7 Ocak 2008 Pazartesi

haftasonu ve izmir!

bugün günlerden pazar, bir çok bölgedeki sıcaklardan farklı bir sıcak hakim gökyüzüne ve de yeryüzüne!
dışarıya yumurtayı kır pişsin derler ya, işte öyle bir sıcak ve bu sıcakta serinlemek için gidilen denizden ise kızarmış şekilde dönme riski var!
sadece kızarmayla kalsa insanoğlu, kanser olma riskinin en üst olduğu zamanlardır. cilt kanseri son dönemlerde dünyada ve de gençler arasında yaygınlaşmış. onu bilim adamları ozandaki deliğin gün geçtikçe büyüdüğüne ve küresel ısınmanın getirmiş olduğu sonuç olarak bilgi sunmaktalar.
bu küresel ısınmaya karşı hiç bir tepki vermeyen ve üstelik deliğin daha çok açılmasını sağlayan G8 ülkeleri kendi vatandaşlarına bu kanserin ulaşması sonucu ne gibi önlem aldılar!
vatandaşa uyarı!
güneşe çıkarken güneş ışınlarını aza indiren güneş yağı ve nemlendirici kullanın!
evet vatandaşına bu uyarıyı yaptılar!
bu uyarı sana yönelik yapılmış değildir, o G8 ülkeleri vatandaşları için yapılmıştır!
peki bu güneş yağları ve nemlendiricileri üretimi ne kadar ve nerede yapılmaktadır?
nerede yapılırsa yapılsın ülkemizde bir taklidi yapılır ve de piyasaya sürülür. orijinalinden hiç bir şekilde ayıramayacağınız bu yağlar acaba gerçek anlamda güneşe karşı koruyucu olabiliyor mu?
işte bu konuda yapılmış bir çalışma yok, onun yerine duygularım ile söyleyebilirim ki, balın taklidini yapan bu millet, elbette hiç bir yararı olmayan sıvıyı yapmış ve satıyorlardır!
aman tanrım ne demekteyim?
hiç bir yararı olmayan demekteyim, ne yararı kardeşim zarar! zarar üretiyorlar.
o sıvıyı sürenlerin başına ileride ne gelebilir?
hiç kanser riski olmayan bile kanser oluvermiş!
çayda bakın radyasyon yok, ben içiyorum bir şey olmuyor! diyen generallerin ve politikacıların olduğu bir ülkede gerçekler nasıl açıklanır?!
çünkü o çayı içerek halkı gerçeklerden uzaklaştıran kişiler hala hiç bir şekilde yargılanmamıştır, onları koruyan anayasa maddesi henüz değiştirilmemiştir.
serinlemek için evlerde ve işyerlerindeki klimalar nasıl insanı hasta ettiğini kamuoyu önünde açıkça tartışılmaz. sadece hastanelerde ölen çocuklar fazlalaşınca bakteri yüzünden öldüler gibi üstü körü açıklamalar ile geliştirilir. peki bu klimalar üzerine açıklayıcı ve nasıl bakteri ürettiği konusunda ve ne gibi bakteri ürettiği konusunda açıklayıcı ve doyurucu bir bilgi sunulmaz!
filtrelerin ne zaman ve nasıl değiştirileceği konusu yanında, kullanılmış filtrelerin nasıl yok edileceğini kimse açıklamaz?
bu kullanılan ve içinde doğal olarak değişik bakteriler olan bu artıkların nere de ve nasıl imha edildiğini bildirilmez!
ülkemizde sanki arıtma tesisi varmış gibi konuşuyorsun diyebilirsiniz, sahillerimize vuran variller kadar tehlikeli değil ya!
gördüğüm ve gezdiğim yerlerdeki sahillerde ise, ağaç yerine beton dikilmiş, hatta bir çok beldede palmiyenin plastiği yol kenarlarını süslediğini gördüm.
geceleri hoş bir şekilde ışıklandırılmış bu plastik palmiyeleri kim keşfetmiş bilmiyorum, ama iyi para kazandığını düşünmekteyim.
konudan konuya geçmeyeyim, bu hafta sonu buralardaki sıcaklardan kaynaklanan ve cırcır böceklerinin sıcağa göre artan sesinden uzaklaşmak için kısada olsa muhabbet edeyim dedim!
14.08.2005
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: