami) Florida eyaletinin en güzel ve sosyetenin oturduğu bir sahil şeridi. Orada son kriz ile birlikte Türk nüfusunda artış olmuş. 66 bin aile orada ev almış. Krizi yatırıma çevirmişler!

Haber bu şekilde ve çeşitlenerek devam ederken, kafamın içinden binlerce soru geçti. Bizde parayı nereden buldun diye sormadan her türlü para aklama yasaları çıkartılırken, Amerika bizden daha önce davranmış sanırım, paranın kaynağını sormadan villaları satmaya başlamış. Türkler kendi ülkelerinden daha ucuza evi orada alıyormuş. Paranın dışarıya doğru akmasını bir yatırım olarak gösteriyor haberler. Ülke bir kriz içinde, küçük esnafa verilmek için ‘can suyu’ adını verdileri krediler gazete sayfalarına yansırken, can suyun nereye doğru aktığını sorgulamıyoruz.

Amerika’ya yatırım teşvik edilirken, ülkemizin insanı pazar yerlerinde çöpleri karıştırmaya devam ediyor. Seçim bütçesinin olanakları ile oyunu bir torba yardıma teslim edenlerin bu haberlerden ne anladığını düşünmek gerek. Bir torba için sırada birbirini acımasızca saldıranlar, bu haberler karşısında tepkileri nedir? Acaba bu haberleri duyuyorlar ve algılıyorlar mı? (Onların gözleri var görmek için, onların kulakları var duymak için, fakat kafalarının olup olmadığını kimse sormuyor! Göz ve kulağın olmuş olması beyin olduğu garantisini veriri mi? Bir çok canlının gözü ve kulağı vardır, fakat muhakeme yapamazlar!)

Amerika’da kaç Türkiye vatandaşının evi vardır? Türkiye’de kazanan ama orada yaşayanların oranı ne kadardır? Göçmen olarak giden ve orada çalışıp yaşayanlar eleştirimin dışındadır, çünkü onlar emekleri ile kazanmışlardır, fakat Türkiye gibi geliri ve gideri belli, ülke ekonomisinin büyüklüğü ortada olan bir ülkenin insanı nerelere yatırım yapmaktadır? Biliyoruz ki, ev en kötü yatırım aracıdır, evlere yatırılan paralar, toprak altına gömülen değerli maden gibidir!

Sıcak paranın kontrol edilmemesi krizi daha çok derinleştirmektedir. Kriz, kontrollü müdahale ile daha az hasar ile atlatılırken, bizim gibi ekonomisi küçük ülkelerde bu kriz tusunami etkisi göstermektedir. Her ne kadar kendi insanına küçük bir kriz olarak sunulsa da, boyutları ve sonuçları ile küçük olmadığı ortadadır. Avrupa gazeteleri Türkiye üzerine bir çok haber yaparken, krizi biz sanki yaşamıyormuş gibi yaparak, krizi ortadan kaldırdığımıza mı inanıyoruz? (Canımız acımadan, canımızın acıyacağını düşünmeyiz.)

Amerika sahil şeridinde Türklerin ev alma çılgınlığı devam ederken, Türkiye’de ekonomik olarak ayakta durmak için mücadele edenlerin mücadelesi dışarıdan nasıl görülüyordur? Amerikalı, ülkemizi bir zengin körfez ülkesi olarak mı algılıyor? Körfez ülkelerin şeyhleri nasıl ki her ülke için para anlamına geliyorsa, bizim mutlu azınlığımızda o kategoriye girerek onlar ile bütünleşme yolunda önemli adım atmış mı oluyorlar? Siyasi olarak henüz dönüşüm tamamlanmadı ama krizi fırsata çevirme anlayışı olarak körfez ülkelerin şehirlerine benzedik!

Yurtdışında villa alanların acaba listesi yayınlansa nasıl bir gerçeklik ile karşılaşacağız? Türkiye’de en az vergi verenlerin, yurtdışında bonkör olarak tanınmaları acaba şaşırtır mı bizi? Bir mahalle bakkalından daha az kazandığını gösteren zenginler, devletin bürokrasi içindeki ayrıcalıklarını korumaya devam ediyordur diye düşünüyorum.

Mayami’de krizi fırsata çevirenlerin isimlerinin yayınlanmasını istemek acaba bir ceza yasasına dokunur mu?

Hiç yorum yok: