10 Mayıs 2008 Cumartesi

Silah sanayisindeki gelişmeler çatışmayı körüklüyor!

Silah sanayisindeki gelişmeler çatışmayı körüklüyor!

Silah sanayi iki ülkenin keskin rekabeti ile yeniden gündeme geldi. Rusya geleneksel askeri güç gösterisine bu sene yeniden başladı ve kızıl meydan yeni üretilmiş silahların alıcıya sunulması olarak okunabilir. Dünyanın neresinde olursa olsun çatışma iki ülkenin kasasına para olarak dönmektedir.

Silah üreten ülkeler ve silaha alan ülkeler diye kategorize edelim dünyayı ve o şeklide bakalım, ne ile karışılacağız? Kutuplaşmalar bu silah üretimi ile ilgisi olabilir mi? Kutuplaştın mı, silaj alan da satanda bellidir. Türkiye ordusunda bu kutuplaşmanın eseri olarak modernize edilmedi mi? Üstelik karşı tarafın fiyatı sorulmadan alınan kararlar! Biz bize yapılan ihaleler ve elde ettiğimiz teknoloji. Biz teknoloji sahibi miyiz, teknoloji kullanan taraf mıyız?

Sahibi olduğumuz savaş uçaklarında kullanılan araç ve gereçlerden de hemen anlayabiliriz.

Bizler kutuplaşma içinde Amerika tarafında yer aldık. Dünyanın en büyük silah üreticisi ve ihracatçısı ülkesidir. Onun ürettiklerini NATO aracılığı ile ordumuza entegre ettik, çünkü onlar için oluşturulan savunma çizgisi içinde bir noktaydık ve farklı araç kullanmamıza zaten izin verilemezdi. Önemli olan uyum ve verimlilik! Teknoloji üretmemize ve geliştirmemize izin verilmedi, bizler hep alıcı olduk ve teknolojiden sadece faydalanan taraf olduk. İç çatışmalar ve sürekli yapılan tatbikatlarla aldıklarımızı tükettik.

Bizdeki çatışmaların kaynağını içeride ararken, dışarıya da bakmakta fayda var, çünkü çatışmalardan beslenenleri iyi bilmek gerek. Çatışmalardan kim karlı çıkmaktadır?

12 Eylül, 12 Mart’ın devamıdır ve 12 Mart; 12 Eylül’ün nedenidir.

Olaylara bakarken sadece içten bakmak bize sorunun kaynağını ortaya sermez. 12 Mart’dan 12 Eylül’e giden kanlı yoldan kimler ne elde etmiştir? O iki tarih arasında Sivas, Maraş, Çorum, Malatya olayları yanında, büyük şehirlerde kahvehaneler baskını, Ankara Beşevler’de öldürülen gençler, işkencede hayatını kaybedenler, sakat kalanlar. Devleti için, dini için adam öldürenler. Kahraman ilan edilenler hepsi bu iki tarih arasında oldu.

Ne oldu da 12 Eylül sabahı her şey birden kesildi ve darağaçları kuruldu? Ne oldu da bugün ılımlı İslam başa geldi ve onun yöneticileri 1977 1 Mayıs katillerini savunur konuma geldi. Taksim’ çıkış yok diyerek depolardaki gaz bombaları, plastik mermiler tüketildi?

Bütün bu çatışmalardan kim karlı çıktı? Ülkemizde adı konmamış bir savaş yıllardır devam eder, posta ile gelenler / gidenler, toprağa düşenler ve kahraman olanlar, sonra hain olanlar hepsi bu ülke tarihinin yakın tarihi içinde durmaktadır. Halkları birbirine düşüren ve çatışmayı körükleyenler kimler ve kimler bu işten sermaye birikimi yapmaktadır. Ölen bir Kürt köylüsünden, ölen bir Türk asker gencin kanından kim para kazanıyor?

Çakıl taşı dahi vermeyeceğini söyleyenler, ülkenin ekonomisinin yönetimini rahat rahat teslim etmişlerdir. Ulusal sermaye birikimi anlamına gelen gümrük duvarlarını ortadan kaldırarak, zayıf olan sanayimizin sahipleri, şimdi global dünyaya entegre olmuştur! Bizden çıkmıştır kısaca.

Sponsor adı altında bütün etkinlikleri destekleyenlerin isimlerine bakın, çakıl taşı vermedik ama her şeyimiz verdiğimizi görürüz! Onlardan aldığımız birkaç kuruşa ismimizi bile değiştirir olduk! Türkiye kupasının ismini söyleyin, ne ile karşılaşırsınız? Fortis Türkiye Kupası! Çakıl taşı vermedik ama bankaların büyük çoğunluğunu özelleştirdik!

Amerika kendi silahlarını sergilediği bir dünya silah panayırını yılda bir ülkesinde yapar, diğer etkinlikleri ise değişik ülkelerde katılır. Panayırda silah alınır, bağlantılar kurulur. Eğer radyosunlu üretim varsa onu da müttefiki ülkede ürettirir. Teknolojisi eskimiş bazı silahlar NATO ülkesi ülkelerde üretimine izin verir.

Ortadoğu’da çatışma eksik olmaz, çünkü her iki ülkenin pazarıdır. Oradan hem Rusya kazançlı çıkar hem Amerika! Arada para kazanan ülkelerde yok değildir, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Fransa, İngiltere… Meşhur G8’ler ülkesi diyeyim kısaca!

Nerede çatışma varsa orada kara para vardır, insan ticareti vardır. Bütün çatışmalardan kazançlı çıkan uluslar üstü firmalar ve onların güvencesi ülkeler vardır. Somali’de açlıktan, çatışamadan ölenlerden kazanırlar.

Ülkemizde çatışma hiç eksik olmuyor, acaba bunun gerekçesi Kızıl Meydan’da gösterilen boy gösterisi, silah panayırları (Fuarları) ile ilgisi var mı? Çatışmalardan kim karlı çıkıyor ve her darbede şerefe diyerek kupalarını havaya kaldırıp birbirini kutluyorlar?

Her ölen insandan, her atılan kurşundan ve gaz bombasından kim karlı çıkıyor? Esas karlı çıkanların yanında aracılar ve tefecileri tanıyor muyuz?

Türkiye’nin silah ihracatçıları arasında kimler var? Kimler ne alıp - satıyor?

Derin devlet denilen şey, acaba bu dünya silah sanayisi ile ilgisi var mı?

Bir gecekonduda bulunan bombalar, ülke sathına yayılmış olarak benzerlerinin bulunması neyi anlatmaktadır?

Sorular çoğaltılır, soruların çoğaltılması önemli değildir, yanıtlardır! Yanıtları ortaya çıkarmaya başladığınızda Uğur Mumcu’nun başına gelenler gelir! Milyonlar cenazesinde yürür ama sonra... Sonrası ortada değil mi?

Kahramanlarımız vardır, sorular sormayız, günlük koşturmalar içinde söyleniriz ve hatta hiç söylenmez, gider evimize kapımızı kapatır, ekran karşısına geçer, nerede güleceğimize karar veren Amerikan gülmece filmlere bakarız! Gülme efektleri ile birlikte yüzümüz gülücük olur! Yüzünüzden hiç gülücük eksik olmasın!

Hiç yorum yok: