12 Ocak 2008 Cumartesi

Neden radikaller ülkenin geleceğini belirler?

“Irak"ta radikal dinci gruplar son bir ayda başı açık ve makyaj yapan 42 kadını öldürdü. Polis korktuğundan olayları soruşturmuyor.“ Kasım 2007, Gazeteler.

Radikal hareketler yükselişte oldukları sürece, kendi hayat tarzlarını topluma dayatırlar. Afganistan’da Taliban şeytan işi dediği heykelleri dinamitlemişti, gerçi ABD uçakları da Irak’da tarihi yerle bir etmekle kalmadı, yağmaladı.

Ülkemizde az bir yağmur yağmayı görsün, selden can kayıpları ve maddi zararlar oluşur. Barajlarımız ise susuzluktan kurumaya devam eder. Yerleşim yerleri sel içinde olurken, barajlar neden dolmaz? Çünkü şehirlerimizin alt yapı sorunu çözülmemiştir. Binayı kondur, alttan geçmesi gereken kanalizasyonu Allah yapar diye bırakmışız. Nasıl oluyor da salgın hastalıklar ülkemizde yaygınlaşmıyor anlayamıyorum, çünkü alt yapı sorunu hastalıkları da davet etmezi gerek, yoksa salgın hastalığı yaşayıp da haberimiz mi olmuyor? Ülkemiz de kaç kişi Hepatit B hastalığına kapılmakta, neden dış ülkelerde bu hastalık konusunda riskli ülkeler konumu içindeyiz?

‘Bina dik, yol nasıl olsa bulunur’ anlayışı içinde inşa edilen toplumlarda radikal unsurların büyümesi kaçınılmazdır. Radikal unsurların toplumu tehdit ettiği koşullar olduğuna göre, demektir ki o koşulları biz yanlış tercihlerimiz sonucunda yaratıyoruz. İmamı kullanılmayacak meslek okulları açıp, sonra imama iş vermek için cami açmak gibi bir şey. Ülkemiz insanı bilimden önce imana ihtiyacı var olduğu tespit edilmiş ve sürekli yatırımımızı onarla göre yapmışız. Sonra toplum içinde işsiz imam sayısı artınca onlara ne yapacağımızı tartışır olmuşuz. Kadın imamlara nedense hiç iş verilmez, imam hatip mezunu kaç kadın imam var? Eğer İslam’da kadın imam yoksa neden imam hatip meslek okullarında kızlarımız öğrencidir?

Bugün gazetelere baktım, yağmur yüzünden okullar tatil olmuş, tatil olan hiç cami duydunuz mu? Cami tatil olmaz, çünkü yerleşim birimleri içinde ve çalışanı da hemen yanında olan devlet konukevinde (lojman da) kalır. Camiler üzerine bir yazı yazdığımda, ahali olarak aramızda topladığımız para ile inşaatını yapıyoruz derler, peki neden her ay orada görev yapanın maaşını ve evinin kirasını ödemezler? Cemaatler bana göre camilerde görev yapanların ücretlerini ödemek zorundadır, onlara hizmet verdikleri için. Devlet görevlisi imam olmamalıdır, çünkü devlet gelirleri İslam’ca yasak olan faizlerden gelir! (önemli kesimi ise dışarıdan alınan borç ile karşılanır) Gerçi devlet halktan topladığı vergileri bol kepçe işadamlarına batırmaları için kredi olarak verir, geri kalanları ise bütçe açıklarında kullanır, küçük bir bölümü ile çalışanların maaşları sadaka gibi dağıtılır. Çünkü çalışanın toplu görüşme hakkı kağıt üzerinde olmasına rağmen, söz hakkı yoktur. Belirleyici değildir. O durumda memurum kendi işini bildiğinden, döner sermaye ile hizmet alanlardan kat be kat ücretlendirerek bütçelerini normalleştirmektedirler. Devlet vergiler karşılığı vermek ile yükümlü olduğu hizmetini döner sermaye ile hizmet alana yüklemiştir! Sağlık ve eğitim sektörü büyük işletmeler olarak karşımızda durmaktadır.

Şehirlerde yeteri kadar kanalizasyon yoktur, olanların ise nereye aktığı belli değildir. Barajlar su beklerken, şehir sokakları seller ile mücadele eder konumdadır. Barajlardaki suların artırılması için tüketiciye önerilen tasarrufların yanında bir an önce kanal sistemleri yeniden gözden geçirilmeli ve boşa akan sular tasarruf amacıyla bir yerlerde depolanmalıdır. Şehirlerin altından alınan yer altı suları yeniden oluşabilmesi için yeteri kadar yeşil alanların oluşması şarttır, yoksa şehir altında boşaltılan yer altı dehlizleri zaman içinde çökme ile karşı karşıya kalacak ve beklenen depremden daha büyük hasarlara yol açacaktır. Şehir içinde yer altı sularlının kullanımı kurallara düzene sokulmalıdır.

Radikal unsurların toplum içinde belirli olması tesadüfi değildir, onun koşullarını yaratan bizim yanlış tercihlerimizdir. Geleceğimiz için yapılmış olan tercihlerin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. Daha çağdaş ve uygar bir toplum için yeniden beş yıllık kalkınma planları yapılmalıdır. Gerçi eskiden yapılan bütün planlar kağıt üzerinde kalmıştır, yeğenler ülkenin yağmalanması için yetiştirilmiştir. Bizdeki kalkınma planları olsa olsa yağmalama için yapılır!
17.11.2007

Hiç yorum yok: