20 Ocak 2008 Pazar

AKP yapacakları karşısında muhalefet istemiyor!

AKP yeni açılımlar yapıyor, her açılımında yeni hedeflerine emin adımlar ile yürümek istiyor. Değiştirmek ve değişime hızlı bir şekilde uyum sağlayanlar, minareleri birer cephe olarak görmekten vazgeçtiler, çünkü savaşacak karşılarında yeterli güç kalmamıştır. Şimdi toplumun yeniden biçimlendirilmesi ve yeni yaşama uydurulması sorunu vardır.

Yıllardır yeni yaşam biçimi toplumun genelini sessiz bir şekilde sarmalamaktadır. Bu yeni yaşam biçiminin sembolü türban olarak gözükmektedir. Türban takanlar ve çalışan kadın sayısındaki düşmeler istatistiklere yansıyacak kadar olmuştur. Artık istisnai durumdan bahsedilmez. İstatistiklere girebildiğine göre, önemli bir değişim yaşandığının göstergesidir.

Yeni yaşam alanları kendisini büyük şehirlerde daha çok hissettirir olmaya başladı, küçük şehirlerdeki değişim hızlıdır ve bu hızın etkisi ile AKP kendisine güveni daha çok artmıştır. Yaklaşan belediye seçimlerinde yönetiminde olmadıkları belediyeleri açıkça kendi renklerine katılmasını istemektedir. Bu şekilde ben ve ötekileri var demektedir ve bir cephe oluşturmaktadır. Biliyor ki cephe mücadelelerinde kendisi hakim olacaktır, çünkü ekonomik güç ve hazine gücü arkasındadır. Hazineden geçinen müteahhitler ve onarlın yan ürünleri dediklerini yerine getirecektir, çünkü en çok bunların iktidarı döneminde devletten ihale almış ve görevlerini yerine getirmiştir. Belediyelerin yönetimi ve hükümetin icraatları özelleştirme ve ihale ile iş yaptırma oranı cumhuriyet tarihinde görülmemiş boyutta havuzu gelişmiştir. Bu havuzda el değiştiren sermayenin gücü ne kadardır? Para hareketine bakılırsa, yeni yaşamın hangi yönde geliştiğini görebiliriz diye düşünüyorum.

AKP bu dönüşüm devresinin ikinci aşamasında yapacakları karşısında muhalefet istememektedir. Yapacaklarına bir baktığımızda, ülkenin yeni toplum sözleşmesi anayasanın yapılması ve onaylanması sürecidir. Bu süreci kendi istediği gibi atlatabilirse, önünde anayasa mahkemesi engeli de kalmayacaktır. Muhalefetin yaptıkları karşısında ikide bir anayasa mahkemesine açacağı davaları da bu şekilde sonlandıracak ve kafalarındakini daha rahat hayata geçirecektir. Ülkenin temel sorunlarından biri özelleştirmelerde ortaya çıkan pürüzler. Onlar yasa değişikliği ile ortadan kaldırılabilecektir. Sağlık reformu sorunsuz gerçekleşmesi için tabipler birliği gibi sivil toplum kuruluşunun yönetimini isteyecektir. TMMOB seçimlerinde kendi adaylarını destekleyecektir, bu sayede toplum içinde muhalif olan kanadı ortadan kaldırarak, yapacakları karşısında oluşması ihtimal olan muhalefeti ortadan kaldırmasa da tepkileri en aza indirecektir. Türk İş seçiminde elde ettiği başarıyı asgari ücretin belirlenmesinde meyvesini hemen almıştır. YÖK kurumunun başına adayını atayarak, o kurumu da kendi amacına yönelik kullanabileceğini göstermiştir. Komu emekçilerinin temsilcilerini kendi adaylarının yönetime gelmesini destekleyen yaptırımlar uygulaması şaşırtıcı olmasa gerek. Onların mücadeledeler aslında siyasi değil, ekonomik olduğu için demokrasi gereği fazla üzerine gitmemektedir. Hazineden geçinenler doğal olarak değişime en çabuk uyum sağlayanlardır. Son zamlar karşısında gösterdikleri tepi ortadır.

Değişim kaçınılmazdır ve bu değişim tüm toplumu sarmıştır. Değişim geçirenler, değişim yapmaktalar.

AKP sonuç olarak yapacakları karşısında hiçbir muhalif istememektedir. Yurt içinde muhalefeti yok ederken, acaba yurt dışında durum nasıldır? IMF ve Dünya Bankası, AB ve ABD gibi belirleyici durumda olanlar karşısında nasıl bir strateji izlemekteler? Acaba başbakan ve Cumhurbaşkanı yurtdışı gezileri buradan gelebilecek tepkileri etkisizleştirmek için girişimlerinin başarı oranları nasıldır? Etkisizleştirmek için ne gibi tavizler verilmektedir? Çünkü toplumsal muhalefeti etkisizleştirmek için kendi düşüncelerinden ve yaşam biçimlerinden tavizler vermişlerdir. Söylemde de olsa artık milli görüşçü değildirler. Ama görünüm olarak eski düşüncelerinden taviz vermedikleri görülmektedir. Sadece şimdi daha markalı ürünleri kullanmaktalar ve düşüncelerine uygun olarak lüks mal tüketimi yapmaktalar.

Bir değişim varsa, o değişim sadece içte olmaz dışarıda da olur. Yıllardır ülkemiz içindeki değişim, yurt dışına yansıması sadece cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlarının eşlerinin görünümleri ile olmamaktadır diye düşünüyorum. Ülkemizdeki değişim AB ve ABD hükümetleri açısından olumlu görüldüğünü biliyorum, IMF ve Dünya Bankasında istekleri yerine geldiği sürece yaşam biçiminin değişimi ile ilgilenmemektedirler. Yurt dışından bakanlar için ülkemizde demokrasi geliyor gözüküyor, fakat içeriden bakılınca gelenin ne olduğunu kim söyleyebilir?

Kimler muhalefet istemez? Bu sorunun cevabı tarihte gizlidir, girip bir bakın isterseniz, o kadar uzağa gitmeyin, yakın tarihimizde de görebiliriz, sonuçları ile birlikte. Hadi biraz da siz düşünün!

14.1.2008

Hiç yorum yok: