24 Temmuz 2010 Cumartesi

Taşeron!

Taşeron!

Liberal ekonominin global olarak uygulanması ile birlikte, taşeron işlerin yaşamın her alanında uygulaması ile karşılaşır olduk. O kadar yaygınlaştı ki, yaşamın her alanında taşeron işler kullanılması doğal karşılanır oldu.

Taşeron işler, genelde görünüme önem verir, çünkü en düşük maliyet ile en çok verim elde edilmesi esastır. Taşeron işi yapanlar, var olan ihalenin altında en düşük maliyet ile çalışan kollardan biridir. Bir işin değişik kollarında birden fazla taşeron firma olabilir. Yıkım için ayrı, inşaat için ayrı, görünüm için ayrı olabilir. Bu firmaları yöneten ihaleyi alandır. İhaleyi veren ise, kimin yaptığına bakmaz, sonuç önemlidir onun için.

Taşeron, olması gerekenden az maliyet ile çalışıldığında ise, sonuç olarak elbette kalite aranmaz, iş yerine getirilmiş olur sadece. İş yerine gelirken, elbette görünüm çok önemlidir, işin alt yapısı bozukmuş, iki günde dağılırmış önemli değildir, önemli olan işin zamanında bitmiş olarak sipariş verene teslim edilmesidir.

Taşeron işleri yapanların ülkesi ve sınırı yoktur, çünkü onlarda para için yaptıkları için, paranın gezdiği her yerde onlarda gezebilirler. Yurt dışında iş yapan bizden bir çok taşeron firma vardır!

Taşeron firma için para önemlidir, para için kullandığı malzeme ve insan gücünün en düşük maliyetli, en çok verimli olanı tercih eder. Taşeron için para önemlidir ve sıcak para girişi olmadan işi yapamaz, taşeron firmaların bütçeleri kısıtlıdır ve aldıkları iş süresince yaşarlar. Taşeron firmaların sabit yeri de yoktur, bütün işleri işi yapacakları yerde, bütün malzemelerini taşıyarak yaparlar, o yüzden taşeron firmaların genelde büroların telefonu cep telefonu olur, çünkü onlar her işi, iş yaparken çözerler… Eğer kendi yerleri olmuş olsaydı, o zaman fason üretim yapan olurlardı!

Taşeron sözü o kadar yaşamın içine işledi ki, bizim hayatımızın vazgeçilmezleri olmuşlardır. Taşeron işinde genelde vergilendirme olmaz, çünkü vergi aynı zamanda masraf demektir! Kontrol dışı çalışırlar ve çalıştırırlar. Bu kontrol dışı olması gerçek anlamda kontrolsüz oldukları anlamına gelmez, görünmeyen el tarafından kontrol edilmeye devam edilirler, kontrollü kontrolsüzdürler. Dünyada para akışını kontrol edenler, taşeronlarında parasını kontrol eder doğal olarak!

Siyasi sonuçları olan cinayetlerde taşeron örgütlere yapıldığını duymuşsunuzdur. Taşeron biri adına cinayet işler, topluma korku yayar ama adına yaptığı kesim bu durumda hiçbir şekilde risk almaz, çünkü yaptıran aslında bu taşerona karşıymış gibi bir görünüm içindedir ve ona karşı mücadele eder haldedir. El Kaide adlı örgütün Amerikan gizli servisinin taşeronu olduğuna dair binlerce sayfa bulabilirsiniz, yaptığı eylemlerin sonucuna bakarak bu iddiaların pek olasılık dışı olmadığı ortadadır. Hamas örgütünün işlediği cinayetleri iyi izlenirse, kime karşı kurulduğu ve kim tarafından ya da güdümünde kurulduğu ortadır.

İsrail devletinin doğuşu da aynı mantık süzgeci içinde bakarsak, kimin çıkarını orada temsil etmektedir?

İşleri başkalarına havale etmek, ihaleyi kazanan firma için avantajlıdır ve bu sayede çok ucuz maliyette en kısa sürede işi bitirmesini bir anlamda garanti etmektedir, çünkü taşeron firmalarda çalışan işçilerin sosyal güvenceleri ya yoktur ya da en düşük seviyededir. O firmalar işi bitirmek için gerekli olan güvenlik önemlerini almazlar, alsalar da göstermeliktir. O yüzden taşeron firmaların yapmış olduğu işlerde iş cinayetleri olması olağandır. Tuzla Tersanelerinde hala ölümlerin olması bunu kanıtlamıyor mu?

Taşeronların hakim olduğu yerde; ne hukuk, ne evrensel normlar, ne insan hakları, ne de çalışma hakları söz konusudur. Cinayetler doğal, emek hırsızlığı olağandır. Yaratmış olduğu kara para sınırlıdır ve o sınırlar içinde iş bulduğu sürece yaşarlar, sonra yok olmaya mahkumdurlar.

Bir ülkede bir siyasi parti, bir süre yaşayıp yok olması olağandır, fakat bu süre çok kısa ise ve iktidardan düşer düşmez yok olma seviyesine geliyorsa eğer, o zaman ister istemez insanın kafasında sorular oluşuyor, çünkü o partinin yaptıkları kime hizmet etmiş ve kimin kasasını doldurmuştur???? Bir parti kuruduktan sonra çok kısa sürede iktidara geliyorsa ve iktidar süresi içinde yaptıklarının sonuçlarına bakarak; ister istemez, günlük literatüre giren sıfatlar ile soru sormak ne kadar doğrudur?

Taşeron sözü liberal ekonominin yaygınlaşması ile hayatın bütün alanları içine girmeye başladı, eğer bir söz yaygınlaşmaya başladıysa o sıfatı ortaya atanlar, genelde o sıfatı üzerinde taşıyorlar demektir. Bu durumda liberal ekonomi ve liberal ekonomiyi savunanlar acaba kimin taşeronudur?

Hiç yorum yok: