10 Ocak 2008 Perşembe

Eskiden merhaba vardı!

Eskiden merhaba vardı!

İSMAİL CEM ÖZKAN - Eskiden merhabalar eksik olmazdı, her gün olmasa dahi arada sırada hal hatır sorulur, göstermelikte olsa gönül alınırdı. Şimdi bu da ortadan kalktı, tüketici bireyler olduğumuzdan, geleni şöyle bir bakıp günlük koşturmaca içinde kayboluyoruz. Teknoloji yaşantımızı kolaylaştıracağını, dostlara ayıracak zamanımızın olacağını düşünmüştük, şimdi teknoloji bizim ile birlikte, fakat zamanımız yok!

Ölümleri, hastalıkları çok sonra duyar olduk, işimiz düşmezse hal hatır dahi soracak değiliz. Günümüzde mahalle arkadaşlıklarının önemi yok oldu, varsa yoksa iş arkadaşlığı, ki o arkadaşlıklar da kariyer kavgası içinde daha çok birbirinin kuyusunu kazma ve yarış halini almış. Yarışta da hiçbir kural yoktur, önemli olan sonuçtur! Sonuca giden yolda her şey mubahtır!

Günümüzde nedense hep geçmişten konuşulur oldu, bir özlem vardır, ama o özlem duyduğumuzu yapmak içinde bir şey yapmayız! Ah şu arkadaşla şu cafede oturup ne fallara bakmıştık diye hayıflanan bir arkadaşım yıldız falına merak salmış, onun kursuna gidiyor. Şimdilerde tek başına yıldızlara bakıyor! Kahve falı bile eskiden iki kişinin sohbeti şeklinde olurdu, meraklı olanlar için kahve cafeleri açılmış, kahve içtikten sonra fal bakıcısı geliyor ve sana gelecek için ümit dağıtıyor! Tek başına olanlara hep yakında bir eş bulunur telveler arasında! Sokağa çıksa kendisi gibi yalnız bir çok insan görecek ve birine bir merhaba dese belki bir arkadaşlık başlayacak! Avrupa sokaklarında ellerinde kağıt parçaları ile dolaşan insanlar gördüm, sana sarılabilir miyim yazısı var o kağıt parçasında. Sen gülümsüyorsun ve geliyor boynuna sarılıyor! Bir dakika kadar sarılıp iki vücut ortak olarak sağa sola sallanıyor. Sonra bir gülümseme bir merhaba, biraz sonra iki tarafında yüzündeki gülümseme yok oluyor ve gittikleri yola doğru adımlarını atıyorlar! Sarılmak ihtiyacını da bu şekilde çözmüş modern insan!

Modern insan yalnızdır, şimdilerde sanal dünya içinde yok olmuş, sayılar ile uğraşmaktadır. Verilen görevi bitirmek için gece yarılarına kadar çalışır, sabah erkenden de işe gelir! birden fazla sevgili değiştirmiştir, fakat hiç birinde mutlu değildir, çünkü aradığının ne olduğunu dahi bilemez haldedir. Sürekli yeni aşklara kapı aralar, fakat her aşk eksiktir! Mutluluk getiren filmlere bakılır, fakat günümüzde korku filmleri daha revaçtadır. Yalnız seyredilir, yalnız düşünülür, sıcak bir kucak aranır! Yalnız yaşamlar içinde bir gölge olarak dolanılır!

Eskiden candan bir merhaba vardı, hal hatır sorulan. Şimdi hallo diye bir şey dahi duyar olmadık. Aramızdan bir sevdiğimizin ayrıldığını dahi aylar sonra tesadüfen duyar olduk. Bir iç sızısı olarak gelir ve gider! Merhabalar uzay boşluğunda dolanır durur, kulaklara çınlamadan!

Bir süre öncesine kadar merhaba kartı gönderdim, en azından uzay boşluğundan çıkıp dostlarıma dokunsun diyerek, fakat bir kulağa dokunan ötekinden hemen çıktığının farkına varmam uzun sürmedi, çünkü merhabalarım genelde karşılıksız kaldı, yok oldu diğerleri gibi! Uzay boşluğunda aramayın o merhabaları, çünkü ben en azından anımsandıkça gönderilebilecek şekilde bir web ve blog (www.cemoezkan.de ve http://www.blogcu.com/evrenselkoy ) sayfasında sergilemekteyim. Belki bir gün biri onları kitap haline getirip daha geniş kesimlere ulaştırabilir! Her şey uzay boşluğunda yok olması gibi onlarda bir süre sonra yok olacaklardır!...

Günümüzde her şey sponsorlar desteği ile olmakta, merhaba sözünü söyleyebilmem için sponsor aranıyor! Kahve içtikten sonra hemen cafelerde fala bakanların gelmesi gibi, biri beklenir oldu. ‘Ee kahve içtim, hani falcınız kardeşim!’ der gibi garsonun suratına bakan yalnız insan! Teknoloji mi bizi yalnızlaştırdı, yoksa …?

Son günlerdeki aşırı sıcakların güneşten kaynaklanmadığı açıklandı, yüz bin yıllardır parıldayan güneş uzaydaki boşluğunda büyük bir değişime uğramamış, değişenin dünyamız olduğunu, onu değiştireninde insan olduğunu bilim adamları açıklamış! Orta çağ düşüncesinde olanlar ise, güneşin değiştiğine inanmaya devam ediyor, güneş bizim etrafımızda dönmeye devam ediyor! Bizler orta çağ mantığı ile mi günümüzü yorumluyoruz???

13 Temmuz 2007

Hiç yorum yok: