24 Ağustos 2010 Salı

Bireysel silahlanmaya hayır!

Bireysel silahlanmaya hayır!

Silah, öldürür. Öldürmek için geliştirilmiştir. Daha seri ve anında öldüren silahların üretilmesi için bilim insanları yıllarca uğraşmıştır. En tehlikeli ve kullanımı kolay olanın nasıl üretileceğine bilim insanları, silah tüccarların emrinde çalışmış, üretmiş ve geliştirmiştir.

En büyük silah üreten ve pazarlayan firmalar; ABD, İngiltere, Çin ve Rusya’dır. Bu beş ülke Birleşmiş Milletlerin Güvenlik Konseyi’nin beş daimi ülkesidir ve bunların onayı olmadan hiçbir karar çıkmaz.

Silah öldürür, ölüm iyi kar getiren araçtır. Dünya ölüm ve paylaşım üzerine kuruludur. Paylaşım öldürme ile mümkün olmaktadır. Çünkü biri, ötekinin elindekini zor ile almaktadır, kendisi rahat yaşasın diye. Dünyanın büyük bir bölümü yoksulluk ile boğuşurken ve yoksullar bir birleri ile kavga ve savaş ederken, öte yandan kendi ülkesi topraklarında hiç savaşmayan ülkeler varlığını korumaya ve yaşam standardın, var olan standartların en üstünde yaşamaya devam ediyorlar.

Bireysel silahlanma, devletlerin silahlanmasından farklıdır, çünkü bireysel silahlar bireye aittir ve o birey silahını istediği yönde kullanma hakkını verir. Devletin izni ile alınmış olduğunda yasal, devletin haberi olmadan alınana ise kaçak silah denir. Fakat ortadaki durumu değiştirmez bu sıfatlar, çünkü silah aynı yönde hizmet eder, öldürür. İster yasal, ister yasadışı olsun, silahın fonksiyonunu değiştirmez.

Silah, dünya piyasası içinde uyuşturucudan daha büyük bütçeye sahip olan kara paranın hareket alandır. Yani kontrol dışı paranın dünyayı değiştirmesi için kullanılmasıdır. Bu para, yasal olarak kontrol edilememiş olsa da, BM Güvenlik Konseyi daimi beşlisi tarafından kontrol edilmektedir, çünkü kara paranın oluşmasına olanak sağlayan piyasa bu beş ülkenin kontrolündedir ve bu beş ülke silahları gizli olarak el altından satan konumundadır. Bu konu resmi belgeler ile kanıtlanamamış olsa da, silahların üretim yerleri ve markaları bunları ele vermektedir.

Bugün, ülkeler arası, ülkeler içi çatışmadan en büyük parayı kazanan ve yıllık bütçelerini buradan gelecek paraya göre; ‘örtülü ödenek’ olarak düzenleyen bu beş ülkedir. Bizim gibi geri kalmış ülkelerde, oradan aldıkları silahları, üçüncü kişilere ve örgütlere satarak bu ‘pazar’ içinde yer elde etmeye çalışmaktadır. Örtülü ödeneklerin ve faili meçhul cinayetlerin finans edilmesi büyük olasılıkla bu silah ticareti ile mümkün olmaktadır, çünkü devlet harcamaları içinde görülmeyen harcamalar, bir kaynaktan beslenmek zorunadır.

Bireysel silahlanma ülkemizde yasaldır, sürekli silah kullanılması ve bulundurması teşvik edilmektedir. Geçenlerde meclise gelen önerge ve önerge değişikliği için verilen tutanaklarda; iki parti (AKP ve MHP) bireysel silahlanama için sanki yarış içindeler. Evde beş adet silah bulundurmaya evet derken, öteki madem evde bulunduruluyor, üzerinde de taşısın demiş. Silah evde durmaz, bir düğün olur, bir maç kazanılır, bir arkadaşınız ile kavga edersiniz, çocuğunuz oyuncak sanır ve ateş alır. Her ateş alması bir kişinin ölmesi anlamına gelir. Bireysel silahlanma sonucu kaç kişi bir yıl içinde hayattan kopuyor? Kaç çocuk büyümeden ölüyor?

Bireysel silahlanma, toplumun en küçük birimine ölümün girmesi anlamına gelir. Doğal ölüm yerine silahın patlaması sonucu oluşan ölüm ve bu ölüm; toplumun yarayan yarasıdır. Bireysel silahlanma var olan bu sistem içinde her biçimde varlığını koruyacaktır, çünkü bireysel silahlanmayı teşvik eden filmler, kitaplar, yazışmalar, sohbetler varlığını koruduğu sürece de var olacaktır. Kahramanlıklar, eşkıya destanları var olduğu sürece, silah tüccarları kasalarına para ile dolduracaktır.

Bireysel silahlanma, bireyseldir ama sonucu bireysel olmaktan çıkmaktadır, toplumsal bir kanserdir. Silah tüccarlarının para ile dönmüş gözlerinin doymaz açlığı karşısında insanlığın teslim olması anlamına gelir. Bireysel silahlanmaya hayır demek, bu güçleri karşına almak anlamına gelir. Onların elinde her türlü gücü kontrol edecek para mevcuttur ve gerek gördüklerinde o güçlerini kullanmaktan çekinmezler.

Bireysel silahlanmayı savunmak demek, ölümü savunmak ve silah ile öldürmeyi doğal olarak görmek anlamındadır. Silah birilerin egosunu tatmin edebilir, çünkü zayıf kişiliği olanlar kendilerini ancak silah ile güçlü hissediyor olabilir, fakat en büyük silah; bilgidir ve bilgiyi kullanmaktır. Dikkat edin üçüncü dünya ülkeleri ve insanları bilgiyi en az kullanandır, onun yerine ateşli silahları kullanırlar.

Bireysel silahlanma, sadece ölümü toplumun her katmanına ve en küçük birimine para için taşımaktır. Bu para da elbette silah kullananın kasasına değil, silahı satanın kasasına girer. Bireysel silahlanmaya hayır demek, bu para akışına da itiraz etmek demektir. Bu beş ülkenin dünyayı istediği gibi biçim vermesine de hayır demektir. O zaman hayır deyin, silah kullanmayın, ölümü içimize almayın!

Hiç yorum yok: