8 Ocak 2008 Salı

Belki size yarar getiri diye bu bilgileri paylaşayım dedim…

Kahvenin ilk ortaya çıktığı yer kızıl denizin güney ucu, muhtemelen Etiyopya olan, onaltıncı yüzyıl içerisinde doğu Akdeniz’e getirilmiş, oradan da Avrupa’ya yayılmıştır. onsekizinci yüzyılın ilk on yılında Felemenkler Java'da ilk kahve üretmeye başlıyor, Fransa Hint adalarında yetişen kahveyi Türklere pazarlamaya başlıyor. Bu gelen yeni kahve Kızıldeniz civarında yetişen kahveden ucuz olduğu için piyasaya daha çok hüküm eder oluyor.
Şeker de ilk olarak Hindistan’da ve İran’da arıtılmıştır. Araplar tarafından şeker Sicilya ve İspanya’da yetiştirilmeye başlanıyor. Buradan da Avrupalılar yenidünyaya götürüyor. 1671 yılında Fransızlar Marsilya’da bir rafineri kuruyor ve buradan Türkiye’ye şeker ihraç etmeye başlıyor. Muhtemelen Batı Hint Adaları kahvesi çekirdeğinin daha acı olması nedeniyle Türkler kahvelerine şeker kullanmaya başlıyor. Bu da şeker tüketimini muazzam ölçüde artırmış. Türkler daha ucuz kahveyi ve şekeri orta amerikandan elde etmeye başlıyor, elbette bunları pazarlayan Fransızlar ve İngiliz tüccarlar oluyor. Yöresel kökenli tek şey sıcak sudur.
1635 yılında ilk defa İslam ülkeleri türün ile tanışıyor. Amerikandan getirilen bu garip kokulu şey, önceleri tedavi amacı ile kullanılıyor ve tiryakilerin artması sonucu hiç alışık olmadıkları beyaz duman ile karşı karşıya kalıyorlar.

Hayatımızın vazgeçilmezleri ile ne zaman tanışmışız?
İşte yukarıda alıntıları aldığım bilgiler bende yeni çağrışımlarında oluşmasına neden oldu!
Milli içeceğimizin ve yaşam tarzımızın bize ait olmadığını ne güzel ortaya seriyor bu kısa bilgiler değil mi?

Okuduğum kitap bu aralar Bernard Lewis'in Müslümanların Avrupa’yı Keşfi adını taşıyor. Çok ilginç bilgiler var içinde, emek verilerek hazırlandığı her halinden belli oluyor.
Okurken öğreniyorum.
Belki size yarar getiri diye bu bilgileri paylaşayım dedim…

10.03.2006
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: