19 Mayıs 2008 Pazartesi

Günlük yansımalar…

Günlük yansımalar…

Günlük olaylar hakkında genelde yazı yazmam, çünkü sıcak haberler insanı yanıltır. Olayların durulmasını ve kendi penceremden yansımalarına bakarım. O yansımalardır yazdıklarım.

Son sıcak gelişme ve tartışma Dolmabahçe Sarayında başbakanın çalışma odasında geçen bir konuşmadır. O konuşma sonrası neler yaşandı, neler yaşanamadı onlara bakarak o konuşmanın içeriğini öğrenebiliriz. Fakat ben o içeriğin daha çıplak olarak ortaya çıktığı günü, yani bugünü yazmak istiyorum.

Bugün bildiğimiz gibi 19 Mayıs. Bazıları bir doğum günü partisi kutluyor, bazıları ise gençlik bayramı. Sonuçta bir ulusal direnişin başlangıcı olarak kabul edilen ilk adım. Eğer ilk adımı bugün alırsak o zaman Çanakkale direnişi boşa düşer. Çünkü Çanakkale savaşını başlangıç olarak alanlar bu ülkede hiç az değildir.

19 Mayıs gençlerin günü olarak kutlanır, çünkü gelecek onlarındır. Bu günün anlamı geleceğe bırakılan mirasın değerinin bir kez daha anlaşılır olmasıdır. Bugün resmi olarak ülke çapında kutlanır, resmigeçitler ve gösteriler olur.

Flash TV’de yayınlanan ‘Gerçek Gündem’ adlı programa telefon ile katılan Fikri Sağlar ilginç açıklamalarda bulundu. Bir söylenti var ve söylenti yetkili bir ağızdan yayıldığını düşündüğünü belirtti. Söylenti yani kulislerde uçan kelimeler genelde güney ve doğu Anadolu vekiller arasında ve onların ağızlarında olduğunu söyledi. Söz belli bir coğrafyada uçuyordu. Başbakanın Kürt milletvekilleri arasında olduğunu söylemek abartı olmasa gerek. Onlar seçmenlerine başbakanın ne kadar güçlü ve istediğini yaptırır olduğunu övünerek anlatmalarına sebep olmuş oluyor, söylenceler bu konuda. Orada bu propagandanın ne kadar güçlü etki yaptığı, kazanılan seçim sonucu ile orantılı mıdır?

Söylenceyi kısa bir anımsayalım isterseniz. Başbakan ve Genelkurmay Başkanı bir çalışma toplantısında baş başa görüşürken bazı dosyalar ortaya çıkmış ve o dosyalar ile e-Muhtara döneminin kapandığı söyleniyor. Başbakan kışladan gelen havayı kontrol altına aldığı ima ediliyor. Dosyada neler vardı, ya da dosya var mı, yok mu konusu bugün yapılan etkinlikler sırasında önemini kaybetmiştir, çünkü başbakan bugün etkinliklere katılmayarak vücut dili ile bir şeyleri söylemiş olduğunu düşünüyorum. Çünkü görüşmek istemediği kişiler ile aynı ortamda yer almadığını yakın geçmişe bakarak görebiliriz. Başbakan o görüşmeye katıldığı biri ile bu gösteriler sırasında karşılaşmak istememiş olabilir. Bu kafalarda hemen oluşan yargılardan biri oluyor. Doğru olup olmadığını gelişen olaylarda göreceğiz.

Güncel ve günlük olaylar hakkında yorum yapmak istemem, fakat bu olayların üst üste gelmesi insanın kafasının içinde sorular yumağı ile buluşmasını beraberinde getiriyor. İhaleler kanununda yapılan değişiklik ile ve var olan ihaleler ile karmaşıklaşan ilişkiler yumağı ülkenin bir siyasi tusunami dalgası altında olduğunu gösterir konumundadır! İhaleler verilen sözlerin yerine getirilmesi için birer araç konumdadır. Diyet ihale ile ödenir!

Eğer iddialar doğruysa, ülkemizde bir ilk gerçekleşmiş oluyor, asker ve hükümet arasında ilişkilerin ne kadar değişik dengeler üzerinde oturduğu konusunda. Umarım ki, bu iddialar gerçek değildir, fakat yapılan açıklamalar ve esen sert rüzgarlar Myanmar felaketini anımsatıyor!

Tuzla’da ölümler durmuyor, duramayacağını da yaşanan gelişmelerden görüyoruz. Ölümler ancak siyasi Tusunaminin ortadan kalkması ile mümkündür gibi bir izlenim edindim. Felaketler karşısında Myanmar generalleri gibi mi davranılacak, yoksa açıklık mı öne çıkacak, onu zaman içinde göreceğiz.

Hiç yorum yok: