7 Ocak 2008 Pazartesi

AKM neyzen adlı bir oyun


izmir'de bugün neyzen adlı bir oyuna gittim. mey tiyatro Atatürk Kültür Merkezi Konak'ta sahneye koymuştu. davetli olarak bir de oraya gideyim dedim ve de gittim. gitmezseydim zaten bu yazıyı yazmazdım değil mi?
oyun neyzenin çocukluğunda başlıyor ve hayatının sonlandırdığı döneme kadar ki değişimini anlatmaktadır. başarılı bir şekilde sahneye konan oyu aslında tek kişilik bir oyun. fakat oyunda bir sema ve semah grubu zaman zaman eşlik etti. sahnenin bir köşesinde durup gitar ve mandolin ile eşlik eden sesi hoş ve de kendi hoş bir bayan vardı. ee gözümde onu görür değil mi? koca sahne köşedekine ilişti gözüm!..
oyun başarılı bir şekilde tek kişilik olarak kurgulanması sonucunda hayat bulmuştu. oyun günümüze yönelik eleştirileri ile işlenmişti.
neyzen osmanlının aydınlarından bir hocanın oğludur. sürgün gittikleri bodrumda hayata gelmiş ve bodrumda yani baba evinde korkuyu tanımış. ilk gençlik yıllarına kadar sarılık hastalığı ile uğraşırken sürgünde kimliği biçimlenmiştir. abdülhamid'in kanlı elleri her yerdedir ve o kanlı eller her yere uzanmıştır. o karanlık dönemdeki aydınların etkisi vardır neyzenin üstünde. ney ile iyileşmekte ve o mevlevi törenlerin aslında aydınların nefes almak için kullandıkları bir perde olduğuna tanık olacaktır. çünkü bir arada olmak osmanlı gizli servisi tarafından basılmak anlamına geliyordu. basılan işkenceden geçmesi doğallaşmıştı. aydınlar tek tek sürgüne gider. sürgün yıllarında acı vardır, çünkü vatan her an içlerindedir. 1. meşrutiyetin ilanı ile sürgünden döner aydınlar. döndüklerinde sokaklarda gösteriler vardır, fakat bu özgürlüğün gerçek sahipleri kendileri olmadıklarını kısa sürede anlayacak, yine zulüm altında olacaklardır. işte neyzen geçimini ney ile karşılarken hicivli şiirleri ileride dikkatleri üzerine çekmiş ve sürekli kontrol altındadır. kara bir bulut gibi osmanlı topraklarının üzerine düşen abdülhamitin gölgesi altında ezilirken bir yandan ittihat ve teraki partisinin gölgesi vurmaktadır osmanlı toprağına. bilindiği gibi osmanlı savaş yenilgisi olarak ayrılmış ve genç cumhuriyet gelmiştir. gelen sadece başka bir buluttur, çünkü neyzenin yaşamında değişen fazla bir şey yoktur. akıl hastanesine girer ve oradan bir deli raporu alır ve istediği gibi hiciv etmeye devam eder.
"Kime sordumsa seni doğru cevap vermediler;Kimi hırsız, kimi soysuz, kimi deyyus, dediler.Künyeni almak için partiye ettim telefon,Bizdeki kayda göre şimdi o mebus dediler."
işte neyzen büyük bir hiciv ustasıdır ve ölünceye kadar hicivin o keskin kılıcını kullanmıştır.
oyun hicivlerinden ve şiirlerinden örnekleme ile sona erer.
evet kaç adam vardır kendi cenazesini kaldırır bu dünyada?
bir neyzen mi dersiniz?
izmir' de olanlar bu oyuna gitmesini dilerim..
sevgiyle kalın..
21.06.2005
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: