25 Ağustos 2011 Perşembe

Bana göre ceket ne anlam ifade eder?

Bana göre ceket ne anlam ifade eder?
Ne zaman bir damat ve gelin görsem, üzerindeki kıyafetlere gözüm ilişir. Onların kıyafetleri bir şey anlatır ama ne anlattığı üzerine bugüne kadar hiç kafa yormamıştım, bugün ceket konusunda bir deneme yazısı yazayım dedim, kafamdakileri beyaz sayfa üzerine siyah harfler ile dökeyim. Bakalım siz bu görüşüme katılacak mısınız?
Ceketin tarihi tam olarak ne zaman başladı, ceketin altına gömlek ve kravat ne zaman eklendi bilmiyorum. Fakat öngörülerim ve tahminlerim elbette bu konuda da var, çünkü ceket toplum içinde katmanların bir birinden ayrılması için bir sembol olduğunu düşünmekteyim. Avrupalı serfler köylülerden ayrı gözükmek ve onların dışında farklı yaşama çok önem veriyorlardı. Bu da anlaşılır bir durum, çünkü serfler, köklü aileleri ve toprak zenginliğini sembolize ediyorlardı, eğer yönettikleri katmanlar gibi yaşarlarsa toplum içinde itibarları olmayacaktı. Yönettiklerini kendilerine bağlı tutmak için onların dışında, imrenecek bir hayat sürmeleri gerekliydi ki, tarım işçileri de onlara kul, köle olarak çalışsınlar. Üstün olmanın bir göstergesidir kıyafetler ve yaşadıkları yerler. Şatoların bu kadar büyük ve yaşam alanından uzak olması tesadüfi değildir. Ebette serfler köylü ile kendileri arasında bir çizgi çizmek ihtiyacı duymuşlardır, bu ihtiyacın ürünü olarak ceketin yaşamda karşılık bulduğunu düşünmekteyim, çünkü bugün dahi köylüler günlük hayat içinde ceket giymezler. Geleneksel kıyafetler içinde ceket yoktur, hiç gördünüz mü ceket ile geleneksel dans eden adamlar? Bugün dahi Avrupa’da kullanılan bayrak renklerinin serflerin giydiği ceketlerin renklerinden alması bir tesadüfi olmaması gerek.
Geçmişin fotoğraflarına ve resimlerine bakarken belki dikkatinizi çekmiştir, askerlerin kıyafetlerinde bugünkü cekete benzer kıyafetlere benzer. Ceket bir nizam ve düzeni temsil etmektedir. Amerikan bağımsızlık savaşında “kırmızı ceketliler” İngiliz resmi güçlerini temsil etmesi ve savaşta İngilizler ile Amerikan bağımsızlık savaşı yapanları ayrımında kullanıldığına şahitlik ediyoruz. Buradan şu sonuca doğru yol alabiliriz, emperyalist Avrupa devletleri, sömürge devletlerde kendi vatandaşlarını ayırmak için ceket önemli bir sembol olarak kendisini hissettirmektedir. Çünkü ceket giyenler, sömürge ülkelerinde sömüreni temsil etmektedir. Askeri bir düzen yanında bir de “temsil” etme özelliği vardır. Ceketlerin kesimleri ve renkleri giyenin hangi katmana dahil olduğunu göstermektedir. Ve dikkat edilirse eğer, geleneksel kıyafetler içinde ceket giyen hiçbir toplum yoktur. Ceket modern zamanları temsil etmektedir. Hazır giyim sanayisinin en önemli üretim aracının ceket olması tesadüfi olmaması gereklidir.
Ceket bazı mekanlara giriş için anahtar olarak görülmesi sanırım sanayi devrimi ile ortaya çıkar, çünkü ceket geçmişin izlerini taşırken, sıradan insanlar ile parası olanları ayırmak içinde bir araç görevini görür. İmparatorluk zamanında soylu ailelerin kıyafetlerine, sanayi devrimi ile burjuvaların yani “sonradan görme zenginlerin” katılması ile birlikte, taban ile arasına “görselde” olsa çizgi çekilmesi için ceket, toplum içinde statünün göstergesi olması sosyolojik evrimin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.
Ceket giyilen mekanlara sıradan halkın girmemesi kuralı bugün dahi geçerliliğini korumaktadır. Ülkelerin meclislerine hala erkekler ceket giymeye devam ederken, ceketin tek tipliğini kadınların kıyafetleri yok etmektedir.
Ceket giyilen mekanlarda müzik aleti çalanlarında ceket giymesi zorunludur. Onların kıyafetleri elbette orada konuk olanlardan farklı olacaktır. Bu fark ceketin arkasındaki uzunluk ile ortaya çıkmaktadır. Buna frank denilecektir. Bu ceket türü ise başka bir sanayinin doğmasına sebep olacaktır. Kiralık ceket kiralama dükkanların ortaya çıkması, sıradan halkın üyesi olan ve geliri düşük olan sanatçıların o mekanlara girmek için kiralaması ile ortaya çıkmıştır. Bu konuda bir kayıt vardır. 1897 yılında İngiltere’de bir vokalist ceket giyilen mekanda iş bulması ile bu ilk adım atılır. Vokalist ceket satın alacak parası yoktur ve ceket satan dükkandan bir ceketi kiralaması ile dükkan sahibi alfred moss bu işin karlı olduğunu görerek bu işi büyütür.
Bir disiplini ve düzeni sembol eden ceket, askeriyedeki adı üniforma olarak adlandırılırken, sivil hayattaki karşılığını bulmuştur. Yurt dışı görevi yapan ve sömürge ülkenin temsilcilerinin ülke dışında giydiklerini kıyafetlerini ülke içinde de giymesi ile birlikte yeni bir moda başlamış, hatta bu moda öyle bir gelenek halini almıştır ki, bugün düğünlerin damatlarının vazgeçilmez kıyafeti dahi olmuştur. Bugün düğün fotoğraflarında gördüğümüz ceket, aslında bir sınıfı temsil etmektedir. Bir günlükte olsa sıradan insanlarda yönetenleri taklit ederler. Ceket giyen her insan içgüdüsel olarak yönetici sınıfı taklit etmekte ona öykünmektedir. Her gelin damat gördüğümde ben, çekirdek ailenin karnavalı olarak algılıyorum. Gelin ve damat ve yakınları bir günde olsa kendilerine hükmedenlerin yerine kendilerini koyuyorlar ve onlar gibi yaşıyorlar. Düğünler modern şehir yaşamında bir anlamda küçük karnaval işlevini görmektedir. Köylerde ve geleneksel düğünlerde gelin ve damadın kıyafeti içinde ceket yoktur, sonradan eklenmiştir. Tıpkı çayın bizim ulusal içeceğimiz, kurufasülye ulusal yemeğimiz destanın kabul görmesi gibidir. Okullarda ceket giyilmesi, devlet dairelerinde ceketin zorunlu yapılması askeri disiplinin yaşama yansıması olarak algılıyorum. Bugün ceketi zorunlu görenlerin zihinlerinde askeri disiplin eğitimin parçası olduğunu düşünmekteyim.
İsmail Cem Özkan

Hiç yorum yok: