12 Ocak 2008 Cumartesi

Sonunda buda oldu, yazı yazamıyorum kaç gündür!

Yazı yazmaya alışmış biri olarak kaç gündür yazı yazamıyorum, hemen yıldız falından anlayan arkadaşlara koştum, durum nedir dedim, yıldızların hareketine bakalım sana söyleriz dediler, o günden beri ne ses geliyor, ne de seda! Gök kubbe altında elbette sorunumun yanıtını arayacak birini bulacaktım, fakat nedense hepsi ya bir yerlere gittiler ya da okulun açılması sonucu telaş içindeler. Günlükler hazırlanacak, mevzuata yönelik programlar yazılacak falan filan! Ama bana yol göstereceklerin hepsi öğretmen değil ki!

Bana yol gösterecek biri aranıyor, fakat ne yol gözüküyor ne gelecek! Bir gündem tartışması yaşanıyor ki, sormayın gitsin her saat gündem değişiyor! Eskiden günde bir değişirdi, şimdi saatlik! Mahalle baskısından tam söz edeceğim, haydaaa anayasa tartışması, bir anda Amerika’da başbakan aracında kalmış! Yine mi, diye tam soracakken, Hollywood yıldızları ile iftar haberi! Ne oluyoruz demeye kalmadan, Malezya turizm bakanın yapamayacağı kadar bir Malezya bilgilendirilmesi! Tam Malezyalılaştırmadıklarımızdan mısınız? Sorusunu sormak üzereyken, bakın şu anda hangi gündemi tartışıyorlar! Ben tartışamıyorum, çünkü artık beni gündem ilgilendirmiyor!

Bir insanın üzerine bu kadar gelirseniz, elbette bir yerde duyarsızlaşıyor! Ben gelişmeler karşısında duyarlı kaç insan kaldı?

Otobüslerde insanların yüzlerine bakmaya çalışırım. Yüzler bir çok şeyi kelimesiz bir şekilde anlatır. Neden o otobüste olduğunu bilmeyen birine rastlamadım. Bir amaçları vardır, amaca ulaşmak için yola çıkmıştır. Otobüslerde (İzmir’de) genelde cep telefonu kullanmak yasaktır, otobüslerdeki bilgisayar ağını bozuyormuş cep telefonlardaki titreşimler. Otobüs içindeki cep telefonu bozuyor, fakat sokaktaki bozmuyor! Bütün yolcular otobüse binerken cep telefonun kapatacağını düşünürsünüz değil mi? Hayır, sessizce alıyor bir bölümü, bir bölümü hiç önemsemiyor. Çaldığında açıp konuşuyor, eğer tepki alırsa kapatıyor! Sessize alanlar ise sms yazma yarışındalar. Ellerinin altında parmaklar ile tuşlara basıp, bir şeyler yol boyunca paylaşılıyor! Otobüslerde telefon yasak!

Bugünlerde yazı yazamaz oldum, ne anlatacağım, ne paylaşacağım?

Günlük yazı yazmak zordur, bazen insan yazı yazacak konu bulamaz! Fakat bu söz bizim ülkemiz için geçerli değildir, çünkü gündem saat başı değişmektedir! Ülkemizde bir de günlük köşe yazan yazarların bol olduğu ve hatta yeni meslek olarak hayata geçen bir uğraş olduğu unutulmamalı! Günlük yazan bir yazar, bir gazeteden transfer dahi edilir!

Bugünlerde günlüklerde kolay bir yöntem bulundu, belli bir mantık kalıbı içinde, tek sütunluk cümlelerle oluşan ve arada yıldızlarla ayrılmış birbirinden bağımsız satırlardan oluşan yazılar bütünlüğüne dönüştü. Hem gazetenin sayfası dolmuş oluyor, hem de okunma oranı yüksek oluyor! Tam bir bulvar gazetesi içinde ekonomik çözüm! Çünkü o yazarın yazdığı alan haber ile dolmuş olsaydı, muhabire ihtiyaç duyacaktı gazete patronu, bu köşe yazarları sayesinde hem muhabire ihtiyaç duymuyor, hem de gazete okuyucu bulmuş oluyor! Günümüzde Türk okuyucu gazeteyi haber almak için değil, hangi köşe yazarı bugün ne anlatmış diye alıyor! Gazeteler de bu sayede, değişen saatlik gündemi yakalamış oluyor, hem de okuyucusunu korumuş oluyor! Burada çıkar iki yönlüdür, çünkü köşe yazısı yazanda haber peşinde koşmadan, ekran başından öğrendiklerini okuyucu ile paylaşarak, hem sevdiği işi yapmış oluyor, hem de evinde oturarak maaşını almış olmakta! Patron muhabir çalıştırmıyor, köşe yazarı da sadece kendinden sorumlu, patronuna karşı sorumlu oluyor! Patronun neler yaptığını iyi izlerse bir köşe yazarı, uzun süre o gazetede yeri sağlamdır! Çünkü yanlışlıkla patronu eleştirir konumuna düşmemiş olur!

Bugünde yazı yazdım, acaba ay ile Satürn’ün duruşu doğru mu, çünkü bugün her daldan yazdım! Bu düzensizliğim acaba hangi yıldızdan kaynaklanmaktadır, bir bilen bana bildirsin!

25 Eylül 2007

Hiç yorum yok: