14 Kasım 2008 Cuma

Otobüsten…

Otobüsten…

Yollar olunca insan ne gibi olaylar ile karşılaşacağını önceden tahmin edemiyor. Yollar ilginç hikayeleri içinde barındırmaya devam ediyor.

Her otobüs yolculuğunda gördüğünüz bir gerçeği bir de benim kalemimden dinleyin bakalım, size gözümüzün önünde olan ama kanıksadığımız bir gerçeği anlatıyor mu?

Yol denince aklımıza nedense hep otobüsler gelir, çünkü toplu olarak seyahat edilen ülkemizde en çok kullanılan araç. Her insanın bir otobüs yolculuğu olmuştur. Eskiden otobüsler bu adar lüks ve rahat değildi, mutlaka bir yeri bozuk olur, o tarafı da bize batardı. Günümüzde her şey birbirine benzemeye başladı, daha çok rahat ve konfora önem verilir oldu, elbette her dönemde olduğu gibi bunda da bir aksilik mevcut. Yol boyunca dünyadan kopuyorsunuz, cep telefonu ulaşıma engel olduğu düşünüldüğünden yasaklanıyor. Birkaç otobüs türü bu yasağı da aşmış durumda, hatta ileride yapılacak aksiyonların ilk adımları bile duyulmaya başlandı, her yolcuya laptop verilecek ve yol boyunca internet gezisi de bedava! Olur mu olur demeyin, yakında hayatımızın içine girince hemen kanıksayacağız! Neleri kanıksamadık ki?

Gelelim esas konumuza, gözleriniz bir an kapatın ve düşünün. Otobüs içindeyiz. Her firmanın yaptığı klasik bir anons ile başlanır yola. Sevgili yolcularımız, firmamızın otobüsü bilgisayar ile donanımlı olduğundan dolayı lütfen cep telefonlarınızı kapalı konuma getirin. İyi yolculuklar dileriz. Gideceğimiz istikamet ve varacağımız yol hakkında kısa bir bilgi verilir. Yola çıkar çıkmaz hostesimiz hemen hazırlığa başlar. Su servisi, sonra küçük pasta ve meyve suyu ya da başka bir içecek. Her yolcu içmek zorundaymış gibi dağıtılanı alır. Almak içinde önceden hazırlık yapar. Koltukların arkasındaki masa açılır, sabırsızca hostesin servis arabası ile gelmesi beklenir. Gözlerin ucu ile giden yola bakılır. Koridor daha ilginçtir, çünkü gelecek olan beklenilir. Dağıtım bittiğinde çöpler toplanır, sonra su ile davam edilir. Hemen hemen her otobüste bu servis vardır. Gece gündüz fark etmez, yollar olduğu sürece servislerde birbirine benzer, çünkü bütün yollar birbirine benzemeye başlamıştır. Çift yönlü ya da otoban yollar!

Arka sırada oturan bir yolcu diyelim ki başı ağrıdığını belirtir ve bir ilacın olup olmadığını sorduğunu düşünelim. Hemen hostes elbette var diyecektir, çünkü ecza dolabında buna karşı ilaç bulundurur otobüs firması. Her türlü aksiliğe karşı hazırlıklıdır. Bir kutu aspirini alır ve gelir, elinde bir bardak su ile. Bardak dediysek hemen bardak olduğunu düşünmeyelim, şu bardak gibi üretilen üstü kapalı sular. Aspirini uzattığında hostes, ilacı alanın yanında oturanında bir anda başı ağrımaz mı? Aranızda ağrımaz diyen var mıdır? Ben hatta işi biraz daha ileriye götüreyim, aspirini görenin hepsinin başı ağrır desem abartmış mı olurum? Neyse bizde tüketim toplumu olduğumuzdan ne tüketebiliyorsak tüketiriz. Yeter ki bedava olsun! Hizmet içinde olsun, her şey tüketilir. Başı ağrımayan ile ilaç bedava diye ilaç yutabilir, hani derler ya bedava olduktan sonra mezara bile girer yatar!

Bu davranışların toplamı size ne anlatıyor acaba? Bir yağma kültürünün izi görülüyor mu? Ne dersiniz ve nasıl açıklarsınız? Başı ağrımayan bile ilaç alıp içmesini? Tüm yolcular bir şey içmek ve yemek zorunda mı? Neden her dağıtılan alınır ve tüketilir? Acaba bu davranışlar ve servisler nasıl bir sosyolojik ya da psikolojik bir davranış sonucunda gerçekleşiyor. Ben bilim adamı olmadığıma göre, o zaman soru sormak ile yetineyim, siz çözüm yolunu bulun! Sadece bulmakla kalmayın, benim ile de paylaşırsanız sevinirim.

Hiç yorum yok: