3 Temmuz 2008 Perşembe

Gündeme düşenlerin yansıması…

Gündeme düşenlerin yansıması…

İzmir’deyim. Güneş olağan bir Temmuz gününde olduğu gibi gökyüzünde. Asfaltta yumurta düşse altı yanacak gibi. İzmir sıcağı nemli olur, nemi hafif bir meltemle yüzüne dokunur. Deniz durağındır, fakat genelde dalga öğlen sonrası ortaya çıkar. Denize girmek isteyenler sabahı tercih etsin derim...

Ankara’da esen bir rüzgar burada dalga etkisi gösterir, o yüzden son fırtınalardan bana yansıyanları paylaşayım dedim. Hukuku elinde bulunduranlar tarihimizde bir ilke imza attılar ve olmamış bir darbe için darbe yapanlar gözaltına alındı. Eylem yok ortada, eylem yapacak konumda değiller. Emekli askerlerin askerleri etkilediği tarihimizde pek tanık değiliz. Örneğin 12 Eylül darbesini gerçekleştirenler içinde emekli asker yoktur. Emekli olmuş ama sonra başbakan olmuş bir amiral olduğunu biliyoruz, fakat o da darbe sırasında pasif konumdaydı, etkisi yoktu. Yani emekli olmuş biri pasif olur. Aktif zaman dilimi içinde yani darbe için koşullar hazırlanırken yapılacak olan bir soruşturma daha önemlidir. Artık darbe gündemden düşmüş ve yapacakları farz edilen darbe gerçekleşmemiş, şartlar darbe için uygun olmadığı zaman dilimi içinde darbe bahane edilerek bir takım tutuklamalar yapılmıştır. İşlenmemiş eylem suç oluşturmaz.

Büyük başarı olarak gösterilen ve bir ilk olarak lanse edilen soruşturma aslında suç kavramı açıklandığında başarının olmadığını görmekteyiz. Başarı; darbe yapmış generallerin mahkeme önüne çıkarılmasıdır. 12 Eylül darbesini yapanlar hala hayattadır ve onlar hiçbir şekilde mahkeme önüne çıkmamıştır. İşledikleri suçlar ortadadır. Anayasayı değiştirmişler, yasal partileri kapatmışlar, Türkiye’nin geleceğinin rotasını değiştirmişlerdir. Başarı bu emekli askerlerin mahkeme önüne çıkarılmasıdır. Bugün estirilen havanın başarı olmadığını düşünüyorum.

Elbette son tutuklamaları küçümsemiyorum bir başarıdır, bir ilktir, fakat bu ilk olan şeyler demokrasinin önünü açıcı şeyler olarak görmüyorum. Başarı; demokrasi için suç işleyenlerin mahkeme önüne çıkarılması ve evrensel hukuk kuralları içinde yargılanmalarıdır.

Onların suçları sabittir, ortadadır. Suçluları kollayan yasaların bir an önce iptal edilmesi, onların mahkeme önüne çıkarılması ile demokrasi yolunda önemli adım atmış oluruz. Onlar mahkeme önüne çıkarılmadığı sürece demokrasimiz hep güdük olarak kalacaktır. Bugünün panzehiri emekli generallerin mahkeme önüne çıkarılması değildir. Demokrasi gerçekten istiyorsak, adalet istiyorsak önce işlenmiş suçların, suçlularının tutuklanması gereklidir.

Bugün medyada bir bilgi kirlenmesi yaşanmaktadır, yaşananlar olduğu gibi değil, yorumlanarak yansıtılmaktadır. Bir bardak suda fırtına kopmaktadır. Bu fırtınadan gemisinin alabora olacağını düşünenler vardır. Ülkemizi yöneten hükümet ekonomik istikrar derken bir istikrarsızlığa imza atmıştır, çünkü bu dalga ekonomimize ne kadar zarar verdiği ortadadır. Eğer gerçekten demokrasi isteniyorsa, istikrar isteniyorsa yapılması gerekenler ile başlamak gereklidir.

12 Eylül anayasasını savunarak ve onun çerçevesi içinde kalarak bu ülkeye demokrasi gelmeyeceği ortadadır. 12 Eylül ve sonrası kaybolanlar, ölenler, işkence görenlerinin travmaları bu toplum üzerindedir. Öncelikle bu travma ile yüzleşmek gereklidir.

Gelen haberlere mantık süzgeci içinde bakmak gereklidir, demokrasi için neyi alkışlayacağımızı iyi bilmemiz gereklidir. Şeriat tehlikesi yokmuş gibi davranırsak, İran aydınlarının yıllar öncesi düştüğü hataya düşmüş oluruz. Bizler, tarihten ders çıkaramayacak kadar aptal olduğumuzu düşünmüyorum. Birilerinin hedefine giderken koltuk değneği rolü oynamayı ben kabullenemiyorum.

Gerçek hedefimiz demokrasi ve aydınlık bir Türkiye ise, ona göre olaylara bakmak zorundayız!

İzmir’de deniz genelde sakin olur, bu sakinlik insanını da etkiler. İzmir sıcağı altında 2 Temmuz protesto eyleminde İzmirli Gündoğdu meydanındaydı. Meydanda son olaylarda protesto edildi.

Hiç yorum yok: