5 Nisan 2008 Cumartesi

Satranç oynayacağına seks yap!

Satranç oynayacağına seks yap!

Eskiden insanlar satranç oynardı, düşünme kulüpleri gibiydi satranç kulüpleri. Şimdi o kulüplerin yerlerinde kumarhaneler ve ekmeğini taştan çıkaranların mekanı oldu. Okey oyununda taşlar dizilir, yaşlar atılır sonuçta parti birinde kalır. Kalan öder, kazanan ekmeğini taştan kazanmış olur!

Satranç bir İran oyunu olarak tanıtılır bize, çünkü eskiden İran’ı yönetenlere şah denirdi. Oyunda amaç rakibin şahını almak, yani mat etmek yatar. Bütün hedef karşı rakibini hareketsiz hale getirmektir. Humeyni bunu tarih önünde yaptı ve şah oyununa o günden sonra ilgi düştü!

İnsanlar neden satranca karşı ilgisini azalttı, acaba bunda başbakanımızın üç çocuk çağrısının etkisi olabilir mi? Çünkü düşünme yerine çocuk yapın dedi, düşünen insan çocuğunun geleceğini iyi bir satranç oyuncusu gibi hesaplamak zorundadır. Satrancın yerini alan okey gibi oyunlarda düşünmek esas değildir, gelen taşarlın verdiği olanaklar içinde ne gibi hamle yapacağını hesaplarsın. Önceden hesaplayamazsın, çünkü okeyde beklediğin gelmeme ihtimali vardır, okey yaşam gibi beklentileri çok olan bir oyundur. Orada düşünülmez, çoğu zaman refleks tepkiler öne çıkar. Satranç öyle değildir, birkaç adım sonrası ne gibi hareket yapacağını tahmin etmen ve bütün olasılıkları göz önüne alman demektir. Günümüzde insanlar düşünmek istemiyorlar, düşünmek yerine seks yapmak ve okey oynamayı daha çok tercih ediyorlar. Seks düşünülerek yapılmaz, o yüzden düşünme yerine seks yapın önerisi seslendirilir. Başbakanımız bunu çocuk yapın diyerek belirtmiştir, eğer düşünürseniz, illüzyonu görme olasılığınız fazladır. O demektir ki, evet bizlerin yaptıklarını görüp sorgulayacağınıza çocuk yapın! Pazara çıkıp neyin fiyatı ne kadar artıya bakacağınıza çocuk yapın! Homurdanın, söylenin ama kendi kendinize ve neden okeyde şu yaş gelmedi diyerek şansınız ile kavga edin ama düşünmeyin demektedir.

24 Ocak kararlarının ülkemize kazandırdığı en büyük yenilik, düşünerek değil, imkanları iyi kullanarak ayakta kalın fikrini yerleştirmiş olmasıdır. Yani o dönemin başbakanı ve uygulayıcısı Özal; ‘memurum işini bilir’ derken, imkanlarını iyi kullanın demek istemiştir. Oda düşünmeyin, okey oynayın demektedir, hatta o da nüfusun artışı ile beyanları olmuştur, ne kadar çok nüfusumuz artarsa batı dünyasında o kadar yerimiz olur gibi sözler söylemiştir. Genç nüfusun artması emek gücünün artması ile orantılıdır diyerek genç nüfusu teşvik etmiştir. Sonuçta düşünmeyin, seks yapın demiştir. Ondan dolayı onun zamanında günlük seks gazeteleri satış rekoru kırmıştır. (pardon seks demeyelim, erotik gazeteler) Belden aşağıya esprilerin olduğu talkshowlar ve mizah dergilerinde artışta bu döneme rastlaması tesadüfi değildir. Günlük sorunlardan uzak, sadece gülmek için boş sohbetler bu dönemin ürünüdür. Boş sohbet yapanlar ekranları doldurdu. Boş ve gündemin gerçeklerinden uzak sohbetlerin adını magazin koydular ve o programlar ile ucuz ve verimli yayıncılık yapılmaktadır. Verimlilik kime göre yanıtı elbette cümle içinde gizlidir, açılmaya gerek var mı?

Satrancın gündemden düşmesi tesadüfi değildir, artık kimse düşünmek istemiyor. Düşünmek yerine seks daha önemli olmuştur, o kadar önemlidir ki, tecavüz olaylarında patlama ve seks üzerine işlenen olaylardaki artış bunu kanıtlamaktadır. Seks için çalıştığı kurumun kasasını boşaltan sevgililer bile bu toplumda normal karşılanır oldu!

Seks yap, düşünme!

Hiç yorum yok: