7 Ocak 2008 Pazartesi

deprem...

her ne kadar sakin olmayı öğrendim desem de bazen sakinlik çevredeki hareketliliğe kapılıp yok olabiliyor. daha önceki yazılarımda da belirttim panik bulaşıcı bir hastalık olarak yorumluyorum, tıpkı korku gibi!
bugün izmir içinde fazla kalmadım, izmir'in şirin bir ilçesi menderes'teydim. orada öğlen tatili zamanı yemek yemeye gittiğimde deprem ile ikinci defa karşılaştım. sabah ki karşılaşmamı anlatmıştım daha önce.
sakin sakin yemeğimi yedim, fazla hissetmedim, ayağa kalkıp dışarıya fırlayan insanları gördüğümde yabancı biri gibi baktım. karşımda oturan adem dost deprem oluyor, hissetmiyor musun dediğinde sallandığımızı fark ettim. demek ki yemek yemeye daha çok dikkatimi vermişim!
bir süre sonra ikinci defa sallandık, meğerse her iki depremde sabah ki depremden daha şiddetliymiş. haberlerde öğrendim.
belediye başkanı ile kapıda karşılaştık, hayırdır dedim neden dışarıdasınız?
gülerek yanıt verdi, sende biraz önce burada olsaydın anlardın!
meğer belediye binasını bayağı bir sallamış, doğaldır dedim, tüm kamu kurumları ihale ile alınıp, ucuza mal ediliyor! sonrası malum, önce okullar, sonra kaymakamlıklar, daha sonra ise belediye binaları yıkılıyor evlerden önce!
bugün deprem yani yersarsıntısı içinde geçirdik, biraz önce okuduğum habere göre ise sabaha kadar devam edecekmiş, o yüzden bana müsaade dışarıya çıkıyorum..
yarın göndereceklerimi bugünden gönderdim...
sevgiyle kucaklıyorum, dost sıcaklığı içinde kalın..
biraz ısınızı izmir'e gönderin, burada bir çok insan sıcak bir merhabaya ihtiyacı vardır diye düşünüyorum..
öptüm..

bu arada izmir'e yakın oturan dostlarıma ve izmirde oturanlara sıcak bir merhaba!..

17.10.2005
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: