25 Temmuz 2008 Cuma

Suç, çıkar çatışmasından mı oluşur?

Suç, çıkar çatışmasından mı oluşur?

2455 sayfa bugün basına sunuldu. Bitmiş değil, gelecek ek sayfalarda olacak. Sayfa sayısı artacak. Buna itiraz edeceklerin başında bana göre Yeşiller Partisi olmak zorunda, çünkü bu sayfaları basına ve avukatlara verileceği düşünülürse ne kadar kağıt tüketimi olduğunu anlarsınız.

İddianameden acaba gerçeklerin hangisi ortaya çıkacak, yoksa yargılananlar birer kahraman olarak mı çıkacaklar?

2455 sayfa, henüz tamamlanmadı, gelecek sayfalarda var. Bu sayfalar içinde belli bir düzen içinde harfler ve cümleler durmaktadır. Duranlar acaba sadece bir iddia mı, yoksa kanıtlanmış ve belgesi olan olaylar ve suçlar mı durmaktadır? Yakın tarihimiz içinde bir çok faili meçhul ve karanlıkta kalmış ilişkiler durmaktadır. Bu karanlık perdesi acaba ortadan kaldırılacak mı, kral çıplak denecek mi gerçekten?

2455 sayfa ve sayfalarda duranlara internet ortamından bakıyorum. Çıktı almaktansa ekrandan okumak kendimce bir doğa dostluğu sergiliyim dedim, gerçi bu durumda da doğa dostu olduğum söylenemez, çünkü tükettiğim enerji doğadan neyi alıp götürdüğünü bilmiyorum. Günümüzde gönülden ne kadar çok doğa dostu olmak istesem de elimizdeki olanaklar içinde doğa düşmanı olmaya devam ediyoruz. Çünkü tüketiyoruz, tükettiğimizin oluşum aşamasında ve tükettikten sonra geriye bıraktığımız çöplerin ne olduğunu bilemeyiz? Biz sadece yaşadığımız alanın temiz olmasını düşünürüz. Elimizde ne varsa sokağa atar, sonra sokağın görüntü kirliliğinden bahsederiz. Türkiye’de şehirleri dolaşırken hep dikkat ettim, pencerelerde ve balkonlarda Avrupa’daki gibi çiçekleri göremezsiniz, odalara girdiğinizde her köşede bir çiçek ile karşılaşmak sizi şaşırtmaz. Sokakta yürüyen insan sadece beton görür. Asfaltın sıcaklığı, gündemin sıcaklığı altında ezilen insan sokaktadır.

2455 sayfa bugün basına açıklandı, beklenen ve bugüne kadar yazılanlar ile ne kadar örtüşüyor?

Servis yapılan o kadar bilgi acaba kirlik olarak mı kalacak? Çünkü bahsedilen günlükler sıcakların etkisi ile sanırım buharlaşmış durumdadır. Servisi kim yaptı, neden yaptı ve neden belli basında yayınlandı gibi sorular geçmişte kalmış olacak. Bugünden sonra dünü değil yarını konuşacağız. Savunmalar beklenecek, neler olacak, nasıl sonuçlanacak gibi gelecek sorular içinde olacağız. Bu sefer servisleri kim yapacak ve hangi basına gidecek? Elimizdeki 2455 sayfa oluşurken bir kamuoyu oluşturuldu, yeni sayfalar içinde doğal olarak kamuoyu oluşturulacaktır. Servisler yapılmaya devam edilecek büyük olasılıkla.

2455 sayfa geçmişe yönelik bir fotoğraf olarak sunuldu, bu fotoğraf içinde acaba objektifler ne kadar gerçeği yansıtmıştır? Çünkü her objektiften görünen gerçeği tam olarak göstermez, istenilen kadarını gösterir. Nereyi görmek istediğimizi belirleyen fotoğraf makinesini elinde tutandır. Belki birde yanında yönetmen olur. Eğer bir senaryo varsa ve o senaryo ile kamuoyu yönlendirmek isteniyorsa. Her film aslında izleyicisini yönlendirir, kendi gerçekliği içinde olayları yorumlanmasını ister.

2455 sayfa yerine daha öz yazılarak ve somut suçlar ortaya konarak yazılmış olsaydı ve dava sırasında genişletilerek ve gelecek yeni belgeler ile dava sayfası genişletilseydi daha iyi olmaz mıydı? (Bu soruyu sorarken ben henüz hepsini okuyamadım, bir önyargımın beni yanılması olarak algılayın.) Bu benim hukukçu olamayan ama doğa dostu görüşümdür. Çünkü bu kadar sayfada içinde ispatlanması imkansız iddialarda olabilir, bu iddialar tespit edilmediğinde ne olacaktır?

Bu dava geçmişte açılmış ama sonucuna ulaşılmamış davalar gibi olmasın, çünkü karanlıkta kalan her olay yeni olayların doğmasına sebep olmuştur. Karanlıkta kalan her olay içten içe yanan bir kor gibidir, ne zaman kimi yakacağı belli olmaz.

Hiçbir olay karanlıkta, hiçbir suç ilişkisi gölgede kalmasın.

Günümüzde iletişim ve teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin karmaşıklaşan ilişkiler içinde suçlar saklı ve örtü altında kalacaktır. Suçların ortaya çıkması için gücü elinde bulundurulanların çıkarına dokunması gereklidir. Aksi halde sıradan bir suç gibi algılanıp sorgulanmadan zaman aşımına uğrama ihtimali vardır.

Suçlar eskisi gibi düz mantık ile çözülemez, karmaşıklaşmış ilişkiler içinde, karmaşıklaşmış çıkarların çatışması ile oluşmaktadır. Sanayileşen toplum, karmaşıklaşan ilişkiler daha titiz çalışmayı ve her ayrıntıyı dikkatli bakmayı getirmiştir, çünkü suç ayrıntıda gizlidir, eskisi gibi ortada ve görülen gibi değildir. Gözle görülene bakarak sonuca varmak demek, suçluyu korumak anlamına gelebilir.

Çok sözün söylendiği yerde gerçeklerin çarpıtılma olasılığı yüksektir, söz öz olmalıydı. Eğer çok söz söylenmişse yorum farklılıkları da o kadar çok olacaktır. Yoruma açık olan iddialar ise tartışmaları ve cepheleşmeyi de beraberinde getirecektir.

Hiç yorum yok: