9 Ocak 2008 Çarşamba

Muzaffer Buyrukçu için...

Muzaffer Buyrukçu için...

bir yazar kendi kaderi ile kalmış hayat içinde, şimdi başka diyarlara yine tek başına gitmiş kimsenin haberi olmadan. yalnızlığı içinde ve dışında yaşadı, bir kelime avcısı olmadan alınteri ile ayaklarının üzerinde durdu, emeği ile geçindi, emeği ile yazdı yaşadıklarını. yalnızdı, yalnızlığını içine attı, içindeki yalnızlık ile bir yola çıktı. eğer dışarıya taşan koku olmasaydı kimse bilemeyecekti, içerdeki karanlık içindeki bir yazarı. karanlık içinde bir kedi, kara bir kedi. karanlıkta kara kedi görülür mü? bir de içeride gerçekten kara kedi yoksa, şimdi ne olacak? tek başına karanlıklar içinde, aydınlık bir türkiye özlemi ile karanlıklara göç etti!dostları, okurları onu karanlıklar içinde bırakmış yıllar önce. tek başına vermiş ayakta kalma mücadelesini, karanlığa inat, karanlıkta bir kıvılcım olmak için. kıvılcımı karanlık yuttu, kim gördü?gazete sayfalarında küçük bir yazı olarak duyuruldu, doğal olarak diğer yazarlar gibi unutulup gidecek, karanlık üzerine yazdığı kelimeler karanlıkta kalarak!bir gün bir alev belki o karanlıktaki kelimeleri gün yüzüne çıkarır... o alevin yanmasını mı bekleyecek insanlık, çünkü karanlık tarih sayfasına ne kadar çok kelime bırakmıştır yazarlar?arkasından ağıtlar yakılmadı, ağıt yakacak kadınlar bulunamadı, çünkü ağıtlarda karanlıkta kaldı, kadınlarda..her giden gerisinde acı bırakır..acı yaşayanların olur her zaman!

29 Ağustos 2006
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: